Akşamdan Kalma

360 37 2
                                    

Sabah uyandığımda kendime atıştıracak bir şeyler hazırlamak için mutfağa girdim. Gece uykumun arasında aldığım ilaç akşamdan kalmalığımı büyük ölçüde engellemişse de, hala sevimsiz bir baş ağrısının etkisindeydim.

Gözlerim kapalı bir şekilde buzdolabına ulaştığımda içinden el yordamıyla bir şeyler çıkarttım. Tek gözüm hala kapalıyken hassas mideme iyi gelecek bir şeyler hazırlayarak ısınmasını beklemeye koyuldum.

O sırada, çocukların gece gördüğüm snapleri aklıma geldiğinde sırıtmaya başladım. Telefonumu çıkarıp oldukça sakin bir şekilde poz verdim ve Luke'a snap attım.

*Dünkü snaplerinizi geç gördüm*

Sonra kaşlarımı kaldırdım ve bir snap daha çektim.

*Demek gizli toplantı yaptınız...*

Alt dudağımı dişleyerek gözlerimi kaçırdığım bir poz...

*Demek Sydney'e geliyorsunuz...*

Çılgınca sırıttığım bir poz daha.

*CİDDEN SYDNEY'E Mİ GELİYORSUNUZ!?*

Luke snaplerimi anında gördüğünden bir süre ekrana bakmaya devam etsem de, cevap vermediğinde onu beklemekten vazgeçtim. Artık ısınmış olan yarım yamalak kahvaltımdan atıştırmaya başladığım sırada Snapchat'in Hikayeler kısmına girip dolanmaya başladım.

Çocukların kişisel hesaplarında da ortak grup hesabında da hiçbir şey yoktu. Bizim ofistekilerin dünkü partide çektiği birkaç videoya kıkırdadıktan sonra, kendi hikayemde de bir şey olduğunu gördüm. Bunu yaptığımı hatırlamıyordum bile.

Kendime not: Bir daha bu kadar çok içecek olduğunda, öncesinde telefonunu kapatmayı akıl et.

Hikayemde neler paylaştığıma bakmak için küçük yuvarlağa tıkladım. İşteki en yakın arkadaşım Carol'ın sinsi bir gülümseme takındığı snaple karşılaştığımda, o an her şey benim için netleşmişti.

*Lexa'nın telefonunu ele geçirdim*

*Telefonuna daha iyi sahip çıkmalısın Alexandra ;)*

Ona gözlerimi devirsem de haklı olduğu için bir şey diyemezdim. Yine de iyi bir arkadaş olup beni tüm Snapchat alemine rezil etmeyebilirdi tabii. Bilmiş bilmiş sırıttığı fotoğrafın üstüne tıklayarak bir sonrakine geçtim. Birbirlerine tokuşturulan yedi-sekiz tane kokteylin olduğu snapten sonra, bir video oynamaya başlıyordu.

Fonda pek de hakim olmadığım bir şarkı çalarken Carol telefonu, müzikle uyumlu olacak şekilde sağa sola sallıyordu. Renkli ışıklar yanıp söndükçe, Carol'un omzunun arkasından görünen insanların dans ettiğini görebiliyordum.

Bir başka video, başka bir şarkıyla devam ediyordu.

Yakından kendini çeken ve oldukça sarhoş görünen Carol, şarkıya eşlik ediyordu. Gözleri telefonun arkasında bir yere kilitlendiğindeyse, yüzünde pis bir sırıtış oluşuyordu. Ön kamera bir anda arkaya döndüğünde birbirlerinin suratını yiyormuş gibi görünen, sarmaş dolaş bir çifti çekiyordu.

"Siktir."

Çocuk popomu avuçladığı sırada, o saçma ışığın altından bile dilimi çocuğun gırtlağına kadar sokmuş olduğumu görebiliyordum.

"Hassiktir."

Video sonunda bittiğinde Snapchat ekranına bakıp kalmıştım. Bizi sevişirken de çekmediği için mutlu olmalıydım sanırım?

Telefonu telaşlı parmaklarla elime aldığımda, Hikaye ekranının orasını burasını kurcalamaya başlamıştım. Bu şey nasıl siliniyordu!?

Yepyeni telefonum aceleci parmaklarımın arasından ağır çekimde fırladığında, kendimi de telefonun uçmakta olduğu yere fırlattım. Dizim ve dirseğimi sertçe fayansa çarparak yere pek de yumuşak olmayan bir şekilde inmiştim.

Ama neyse ki telefonumu da büyük bir başarıyla, zarar görmeden yakalayabilmiştim.

Rahatlamış ve kendimden memnun bir şekilde toparlanıp, bir hışımla ayağa kalktım...

Ve yıldızları gördüm.

"Ah!"

Kafamı açık olan çekmecenin kenarına geçirmiştim.

"Siktir. Siktir! Çok acıdı."

Vurduğum yeri tutarak doğrulduğumda resmen gözlerim acıdan sulanmıştı. Biraz kendime gelebilmek için tezgahtan destek alarak ayakta dikilirken kapıdan içeriye giren, dünkü çocukla göz göze geldim.

Evet evet, şu bademcik ameliyatı yaptığım.

Altındaki boxerı dışında tamamen çıplaktı ve bana baklavalarını sergiliyordu. Bakışlarımı biraz daha aşağı kaydırdığımda ise beni sağdan soldan ablukaya alan adonisleri, bana seksi bir şekilde göz kırpıyorlardı.

Sonunda gözlerimi yukarıya kaydırıp yukarıya baktığımda ellerini kıvırcık saçları arasından geçirerek bana doğru geldi.

"Günaydın."


5 Seconds Of Snapchat [Hood]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin