Yürümemle açılan her ışık gözlerime ulaştığı anda beynimin bir kısmını kör ediyodu. Topuklularım elimde ilerlerken otel koridorunun bu kadar uzun olduğunu daha önce fark etmediğimi düşündüm. Ya da sanırım şu an nerede yürüsem bir türlü ona ulaşamayacak gibiydim.
Luke'un sesi kulağımda yeniden yankılandığında artık adımlarım o kadar hızlı değildi.
"Çünkü Calum sana aşık oldu."
Üzerine sayfalarca küfürlerden oluşan bir tez yazabilirdim. Evet, bunu yapabilirdim. Çünkü bu kalbimin yerinde patlamasını sağlayacak kadar heyecanlanmama neden oluyordu. Çünkü bu beraber büyüdüğünüz birine karşı duyulabilecek en boktan şeydi. Çünkü bu... nasıl başladığını bilmediğiniz hislerimin yüzüme vurulmasıyla benim de fark ettiğim 'korkunç' bir gerçekti.
"Bunu bana itiraf ettiği akşam... Beraber içiyorduk. Seninle şakalaşmalarımızı biliyorum ama hissettiklerinin de farkındaydım. Onunla bunu konuşacaktım... Ama sonra snabini gördük. Hani şu... Başkasıyla-"
Ve onun daha fazla anlatmasına izin vermeden onu kesmiştim. Lanet olsundu o geceye! Luke'un söyledikleriyle bana göt davranışının o geceden sonra başladığını fark ettiğimde bir süre hiçbir şey diyememiştim.
Şimdi de hala bu konudan konuşmanın benim için kolaylaştığını düşünmüyordum. En başlarda... Sadece Calum'un büyümesinden etkilendiğimi düşünürdüm. Son zamanlarımızda da onu her gördüğümde heyecanlanıyor olmama ise hep başka sebepler uydurmuştum.
"5 aydır görmüyordum çok özledim."
"7 aydır görmüyordum daha da özleyemezdim."
"Bugün günlerden cumartesi; ben zaten cumartesileri hep çok özlerim."
Mesele kesinlikle özlüyor olmam değildi. Mesele onun hareketlerinin, midemin en ince yerlerine bir tüy değdirmişcesine içimin burulmasına sebep olmasıydı.
Tabii... Bu zamana kadar fark etmediğim bir şey değildi bu.
Bu durum Luke ile aramızda hep 'dalga' konusu olmuştu ve bunun üzerinden konuyu açtığımda, düşüncelerimin hep bu 'şaka' üzerinden ilerlediğine inanırdım.
Tüm bu düşüncelerimde boğulduğum sırada koridor bitmiş ve ben köşeden döndüğümde kendimi onun odasının önünde bulmuştum.
Evet. Gelmiştim. Peki burada ne işim vardı?
Beynimin gerisinde yeniden Luke'un sesini duydum.
"Çünkü Calum sana aşık oldu."
Peki o bana aşık olurken neyi düşünüyordu?
BANA MI AŞIKMIŞ?
BANA?
CALUM THOMAS HOOD, ALEXANDRA IRWIN'E Mİ AŞIKMIŞ?
Ne zamandan beri? Beni her gördüğünde aklından bu düşüncenin geçiyor olma ihtimali, şu an onun gözlerine baktığım her anın anlamını daha farklı kılmaya başlamıştı.
Bu gerçek benim algılamam için çok zordu. Sanırım fiziksel bütün sakarlık yetilerim şu an beyin hücrelerime akın edecek ve en sonunda düşündüklerimin hepsi beni felç bırakacaktı. Evet, evet. Sonra da hayatımı idrar kesesine bağlı bir muhtaç olarak yaşayıp Ashton'un torunlarının bana hikaye okuyacakları gün için gelmelerini bekleyecektim.
Dakikalar geçtikçe kendi içimde kayboluyordum.
Kapıyla bakışmaya devam ederken elimi kaldırdım ve kapıyı çalmaya hazırlandım.
Saat kaçtı? Kapıyı çalsam onu uyandırdığım için bana kızar mıydı? Bana kızar mıydı? Tabii ki, Calum küçük öküzün tekiydi.
Kapıyı çalmamalıydım.
Elimi indirdim ve geriye çekilip Ash'in odasına doğru yürümeye başladım.
Hayır, hayır. Calum öküz değildi. Ama romantik olduğunu söyleyemezdim. Onu uyandırdığım için bana kızmaz ama kapıyı açıp yatağına geri dönerdi. Ve belki ben de onu uyurken izler ve güneşin doğmasını beklerdim. Bu güzel bir fikirdi.
Yürüdüğüm yoldan geri dönerek tekrar Calum'un odasının önüne geldim ve elimi kaldırdım.
Onun uyumasını izleyemezdim. Sapık falan değildim. Yani belki. Tamam, birazcık. Ama poposu güzel olan oydu. Güzel olana bakmakla ilgili bir atasözü falan var mıydı?
Ya da grup arkadaşının poposuna bakmayı düşünen bir kuzeniniz? Çünkü benim öyle bir kuzenim olsaydı kafasına vurur ve bu konuda söylediği herhangi bir şeyi ciddiye almazdım.
Peki ya Ashton, ikimizin böyle duygulara (Calum'un poposuna bakarken hissettiklerimden bahsetmiyordum.) sahip olduğunu bilse ne tepki verirdi?
Peki ya aramız kötü olsa ve birbirimizi görmek istemezsek? Bunca zamandır sahip olduğumuz o güzel ilişki ne olacaktı? Bu diğer çocukların da bana karşı hissettiklerini değiştirir miydi?
Derin bir nefes verdim ve elimi indirerek kapının önünden uzaklaşmaya başladım.
Bu konuyu kapatmalı ve hiçbir şey yapmamalı mıydım?
Hayır, hayır. Biz birbirimizi anlayabilirdik, onunla konuşmalıydım. En azından bu akşam neden öyle erkenden gittiğini sormalıydım. Bana bir cevap verecekti. Belki ben de ona onun hakkında düşündüklerimi söylerdim. En fazla ne olabilirdi ki? Uykusunun olduğunu söyleyip yatağına geri dönerdi.
Bu çok da kötü değildi.
Adımlarım hızlıca geri döndü ve-
Bum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 Seconds Of Snapchat [Hood]
Non-FictionUyku... güzeldi. Ama uçarken güvende hissetmek kadar değil. -Bölümlerimiz fotoğraflarla donatılmıştır.