Ve puf.
Düştüğüm yerde peşimden sürüklenen örtünün üzerime üşüşmesini beklediğim sırada uykum iyice açılmıştı. Artık yataktan düşmek benim için rutin bir olaydı, şaşırmıyordum. Bu sefer şaşırdığım bunu uyurken değil de uyanıkken gerçekleştirmiştim, çünkü uyuyamıyordum.
Döneli 5 gün olmuştu. Ama ben hala kendimi hala bunun jetlag olduğuna ikna etmeye çalışır bir biçimde uykusuzluk çekiyordum. Aslında bu beni yoran ve gecenin beni karanlığına çekmesi gibi mutsuz bir uyanıklık değildi. Gözlerimi her kapattığımda kendimi yeniden onun dudaklarında buluyor, usulca ayrıldığımda içmekten pembeleşmiş yanaklarıyla kocaman kahveleriyle beni süzdüğünü görüyordum.
Ve pat!
Sonra hemen gözlerimi açıp bunun gerçek mi yoksa hayal mi olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bu süreç kalbimin o kadar hızlı atmasına ve midemin burulmasına sebep oluyordu ki, kafamın üzerinde birkaç ateş böceğinin bile bana eşlik ettiğini hayal etmiştim.
Döndüğümden beri Calum ile konuşmamıştık. Bunun iki taraflı bilerek yapılan bir tavır olduğunu düşünmüyordum, ki ortada zaten böyle bir gerginlik yoktu. Sanırım ikimiz de hala o öpücüğün etkisinden çıkamamıştık.
Ya da benim birkaç dakika sonra onun dudaklarından ayrıldığım gibi uçağı kaçırmamam gerektiğini söyleyip odadan çıkmış olmam da bu etkinin gerçekten etkisinin gerçeküstü olmasına sebep olmuş olabilirdi.
Her neyse...
Az önce kafamı sıyıran komidinimin üstüne doğru uzanmaya çalışıp telefonumu bulmaya çalıştım. Tabii bu çabam çalar saatimi kafama düşürmemle sonlanmıştı. Küfredip bundan vazgeçtiğimde yeniden kafamı yere koydum ve üşümememe rağmen bacaklarıma dolanan örtüyü iteleyerek ondan kurtuldum. Iki gün önce Michael'ın attığı snap ile başlayan konuşmamız aklıma geldiğinde sırıtarak konuştuklarımızı düşündüm.
Ona yazarak cevap vermiştim.
Attığı videoyu açtığım gibi saçma sapan bağırmasıyla karşılaştığım için telefonumu düşürüp son anda enkaza dönüşmesini engellemiştim. O yüzden de ona cevap atmamıştım. Ta ki ertesi gün...
Sakarlığımı zaten yanlışlıkla ona atmışken biriyle izlemesi yeterince kötüydü. Sonrasında attığı snaple de arka bahçemde pizza için kazdığım çukurun yanına kendi boyutlarımda bir taneyi daha eklemiştim.
Ve sonra Michael'ı engelledim.
Calum'a rezil olmuştum.
Ayrıca ben Luke'la konuşmamıştım, Michael'ın ya da onun da bizim 'son haberlerimizi' alıp almadığımı bilmiyordum. Kolumu yatağa doğru uzattım ve yastığımın üstüme düşmesini sağlayıp kafamı yastığa gömdüm.
Bundan sonra neler olacağı konusunda en ufak bir fikrim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 Seconds Of Snapchat [Hood]
Non-FictionUyku... güzeldi. Ama uçarken güvende hissetmek kadar değil. -Bölümlerimiz fotoğraflarla donatılmıştır.