Telefonumu evde unuttuğum bir gün şüphesiz ki bütün işlerim aksayacaktı. Neyse ki iş arkadaşlarım sayesinde hiçbir şey büyümemişti ve zamanında halledebilmiştim.
Onlara bir teşekkür borçlu olduğumu aklıma yazdığım sırada anahtarı çevirdim ve evimden içeri girdim.
İşte... Günün en sevdiğim saati.
Hemen kendime dondurulmuş pizzalardan çıkararak fırına attım ve mutfaktan çıkarak telefonumu en son bıraktığım yeri hatırlamaya çalıştım.
Yastığımın kenarından bana sırıtan telefon kabımı gördüğümde kendi kendime gözlerimi devirdim. Demek saklanmıştın.
Seni hain.
Yatağa atlayıp ekrandaki bildirimlere baktığım sırada yüzümdeki gülümseyi engelleyememiştim. Annem ve Jack'in cevapsız aramalarının yanı sıra bir sürü iş maili vardı. Yüzümü gülümsetenler ise birkaç saat arayla atılmış snap bildirimleriydi.
Görünüşe göre sevgili kuzenim Ash ve en sevdiğim gitarist olmadığı kesin olan Mikey günümü neşelendirmeye karar vermişti.
Hemen uygulamaya girdim ve önce atılmış olan Ash'ın snabine tıkladım.
Oh.
Hemmo.
Beni güzelliği ile etkilemeye çalışması kesinlikle adil değildi.
Onu engelleyeli kaç gün olmuştu bilmiyorum ama mesajlarına da cevap verememiştim. Bu durum kesinlikle kaltaklık yaptığımdan değil, işyerinde birkaç çekime birden verilmemden kaynaklanıyordu.
Dudaklarım kendiliğinden burulurken Michael'ın snabini açtım.
Ya suratını parçalıcaktım.
Onun böyle şeylere taktığında gerçekten üzüldüğünü biliyordum. Yani ciğeri çıkana kadar ağladığından falan bahsetmiyorum ama... küçük odasından ayrılıp dünya turnesine çıktığından beri bütün bunları dengede tutmasını arkadaşlarına borçluydu. Bunun değerini biliyordu.
Snap kapandığından beri ne yapacağımı bilmediğim için ekrana mal mal bakmayı sürdürüyordum.
O sırada birden Calum'dan gelen snap ile sırıtmaya başladığımda o ikincisini bile atmıştı. Hemen üzerine tıkladım.
Sıkılmış ifadesi kıkırdamama sebep oldu. Luke belli ki bugün bu konudan bahsederek çocukların hepsini baya bir kilitlemişti.
Ve sebebini söylemediğin için sana minnettarım Hemmo!
Cevap atacağım sırada bir snap daha geldi.
Kahkahaya dönüşen kıkırdamalarım ile ekrandaki koca suratlıya baktığım sırada Calum'un bana daha sık snap atması gerektiğini düşünüyordum.
O söylediği için değil de zaten bunu istediğim için Luke'a hemen yazmam gerektiğine karar verdiğimde beni bir şey durdurmuştu.
Bir koku.
Bu koku neydi?
Siktir.
Zamanlayıcı kurmamış ve pizzayı fırında unutmuştum. Kapanan snabe ufak bir elveda gönderdiğimde anında yayıldığım yataktan fırladım ve mutfağa koştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 Seconds Of Snapchat [Hood]
SaggisticaUyku... güzeldi. Ama uçarken güvende hissetmek kadar değil. -Bölümlerimiz fotoğraflarla donatılmıştır.