ATEŞ

A-36

Birkaç saniye karşılarındaki kızı incelerken Işıl suratını acı ile buruşturarak kızın duyamayacağı bir tonda söylediklerine Ateş gülerek onay verdi.

"Ateş, bu kız çok güzel. " Giydiği dar kot pantolonu uzun düzgün bacaklarını göz önüne sermiş, giydiği haki yeşili gömlek ve deri ceketi ile yaşıtlarının aksine sadeliğiyle güzelliğini ön plana çıkarmıştı. Uzun beline kadar uzanan iri dalgalı kumral saçları, minik burnu, biçimli kaşları, porselen cildi ve sol elmacık kemiği üzerindeki küçük beni ile güzelliği inkar edilemeyecek cinstendi.

"Görüyorum Işıl." Ateş hayranlıkla kızı süzen Işıl'ın bu faslı kısa tutmayacağını anlarken masanın kenarında dikilen kıza döndü.

"Hande değil mi? " genç kız sevimli bir şekilde gülümserken Işıl az önceki tonda konuşmaya devam etti.

"Üstelik bir de gamzesi var." Ateş karşısındaki kıza gülümserken dişlerinin arasından Işıl'ı uyardı.

"Hayatım, tamam. Yeter." Ses tonunu normal bir düzeye getirirken konuştu.

"Merhaba Hande Ateş ben. Ne içersin bu arada?"

"Kahve olur. " Ateş garsonu yanlarına çağırırken garsona bir kahve bir de tiramisu siparişi verdi.
"Işıl tiramisularını çok seviyor. Sen de seversin umarım. "

"Ben sizin evli olduğunuzu bilmiyordum. Münasebet teyze ile konuştuk ama. "Bir an kal gelen ikili duyduklarını yavaş yavaş sindirirken "Yok. Biz evli değiliz. Ateş benim erkek arkadaşım." Diyerek duruma açıklık getiren Işıl'ın ardından sözünü tamamladı.

"Henüz evli değiliz. " Işıl tek kaşını kaldırarak Ateş'e bakarken gülmemek için kendisini tutuyordu.

"Çok pardon ben böyle görünce evli falansınızdır dedim. Kusura bakmayın. "

"Yani aynı evde yaşıyoruz. Ben şu anlık yaşadığım evden taşınıyorum bu süre zarfında da Ateş'in evinde olacağım." Işıl'ın açıklamasını sabırla dinleyen Ateş kollarını iki yana itiraz edercesine açarken Işıl'a doğru döndü.

"Hayda.. Bu nereden çıktı?"

"Ateş, ne demek nereden çıktı? Hayatımın sonuna kadar sende mi yaşayacağım?"

"Işıl." Ateş'in meydan okuyan bakışlarını ustalıkla karşıladı.

"Hayatım?"

"Sana hatırlatırım bu lafları."

"Yani." imalı bakışlarını Ateş'ten ayırmazken masadaki fincanı dudaklarına götürmeden hemen önce konuştu. "Şartlar dâhilinde yine geçiririz gözden." Gözlerinin diktiği yeşillerden ayırırken Hande'ye döndü.

"Ee Hande anlat bize... " Işıl yerine gelen keyfi ve sevecen çıkan sesi Ateş'in çalan telefonunu ile kesilirken açtığı telefonda bir süre karşı tarafı dinledikten sonra tek kelime söylerken yerinden kalktı.
"Tamam. Ben geliyorum. " Işıl'ı sandalyenin arkasına asılı duran deri ceketi üzerine geçiren Ateş'e bakarken Ateş Işıl'ın yanağına aceleci bir öpücük bırakırken açıklama yaptı.

"Benim acil bir işim çıktı. Sen halledersin değil mi? "

"Hallederim de ne işi bu şimdi? "

"Şirketle alakalı bir şey. Akşam konuşuruz. Hande tanıştığıma memnun oldum. Kusura bakma. "
"Yok. Ne demek. Ben de memnun oldum. " seri adımları ile kafeden ayrılan Ateş'in ardından bir süre bakarken içine düşen merak tohumlarını bastırmaya çalışırken, aklına takılan bu sorunu şimdilik halı altına süpürürken karşısındaki kıza gülümsedi.