Ateş az önce yaptığı şeyi fark edip bu kez de kendisine sinirlenerek fırlattı önünde duran dosyaları.
Ona neydi ki bu kadından? kim bakarsa bakardı. Hem belki sevgilisi vardı. Sarı saçlarını doyasıya koklayan, küçük kemikli ellerini sıkı sıkı tutan, öpülesi dudaklarını öpen biri vardı belki. Belki de o naif sesi ile başka bir adama 'seni seviyorum' diyordu.
Aklına dolaşan görüntüler ile sol şakağında sinirlendiğinde atmaya başlayan damar kendini belli etmişti. Elinde tuttuğu kurşun kalemi sinirle ikiye ayırdı. Daldığı alemden çıkıp elindeki ikiye ayrılmış kalemi odanın bir köşesine fırlattı. Neyse neydi. Burada sinirden kafayı yememenin tek yolu aklındaki soruların cevabını bulmaktı. Madem bu kadının etrafında olmak istiyordu o zaman elini güçlendirmeliydi.
******
Işıl ise gömüldüğü yeni otel projelerinin bütçeleri bulunan dosyalardan çalan kapısı ile ayrıldı. Içeri giren Deniz önündeki not defterine bakarak konuştu.
"Işıl hanım Emir beyin uçağı gece 05.30 sularında iniş yapacak. Ve News dergisi evinizde bir röportaj yapmak istiyor."
"Emir'i almaya şoförlerden biri gitsin.
Dergiye de kabul etmediğimi bildirirsin. Evimi basına açmak istemediğimi biliyor olman lazım Deniz sorman bile hata ama eğer çok istiyorlarsa şirkette bir röportaj gerçekleştirebiliriz. "
" Bende kabul etmeyeceğinizi söyledim ama editörleri çok ısrar ettiler. Başka bir isteğiniz yoksa ben yerime döneyim. "
" Yok Sağol" aklına gelen 'çamaşır makinesi çalıştırma muharebesi' ile kapıdan çıkmak üzere olan kıza tekrar seslendi.
" Deniz birde temizlik Şirketini ara birilerini yollasınlar. Ha bide devamlı çalışması için birkaç aday yollasınlar."
Bir sorunu daha halletiğine karar verip önündeki dosyalara döndü. Sonra çok sıkıldığını fark edip dosyanın kapağını kapattı.
Geriye yaslanıp gözlerini kapattı. Zihninde beliren görüntü ile hızla açtı gözlerini.
Işıl'ın hakkını yiyemeyeceği tek konu Ateş'in fazla yakışıklı bir adam olmasıydı.
Bu sefer bile isteye kapattı gözlerini önce kemikli yüz belirdi. Çıkık elmacık kimikleri, Biçimli kaşları, dolgun dudakları ve insanda sonsuz bir vadiye bakıyormuş hissi uyandıran yeşil gözleri. Sonra bir yerlerden adamın ferah kokusu doldu burnuna. Kokuyu iyice çekti içine burnuna dolan tanıdık koku ile kaşları şaşkınlıkla havalandı."Sarp Aras Soysal kokusu mu alıyorum ne?" diyerek alayla konuşurken usulca gözlerini açıp kendisine doğru ilerleyen adama doğru ilerledi ve sarıldı.
"Eski sevgililerim parfümünün hafızaya kazınan kokusundan bahsetmişlerdi. Haksız değillermiş." çapkınca sırıtan adamın omzuna yalanda yumruk attı.
"Abartma Sarp, liseden beri aynı parfümü kullanıyorsun. bırak da hatırlansın. Hem o eski sevgililerin seni etkilemek için söylemişlerdir büyük ihtimalle. Bu da hemcinslerimin küçük numaralarından biri."
"Hmm... o zaman Işıl Sencer beni etkilemeye mi çalışıyorsunuz?" tek kaşını kaldıran adama karşın o da minik burnunu kaldırdı.
" Ne münasebet."
"İçeri girer girmez tanıdın beni?" Yüzündeki soran ifade ile konuşan adama yalancı bir küçümseme ile baktı.
"Boşuna uğraşma Sarp Aras Soysal. tipim değilsin." Yalancı bir üzüntü ile ellerini kalbine götürdü genç adam.
"Zavallı kalbim bu üzüntüyü kaldıramayacak."
İkili masanın önünde duran koltuklara karşılıklı olarak oturdular.
" Ee anlat bakalım Sarp bey hangi rüzgar attı seni buralara? "
" Fark ettim ki ben gelmesem senin hiç geleceğin yok. Dedim bu böyle olmaz hep iş hep iş. Çıktım geldim. Hadi kalk seni yemeğe götürüyorum."
"Long'a gideceksek neden olmasın."
" Nostalji diyorsun yani. Peki gidelim bari"
Ateş önündeki dosyalardan çalan kapı ile sıyrıldı ve gelen asistanına döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ
RomansaBaşarısı, dimdik omuzları ile herkesi kendine hayran bırakan bir kadın, Işıl Sencer. Gizemli Cazibe Tüm gücüne rağmen geride duran ama güven veren adam, Ateş Önal. İnatçı Karizma ~~ "O ihaleyi ben kazanacağım Işıl Sencer." kendine yaklaşan adama...