Biriyle yepyeni bir yola çıkmak, yeni bir hayat kurmak, hayatını hayatının üstüne koymak. İnsanın heyecandan midesine minik iğneler batıran o duygu. Her akşam bu heyecanlı telaşın arasında başın dönmüş bir halde kendini yatağa atarken vazgeçeceğim çok yorucu diye tekrarlatan her sabah heyecanla erkenden uyanmanıza sebep olan o tatlı telaş.
Yattığı yatakta gerinirken kaldırdığı sağ elinin yüzük parmağında duran yüzüğe takıldı bakışları. Hafif hafif oynattığı parmakları ile üzerine düşen güneş ışıkları ile parıldıyordu. Yattığı yerde doğrulup odadan çıkarken çalan kapıyı açan Hande'nin ardından kimin girdiğine bakmak için uzattı kafasını. O sırada elinde titreyen telefonundaki mesajı açtı.
"Sabah Halide gelmiş. Şu an da sana geliyor olmalı." tepesinden aşağıya dökülen kaynar suların arasında tüm benliği mızmız bir kız çocuğu gibi itiraz ederek ayağını yere vuruyordu. Babaannesine istemeye gittikten iki gün sonra tekrar İsviçre'ye dönen Halide hanım yalnızca bir buçuk ay kalan düğün ile geri dönmüştü.
"Bence dar ve dantelden olsun." İçeri Kucağında zor bela taşıdığı onlarca dergi ile giren Pelin'e bakarken ardından ilerleyen Defne'nin sesi ile gözleri kocaman açılırak içeri giren Selim, Münasebet teyze ve Halide halanın arkalarından ilerledi.
"Kabarık da olabilir boyu uzun taşır." Salona kurularak açtığı gelinlik dergisindeki modeli Işıl hariç herkese göstererek fikirlerini sordu Defne.
"Yok çocuğum olmaz bu çok sade."
"Boğazdaki yalılardan birinde olmalı." Konuşan Halide halanın asla inmeyen burnu ile söylediklerine aşağı yukarı salladığı kafası ile onay veren Münasebet teyze konuştu.
"Tabiki orada olacak. Bir tanecik kızımıza yakışır bir düğün olmalı."
"Bizim de on tane oğlumuz yok ya Münasebet hanım. Dekor gümüş ve beyaz olsun. "
"Masalara da beyaz şakayıklar koyarlar. " yanlarında getirdiği koca poşetten yapma beyaz bir şakayık çiçeği çıkaran Selim ile dayanamayarak konuştu.
"Pardon! Ne yapıyorsunuz siz?"
"E kız düğün var ya hazırlıklara bir an önce başlamak lazım. " konuşan Münasebet'i ilgiyle dinleyen Işıl üstüne doğru gelen Defne'ye kıstığı gözleri ile baktı. Pelin'e dönen Defne elindeki kumaşları Işıl'ın omzunun tek tarafına doğru tutarak sordu.
"Tek omuz mu olsa?"
"Ay ben vefad şu an Defne! Kız tek omuzun modası geçeli kaç sene oldu?"
"Ben gelinlik için çoktan randevu aldım bile. Haftaya beraber Paris'e gideriz." Çoktan yaptığı planı söyleyen Halide hanıma Işıl sinirlenirken anında karşı çıktı babaannesi.
"Oldu efendim başka? Hayır. Biz gelmeden olmaz."
"Giyecek olanı götürüyoruz size ne gerek var?"
"Keşke giyecek olanın fikirlerini de önemseseniz. Ben o kadar abartılı bir...." tatlı tatlı konuşmaya çalışan Işıl'ın ağzına tıktığı sözleri ile konuştu Halide hanım.
"İhtişamlı bir gelinlik olmalı. Ismimize yakışır bir şekilde." Herkes tekrar elindekilere yoğunlaşırken Işıl da bozularak koltuğa oturdu.
"İsminiz batsın!""Konsept ile uyumlu olur hem."
"Yok aslına bakarsanız biz sade, mütevazi bi...." konuşmaya, derdini anlatmaya çalışan Işıl kimsenin umrunda olmazken yenilgiyle düşürdüğü omuzları ile kaptırmış organizasyon yapan kadınlara baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ
RomanceBaşarısı, dimdik omuzları ile herkesi kendine hayran bırakan bir kadın, Işıl Sencer. Gizemli Cazibe Tüm gücüne rağmen geride duran ama güven veren adam, Ateş Önal. İnatçı Karizma ~~ "O ihaleyi ben kazanacağım Işıl Sencer." kendine yaklaşan adama...