Özel Bölüm/ ve Rüzgar Önal

13.6K 499 26
                                    

Elini uzatarak duvarı süsleyen çerçevelerden birinin içindeki Rüzgar'ın varlığını tüm sevdiklerinin öğrendiği güne ait o olabilecek en doğal fotoğraf ile gülümserken hafif yamulan çerçeveyi düzeltti.

Odadan çıkarken yavaş ve sessiz olmaya özen göstererek yatak odasına girdi. Yavaşça Ateş'in yanına sokulup uyumak için gözlerini kapattı. Aradan geçen bir süre sonra bir anda gözleri fal taşı gibi açılırken dudaklarını büzerek uyuyan Ateş'e baktı.
Uyuyamıyordu işte ne zaman gözünü kapatsa karşısında çeşit çeşit tatlılarla  dolu bir dükkan geliyor, o güzelim künefelerin, baklavaların kokusu burnuna doluyor tam o güzelim tatlıları ısıracakken uyanıyordu. Yavaşça Ateş'in yattığı tarafa dönerek Ateş'i dürttü.

"Ateş, Ateş."

"Hmm"

"Ateş kalkman lazım."

"Kalktım ben söyle sen."

"Ateş kalkman lazım çok acil."

"Ne? Ne oldu? Acil dedin bir şey mi oldu? İyi misin sen? Doğuruyor musun yoksa?" Hızla yattığı yerde doğrulan Ateş panikle sorularını sıralamaya başlarken Işıl, Ateş'in panik hallerine göz devirmemek için büyük çaba harcadı.

"Hıı 6. Ayda doğurcam. Öyle bir şey değil. Hani geçen gün künefe yediğimiz yer açık mıdır?"

"Saat kaç?"

"4 buçuğa geliyor." Ateş destek alarak durduğu kolunu indirip homurdanırken konuştu.

"Bu saatte?"

"Evet gerçekten çok direndim. Biliyorum yarın sabah çok erken kalkacaksın ama daha fazla dayanamadım. Ne zaman gözlerimi kapatsam böyle tam ısıracağım o güzel künefeyi ama ısıramadan uyanıyorum."

"Tamam hayatım ben gidip alırım şimdi sana."

"Ama öyle olmaz ki"

"Neden?"

"Ee o sen gelene soğur o. Keyfi kaçar."

"Hava soğuktur sen gelme şimdi üşürsün ben alır gelirim soğutmadan." Yataktan kalkan Ateş'in ardından ayaklanırken peşine düştü.

"Yaa ben de gelseydim hem belki yolda turşucu görürüz."

"Turşu mu? Biz en son künefeciye gitmiyor muyduk ben mi uyku sersemi yanlış anladım?"

"Gidiyoruz gidiyoruz da... turşu bulsak da fena mı olur şöyle kütür kütür?" Üzerine kabanını giyen Ateş'e yandan bir bakış atarak kendisi de kalın kabanını geçirdi üzerine. Taktığı beresi ile aldığı atkıyı boynuna dolamaya çalışırken Ateş'in elleri ile bu işi ona bıraktı.

"Boşayacağım seni. Sonra kendime aşerdiği şeylerin arasında uçurum olmayan birini bulacağım." Atkıyı güzelce Işıl'ın boynuna sarıp bir yandan da konuşurken biten işi ile hafifçe Işıl'ın burnuna işaret parmağı ile vurdu.

"Çok beklersin sen. Sen beni boşasan ben seni boşamam." Kapıya yürüyen Ateş'in koltuğunun altına girerken konuşmaya devam ediyordu.

"Hem beni seviyorsun değil mi?"

"Evet başımın tatlı belası. Evet hayatımın anlamı. Senin geceleri çenen mi düşüyor ne?"

*****

"Merabaaaaaaaa..." koşarak içeri dalan Noyan ile Ateş kafasını masaya bırakırken arkadan gelen Korkut ve Seçkin içeri girdi.

"Günaydın millet."

"Günaydın."

"Ateş'im ne oldu sana?" Korkut'un sorusu ile yorgunluktan çöken omuzlarını dikleştirirken konuştu.

ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin