Merdivendeki Cem ile birkaç adım gerilerken sonunda konuştu.
"Cem ne işin var senin burada? " Cem, Işıl'ın sorusunu duymazken ayırmadığı gözleri ile merdivenlerden inmeye başladı.
"Ateş ile barışmışsın Işıl? " Işıl korkudan titremeye başlayan, iki yanında yumruk yaptığı ellerini daha da sıktı.
"Sen nasıl girdin?"
"Barıştığın gibi bir de onunla öpüştün." Merdivenleri bitiren Cem Işıl'ın üzerine yürümeye devam ederken Işıl birkaç adım geriledi.
"Cem korkutuyorsun beni. "
"Neden? Birkaç yıl öncesine kadar aşıktın bana. "
"Cem, bunları konuştuk." Gerileyen adımları sırtına değen duvar ile dururken korkak bakışlarını Cem'de gezdirdi. Cem'in tek elini sertçe duvara yaslaması ile irkilerek gözleri kapanırken konuştu.
"Cem korkuyorum."
"Benden mi korkuyorsun? Oysa ben Amerika'dan sırf senin için geldim." Derken tek eli ile Işıl'ın sol omzuna dökülen sarı saçlarını geri itti. Kafasını duvarla arasına sıkıştırdığı Işıl'ın kulağına yönlendirirken konuştu.
"Ben senin ilk aşkınım Işıl. Ben seni öpen ilk adamım. " Işıl elleri ile Cem'i itmeye çalışırken hırçın sesi ile konuştu.
"Cem!" Cem Işıl'ın ellerini yakalayıp ince bileklerini kendi iri elleri arasına hapsederken diğer elini Işıl'ın kalbinin üzerine koydu.
"Söylesene Ateş kalbini bu kadar hızlı attırabilir mi? " Işıl olduğu yerde debelenmeye başlarken korkudan ve sinirden akmaya başlayan yaşlar arasında anlaşılmayan bir şeyler söyledi. Cem'in eli Işıl'ın beline doğru kayarken bu bardağı taşıran son damla olmuştu.
"Cem haddini aşma! Çek ellerini!"
"Ateş denen adam seni böyle öpebilir mi? "
Cem ani bir hareketle Işıl'ın dudaklarına yaklaşırken, Işıl, boşluğundan yararlanarak var gücü ile Cem'i iterek boğazını ağrıtacak kadar yüksek sesle bağırdı.
"Sakın! Sakın bir daha bunu denemeye bile kalkma."
"Seviyorum seni. Sırf senin için geldim ben buralara. Sırf seni almak için. "
"Ne aşağılık bir adamışsın sen? İğreniyorum senden! Ben Ateş'i seviyorum, o da beni. Bunu sen de, seni maşa olarak kullanan Çiğdem de anlayın artık. "
"Ateş'in sana aşık olduğunu zannediyorsun. Ama sende farkına varacaksın bu hayatta seni sadece benim gerçekten Sevdiğimin."
"Ne demek bu? "
"Yalan mı Işıl? Seni şimdiye kadar gerçekten kim sevdi ki? Ateş sevsin. " Hırsla Cem'in göğsüne yumruklarını geçirirken bağırdı.
"Kimsin be sen? Sen mi karar veriyorsun buna? Hemen git buradan yoksa polisi arayacağım. " Öfkeden deliye dönmüş Işıl'ın karşısında olağanca sakinliği ile duran Cem kaldırdığı işaret parmağı ile Işıl'ın omzuna bastırırken konuştu.
"Ben Kimim biliyor musun? Ben seni seven tek insanım. Kandırma artık kendini baban bile sevmedi seni, Ateş mi sevecek." Cem'in söyledikleri göğsüne bir bıçağın saplanmasına neden olduğu yetmez gibi bir de bıçağı sağa sola acımasızca çevrilmesine nedendi. Yanmaya başlayan kulaklarında o tiz ses çınlamaya başladı. Kelimeler düğüm düğüm boğazına dizilirken aldığı nefes ciğerlerine yetmiyor daha fazlası için çırpınıyorlardı. Dolan gözlerinin aksine kendini bile üşüten soğuk ses tonu ile konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ
RomansaBaşarısı, dimdik omuzları ile herkesi kendine hayran bırakan bir kadın, Işıl Sencer. Gizemli Cazibe Tüm gücüne rağmen geride duran ama güven veren adam, Ateş Önal. İnatçı Karizma ~~ "O ihaleyi ben kazanacağım Işıl Sencer." kendine yaklaşan adama...