ATEŞ

A-53

Şarkıyı lütfen yıldızlar(*🌟*🌟*) ile belirttiğimiz yerde açın.🙏🙏

"Işıl hanım davetiyeler sahiplerine ulaştı. Yurtdışından gelecek konukların bir kısmı otellerine yerleştirildi."

"Robert Miller ve ailesinin uçağı indi mi?"

"Hayır bir saat sonra iniş yapacak ben de kendilerini karşılamak için havaalanına gidiyorum."

"Tamam Deniz bir şey olursa haber verirsin." Kulağındaki kulaklığı çıkarırken duran arabadan inerek Ateş'in evinin kalabalık bahçesindekilere göz gezdiren Işıl, arabayı çoktan yanına gelen görevliye bırakarak bahçede ilerledi.

"Hoşgeldiniz Işıl Hanım."

"Merhaba Semih. Bunlar ne?"

"Ateş Beyin özel eşyalarını diğer eve götürüyorlar."

"Anladım. Kolay gelsin." Elindeki koca koli ile yürümeye çalışan adam ile kenara çekilirken kapıya doğru ilerlemeye devam etti. Eve girerken merdivenlerdeki yoğun trafiğin nedeni olan nakliyecilerin ayakları altında dolaşmamak için hemen yukarı çıkmaya niyetlenirken duyduğu ses ile kendi etrafında dönerek mutfağa doğru baktı.

"Nevin teyze!"

"Evet benim." Koşarak kendisine gülerken bakan kadının yanına giderek sıkı sıkı sarıldı.

"Nereden çıktın sen?"

"Beni çok özlemişsiniz kuşlar söyleyince dayanamadım geldim."

"İyi yaptın. Çok özlemişim."

"Ateş'e geldin büyük ihtimalle ama kimse rahatsız etmesin dedi. Gel birer kahve içelim." Omzuna sevecen şekilde çıkardığı eli ile yaşlı kadının kendisini mutfağa yönlendirmesine izin verirken mutfaktaki masaya oturdular. Nevin teyzenin yokluğunda işlere bakan kızdan kendilerine birer kahve yapmasını rica ederlerken yaşlı kadının masanın üzerindeki ellerini tuttu.

"Ablan iyi değil mi?"

"Şimdi çok iyi şükür. Toparladı epey kendini bende geldim artık."

"Geçmiş olsun tekrar."

"Ee anlat bakalım. Heyecan var mı şurada bir hafta kaldı düğüne."

"Yani ilk zamanlar vardı ama şu an neredeyse hiç yok."

"Düğün günü göreceğim ben sizi."

"Bilmiyorum Nevin teyze. Sanırım beni heyecanlandıran tek şey biriyle hayatımı birleştiriyor olmak. Yoksa mekândı, düğündü falan değil."

"Sabah Mehmet Beyle konuştuk. Halide gelmiş geldiği gibi de karıştırmış ortalığı."

"Sorma. Çok garip bir kadın."

"Öyledir öyle. Kimseyi beğenmez her şeye bir kulp bulur."

"O ve babaannem arasında bir o yana bir bu yana savruldum resmen bu süreçte."

"En sonunda ipler koptu. Babamla Ayça Hanımı öğrenmiş nereden öğrendiyse verdi veriştirdi haliyle patladık sonuçta bizim de bir sabır noktamız var."

"Karıştı mı gene her şeye? Taa Ayça Hanımla Mehmet Beyin düğününde görecektin herkesi sinir hastası etti. Şimdi uzak her şeyi gönlünüzce yapın."

"onun için biraz geç kaldık. Ben bu kadar ileri gidebileceğini tahmin etmiyordum hep alttan alıp ara yol buldum ama bir işe yaramadı."

"Gelinlik provasına geldi. Ben düz diyorum inatla Kabarık diyor ben sade diyorum inatla işleme diye tutturuyor. Düğün mekânının bile benim istediğim şeyle alakası yok."