Multi: Aşağı yukarı hayalimdeki Asel
Keyifli okumalar dilerim :) 3. Bölüm de yarın yüklenecek.
Kalp ritmimi hızlandıran anlardan biriydi. Yalnızca ay ışığı ve şu an ödümü koparan bilgisayar ışığından başka hiçbir şey aydınlatmıyordu odamı. Nefes alış verişimiz tüm netliğiyle kulağıma doluyor ve ortamın daha da korkunç olmasına neden oluyordu. Kadın tüm cesaretiyle mutfağa doğru ilerlerken, "Gitme!" diye çığlık atmak istiyordum. Damla'nın koluma batırdığı tırnaklarından anladığım kadarıyla onun durumu da benden farklı değildi.
"Kapatalım mı?" diye mırıldanarak sorduğunda, "Evet," demek istesem de merakım engel oluyordu. Filmin bitmesine çok az kalmıştı ve sürekli ölümden kıl payı kurtulan bu kadına ne olacağını öğrenmek istiyordum.
"Asel!" diye bağırdı bu sefer de Damla. "Transa girmiş gibi davranma ve kapat şu filmi."
"Olmaz," dedim hemen. "Birazdan bitecek zaten."
"Kızım, filmin sonunu göremeden ölüp gideceğim zaten. Kapat şunu!" Damla'yı duymazlıktan gelerek filmi izlemeye devam ettim. Yatağın içinde hareketlenip laptopa çarpmadan yataktan çıkmaya çalıştığını fark ettiğimde bakışlarımı ona çevirdim.
"Ne?" diye tersledi. "Tuvalete gideceğim."
"Tek başına mı?" diye hayretle sorduğumda gözlerini devirerek odadan çıktı. Karanlık odamda tek başımaydım şimdi. Korku filmi izlemeyi hem seviyor hem de ölümüne korkuyordum ve benden daha çok korkan biri varsa o da Damla'ydı. Az önce, büyük bir cesaretle tek başına odadan nasıl çıkmıştı gerçekten bilmiyordum.
Dikkatimi tekrar filme verdiğimde kadının çoktan mutfağa ulaştığını gördüm. Mutfağa adımını atar atmaz sesler kesildi. Hep böyle olurdu zaten. Karakterle dalga geçerlerdi neredeyse ve her aptal karakter bunu yutar, duyduğu seslerin peşinden giderdi. Ucuz ama korkutucu bir klişeden başka bir şey değildi aslında. Ben olsaydım arkama bile bakmadan o evi terk ederdim. Üstelik o evde kadının oğlu ve kocası can vermişti.
Kadın tam mutfaktan çıkacakken tekrar aynı seslerin yükselmesiyle yorganı biraz daha çektim kendime. Çığlığımı serbest bırakacağım sahnenin yaklaştığını hissediyordum. Yanımda kimse de yoktu. Kadın, seslerin geldiğini düşündüğü dolaba doğru ilerlerken nefesimi tuttum. Büyük ihtimalle tıpkı kocası ve oğlu gibi ölecekti.
Hastalıklı bir ruh vardı filmde, diğerlerinde de olduğu gibi. Yıllar öncesinde ihanete uğramıştı ve ona ihanet eden adamdan intikamını almaya gelmişti. Şanssızlık tam olarak burada boy gösteriyordu işte. İntikam için geldiği eski evinde bambaşka bir adam ailesiyle yaşıyordu. Eski sevgilisi ise zaten kalbindeki acıyla yaşayamamış ve intihar etmişti. Acı dolu bir evde, mutlu bir hayat süren aileden başka intikam alacak, nefret kusulacak kimse kalmamıştı geriye.
Açtığı dolaptan eli boş dönen kadın tam ışığı söndürüp mutfaktan çıkacakken kolunun tutulmasıyla çığlık attı. Beklediğim bir sahneydi. Yattığım yerden doğrulup Damla'ya seslenecekken evin içinde yükselen çığlık sesiyle taş kesildim. Damla'nın sesiydi. Filmden çıkan korkunç sesleri şu an algılayamıyordum bile. Hemen yataktan çıkıp hızlı adımlarla Damla'ya ulaşmaya çalıştığımda filmdeki aptal ve klişe karakter gibi davrandığımı biliyordum ancak söz konusu Damla'ydı. Altı yıllık arkadaşım...
"Damla!" diye bağırdım hemen ışıkları yakarken. Tuvalet boştu. Merdivenlerin başından salonun ışığının yandığını gördüğümde merdivenleri koşarak indim. Salonun ortasında Gece ve Damla birbirlerine sinirle bakarak öylece dikiliyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Sürat
General FictionBenliğini acılara köle yapmış genç bir adam ve hayatı boyunca mutluluğu tatmış genç bir kız... En büyük korkuları hız iken tutkuları olabilecek mi? Üç genç... Üç taze hayat... İki farklı aile... En büyük korkuları, en derin tutkularıydı hız." *Güven...