•17• "Nehir Kenarı"

38.7K 3.4K 497
                                    

Normale dönünceye kadar beyaz gözlerine bakmaya devam ettim. Sonrasında ise hiçbir şey demeden kafamı diğerlerine çevirdim. Kısa bir açıklama yeterliydi, zaten daha önce de birkaç kez hipnoza uğradıklarından neler olduğunu tahmin edebildiklerini biliyordum. Boreas ile Genivra arasında geçenlerden ise şimdilik bahsetmeyecektim.

Boreas'a gergin ve kısa süreli bir bakış attım. Ağzından tek kelime çıkmasa da kimseye bir şey söylemememi istediğini anlayabiliyordum.

"Genivra'nın hipnozlarından biriydi, yine." dedim ve sonra ilerlemeye başladım. "Gidelim artık. Onun sayesinde hava da aydınlandı zaten."

"Nasıl, bize hiçbir yapmadan gitti mi?" diye sordu, Jessie.

Omuz silktim. "Evet, ben de anlayamadım."

"Bunun altında başka bir şeyler var ama neyse..." dedi Boreas'ın sessizliğini fark etmiş olan Cerelia. Bu kızın bana garezi olabilirdi ama akıllı olduğu gerçeği inkar edilemezdi.

Herkes toparlandığında yola tekrar koyulduk. Aklımızı kaçırmış olmalıydık çünkü resmen kim bilir kaç şehri geçeceğimiz mesafeyi yürüyerek aşmayı planlıyorduk. Boreas'ın ufak adımlarla yanıma yaklaştığını gözden kaçırmamıştım ama ses etmeden yürümeye devam ettim. Konuşması gereken kişi ben değildim, oydu.

"Söylemediğin için teşekkürler," diye fısıldadı.

Arkamı kolaçan ettim. Diğerleri bizi fısıldaşırken duyamayacak kadar uzağımızdaydı.

"Sence de aşk için bunları yapmak biraz fazla değil mi?" dedim. Laila'yı sevdiği için annesine karşı olan tarafta yer almak... Bilmiyorum, ben olsaydım yapmazdım sanırım. Annelerin daima çocuklarının iyiliğini istediğine inanırdım. Tabii söz konusu Genivra ise bu inancımı sorgulamam gerekiyor olabilirdi.

"Aşk mı?" dedi yüzünü buruşturarak. "Neden bahsediyorsun sen?"

Kaşlarımı kaldırıp şaşkın bir ifadeyle ona baktım. Az önce olanlar yaşamamış gibi davranmak falan mı istiyordu?

"Laila'dan bahsediyorum, Boreas." dedim düz bir ifadeyle. Güçlü bir kahkaha patlattığında arkama baktım. Ah, bizimkiler kim bilir ne konuştuğumuzu sanıyordu... Kafamı tekrar önüme çevirirken gözlerim Dominic'inkilere temas etti. Gördüğüm tek duygu apaçık ortadaydı, öfke. Göz ardı etmeye çalışarak Boreas'a baktım. Konuşmama izin vermeden o söze başladı.

"Laila'ya aşık falan değilim, Aisley. Bu saçma düşünceyi aklından çıkar."

"Ama..." dedim. Kafam iyice karışmıştı. "Genivra onu hala sevdiğini söyledi."

"Tamamen yanlış anlamışsın," dedi. "O türden bir sevgiyi kastetmiyordu. Laila benim kız kardeşim. Genivra'ya ihanet etti ama bu ihanet onun kötü oyunlarına alet olmayıp Iris'in tarafına geçmesi oluyor. Genivra kendisine yapılan kötülükleri ihanet olarak adlandırır. Sevmek derken de, karşı tarafa geçtiğim için ona kin duymam gerektiğini düşünüyor. Ama ben de karşı tarafındayım ve kız kardeşime hak veriyorum."

Şaşkınlıkla bir süre Boreas'a baktıktan sonra önüme döndüm yoksa düşecektim. Yürürken birine bakmak pek faydalı değildi.

"Peki, o serbest kalınca neden Genivra gücünü kaybedecek? Aurora başlayınca nasıl serbest kalacak? Laila şu an nerede?"

Kafamdaki tüm soruları bir anda ardı ardına sıralamam biraz boğucu olabilirdi ama kendimi frenleyememiştim. Karşılığında Boreas'tan aldığım cevap ise hiç tatmin edici değildi.

"Öğreneceksin, alev gözlü kız. Öğreneceksin ama şimdi değil."

"Boreas, haklı olabilirsin. Öğrenmemin sırası olmayabilir. Ama artık gerçekten bir cevaba ihtiyacım var. Belli ki bizim ulaşamadığımız bir şeyler biliyorsun. Ben ise hiçbir şey bilmiyorum ve bu... Berbat bir durum."

AURORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin