•31• "Kayıp Kraliçe'nin Tılsımı"

31.6K 3K 294
                                    

İçimde kalan tüm gücümü toplayıp tekrar odaklandım. Çemberi bir kez daha buzlaştırmaya çalışsam da hiçbir etkisi olmadığını tekrar görünce çaresizce ellerimi indirdim ve gözlerimi ateşten ayırdım. Neden hiçbir şey yapamıyordum? Gücüm kısıtlı mıydı ya da başka bir sorunum mu vardı?

Etrafımızı saran çembere artık daraldı diyemezdim, bizimle birleşmek üzereydi. Hepimiz dip dibe duruyorduk. Alnımda biriken boncuk boncuk terleri elimin tersiyle sildim. Ateş o kadar yakınımızdaydı ki sadece rengini görebiliyordum, gözümün önünde sıcak bir turunculuk vardı, onun dışında hiçbir şey görünmüyordu. Ancak göremiyor olduğum gibi duyamadığımı söyleyemezdim. Genivra'nın iğrenç kahkahası ve Nyxomnis'in anlamlandıramadığım sözleri kulaklarımı çınlatıyordu. Uğuldamalarla karışık bu seslere tahammül edemiyordum. Direncimin son demlerini tüketiyordum.

"Kaybettin." diyen sesi duydum. Genivra. Benimle bu kadar alıp veremediği ne vardı? Ben ona ne yapmıştım? Daha kim olduğunu bile bilmeyen birinden niye bu kadar nefret ediyordu?

"Boreas, çemberi daraltmaya son ver ve bitir şunların işini artık." diye emir verişini duydum bu defa.

"Hadi!" diye bağırdı. Boreas, içinde barınmayı başarabilmiş güçsüz vicdanına söz geçirmeye çalışıyordu muhtemelen. Gözlerimi sımsıkı kapatıp ateşe kendimi hazırladığım an gök, yeri sarsan bir şiddetle gürledi. Korkuyla gözlerimi açtığımda çemberin yok olduğunu gördüm. Yüzüme siper ettiğim kollarımı indirip şaşkınlıkla etrafa baktım. Diğerleri de en az benim kadar şaşkın görünüyordu. Boreas da buna dahildi ancak Genivra ve Nyxomnis daha çok öfkeli gibiydi.

"Kaybetmedi, Genivra. O kaybetmez."

Sesin sahibine baktığım an donakaldım. Buzu bana en çok hatırlatan kişi, Iris, uzun zaman sonra tam karşımda duruyor, soğuk bakışlarıyla Genivra'yı süzüyordu. Geri dönmüştü.

"Ona zarar veremezsin. Onu öldüremezsin. Ona hiçbir şey yapamazsın. İstediğin kadar güçlü tılsımlar oluştur, onu koruyan tılsımı kıramazsın. Eğer hala gerçek kişiliğini yaşıyor olsaydı ona zarar vermeye çalışamazdın bile, bunu biliyorsun. Çok yakında o da olacak."

Ben Iris'in söylediklerini çözmeye çalışırken Genivra bunları önemsememiş gibi bambaşka bir şey söyledi. Bizim varlığımızı unutmuş gibiydi.

"Sen buraya nasıl geldin? Oradan çıkamazdın!"

Tükürürcesine sarf ettiği bu kelimeler Iris'i yalnızca güldürdü.

"Kayıp Kraliçe tehlikede olursa, tılsım onu korumaya çalışanları yanına getirir. Tılsımın serbest bırakamadığı tek kişiler aurorayla hapsedilmiş kişilerdir. Ve Kayıp Kraliçe aurorayı yeniden başlatırsa ancak serbest kalabilirler. Bunu bildiğin halde nasıl serbest kaldığımı sorman çok aptalca."

Genivra gözlerini kapattı. Öfkeden deliye dönmüş gibiydi. O sırada Iris bana baktı, bir şeyler anlatmaya çalışıyordu sanırım. Anlamadığımı belirtmek adına kaşlarımı çattım ve kafamı hafifçe iki yana salladım.

Gözleriyle çevreyi işaret ettiğini fark ettim ve hızlıca etrafa göz attım. Nyxomnis'in yavaşça geriye doğru adımladığını ve Sara ile Chris'in onların hemen arkasında adamlar tarafından baygın halde esir tutulduğunu gördüğüm an kastettiği şeyi anlamıştım. O, Genivra ile uğraşırken bizden Nyxomnis'i atlatıp adamların işini bitirerek Sara ve Chris'i kurtarmamızı, sonra da kaçmamızı istiyordu. Evet, onun için Genivra, Nyxomnis ve benzerleri büyük sorunlar teşkil etmiyor olmalıydı.

Anladığımı belirtmek için bu sefer başımı aşağı yukarı salladım ve Genivra ile konuşmalarına devam ettikleri sırada arkamı dönüp diğerlerine "Beni dinleyin." diye fısıldadım. "Iris, kendisi Genivra'yı oyalarken kaçmamızı istiyor. Nyxomnis'i saf dışı bırakarak Sara ve Chris'in başındaki adamları da etkisizleştirip onları almalı, sonra da gitmeliyiz."

AURORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin