•12• "Aynı Kelimeler"

38.3K 3.7K 536
                                    

Ve gittiler.

Bu kararı almaya onları benim zorladığımı biliyordum ama yine de kalmak için biraz daha çabalarlar sanmıştım. Kalmasınlar diye o kadar net bir tavır sergiledikten sonra böyle bir çelişkiye düşmem o kadar ironikti ki...

Peki ya şimdi ne yapacaktım? Onları kendimden uzaklaştırmıştım, ben de izim sürülmesin ve Pruyf denen nasıl onlardan haberdar olduğumu bile bilmediğim yaratıklar beni aramaktan vazgeçsin diye kaçmalı ve gruptakilerden uzağa mı gitmeliydim? Az önce herkesi göndermeye çalışırken kulağa aşırı mantıklı gelen düşüncelerim şimdi hiç aklıma yatmıyordu. Yine paniğe kapılmıştım ve aceleci tavırlarımla bu sefer de yanlış bir karar vermeye kendimi itmiştim, değil mi? Harika.

Genivra denen kadın bana zarar vermeden önce hepsini öldürmek de istiyor olabilirdi. O bana onlardan uzaklaşmamın kendisine avantaj olduğunu söylemişti, ben ise onları yanımdan uzaklaştırmıştım. Üstelik bana doğru gelen bir çeşit yaratık sürüsüyle de artık tek başıma mücadele etmek zorundaydım. Elimi alnıma vurdum. Aptaldım, paniğe kapıldığında mantığı körelen katıksız bir aptal.

Aniden aklıma süzülen yeni bir düşünceyle tüylerimin ürpermesini engelleyemedim. Yaratıkların ne taraftan geleceğini bilmiyordum ki! Gruptakileri onların kucağına da atmış olabilirdim...

Var gücümle diğerlerinin arkasından koşmaya başladım. Onları gözden kaybedeli çok olmuştu ama yine de benden fazla uzaklaşmış olabileceklerini sanmıyordum. Ellerimle yüzüme savrulan saçlarımı geriye atarken kendi kendime homurdandım. "Onları kendimden uzaklaştırarak daha büyük bir tehlikeye girmelerini sağladım. Yaratıklar o taraftan geliyorsa ne olacak? Gerçekten harika! Aferin sana, Aisley."

Kısa süre sonra Sara'nın günışığında parıldayan kızıl saçlarını görür gibi olduğumda heyecanla "Sara!" diye bağırdım. "Sara, bekle, hey!"

Yüzünü hala bana dönmemişti, duymuyor olmalıydı. Neden yalnız başına yürüyordu?

Ona yetişebilmek için hızımı arttırdığım esnada ayağıma dolanan göremediğim bir şey yüzünden yeri boylarken dudaklarımdan kısık bir inleme firar etmişti. Şimdi sırası mıydı? Neyse ki Sara'ya sesimi duyurabilmiş olmalıydım, bana doğru geliyordu. Yaklaştıkça dikkatimi çeken başka bir detay kıyafetlerinin farklı oluşuydu. Aramızdaki mesafe iyice kapanana kadar düştüğüm yerden sakince onu incelemeye devam ettim. Ancak yüzünü görebileceğim kadar yakına geldiğinde tüm sakinliğim uçuvermişti. Bu, Sara değildi.

Telaşla ayağıma dolanan sarmaşıktan kurtulmaya çalıştım. Ellerimle ondan kurtulamayacağımı anladığımda bilekliğimi hızla bıçağa çevirdim ve bir yandan kızı kontrol ederken bir yandan da sarmaşıkları kesmeye başladım. Alnımda biriken boncuk boncuk terler şakaklarımdan aşağıya süzülüyor, kalbim yine deli gibi çarpıyordu. Nihayet sarmaşıklardan kurtulabildiğimde ayağa fırlasam da kaçmak için çok geç kalmıştım, kızla aramda yalnızca birkaç adım vardı. Arkamı döndüğüm an yakalanırdım.

Elimdeki bıçağı ona doğrulttum. "Yaklaşma!"

Kız, gördüğüm en soğuk gülümsemelerden birini dudaklarına yerleştirdi. Konuşmuyordu. Solgun teni hasta gibi görünmesine sebep oluyordu. Yüzünde birkaç derin çizik vardı ve tek gözünü kapatan kızıl saçlarıyla kesinlikle korkunç görünüyordu. Elini bana doğru uzattığında korkuyla bir adım geri çekildim. Parmaklarını büktüğü sırada neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bükülü parmaklarını yavaşça önce sola, sonra da sağa doğru oynattı. Ardından elimdeki bıçak parmaklarımın arasından güçlü bir çekim kuvvetiyle kayıp onun eline geçti. Korku içerisinde birkaç adım daha geriledim. Bu kız nasıl bir şeydi böyle?

AURORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin