*** Herkese çok teşekkür ederim. Okuyan, yorum yapan, oy veren herkese tek tek teşekkür ederim.Daha 3.bölümdeyiz ama şimdiden 1000 olmuşuz. Bu sizin için çok küçük bir rakam olabilir ama benim için inanılmaz, çok motive edici bir durum <3 Umarım birlikte daha nice 1000'leri deviririz <3 ***
...3.Part...
Daniel'ın başından kaynar sular döküldü. Neden Mary'i istemişti ki? Alec'in ona ilgi duyduğunu anlayamamıştı bile. Evet, Mary bütün kardeşlerinden güzeldi ama bu seçim yapmak için yeterli miydi? Arkadaşının Mary'le evlenecek olması iyi bir şey miydi? Şimdi mutluluklar mı dilemesi gerekiyordu? Ne yapması gerekiyordu, keşke birisi onun yerine ne yapması gerektiğini söyleseydi. İçinde anlam veremediği bir öfke büyümeye, biraz önceki huzursuzluğu etrafını bir zırh gibi sarmaya başlamıştı.
Alec öne eğilip:
-Bir sorun mu var Daniel, bir anda sessizleştin. Dedi. Bunları söylerken hala keyifli görünüyordu. Daniel içinde büyüyen siniri bastırmaya çalışarak:
-Neden Mary? Diye sordu. Tanrı'm kafasında o kadar çok soru olmasına rağmen ağzından hiçbiri çıkmıyordu.
-Güzel, alımlı ve akıllı; başka bir şeye ihtiyacım var mı?
Bir süre sessizlik oldu. Daniel beynini yiyip bitiren hiçbir şeyi arkadaşına söyleyemedi, Alec de kendi halinde viskisine geri döndü. Daniel Alec'le ne kadar bu şekilde karşılıklı oturdu, bilmiyordu ama Alec canı sıkılıp ona dönünce aradaki diyalog tekrardan sağlanmış oldu:
-Yapma artık, bu kadar bozulacağını düşünememiştim. Sadece 'Mary dışında kim olabilir ki' dedim. Biraz eğlenmek istemiştim ama sanırım sen benim kadar eğlenmedin.
Daniel kafası karışmış şekilde Alec'e baktı. Alec:
-Seçtiğim kişi Mary değildi, Jamie'ydi. Bu kadar bozulacaksan, Mary'le sen evlenmeyeceksen bir gün bir başkası evlenecek, bunu da unutmamanı tavsiye ederim.
Daniel ağzının içinde bozulmadım diye geveledi ve ayağa kalkıp kapıya doğru yürümeye başladı. Ayakları istemsiz hareket ediyor, peşinden de Alec; 'Şimdi ne oldu?' diye bağırarak geliyordu. Daniel kapıyı sertçe açtı ve karşısında kendisine şaşkınlıkla bakan beş çift göz buldu. Alec, Daniel'a yetişip de herkesi karşısında görünce önce bir şaşırdı, sonrasında Daniel'ın aileye bir açıklama yapmasına ya da yanlış şeyler söylemesine fırsat vermemeye çalışarak, aceleyle kızlara:
-Yakınlarda bir rahip var mı? Diye sordu. Daniel arkadaşının amacını anlamış ama yine de sessiz kalmayı tercih etmişti zira ne yaptığının hala bilincinde değildi. Önce kendisini toparlaması gerekiyordu. Alice, Alec'in sorusunu başıyla onaylayarak:
-Yan komşumuz rahip Charles var. Dedi. Alec, Alice'e:
-Harika! Kahyanıza söyleyin rahibi buraya çağırsın, acil evlendirmesi gereken iki çift var.
Bunu söylediği anda Agnes eliyle ağzını kapattı. Şu anda bir evlilik olacağını biliyordu ama yine de kabullenmek istemiyordu. Daha gelinlik yoktu, davetli yoktu kuru kuru bir yemin edilecek ve sonrasında ayrılık vakti gelecekti. Bu kadar erken ayrılığı kabullenemiyordu, daha kendisini bu duruma alıştıramamıştı bile. Her şey o kadar hızlı gelişiyordu ki maalesef hiçbir şeye yetişemiyordu. Bu ortamda daha fazla kalırsa bayılacağına emindi, hemen uzaklaşması gerekiyordu bu yüzden de:
-Kahya Gaga'yı ben çağırırım. Dedi ve holde ilerledi. Jamie kız kardeşinin holde kaybolmasını izledi, sonra Alec'e dönüp:
-Kim? Diye sordu. Alec anlamayan gözlerle Jamie'e bakmayı sürdürdü. Jamie sorusunu biraz daha açarak tekrarladı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İskoç Gelin /Tamamlandı/
Historical Fiction#1 olarak tamamlandı^-^ Baron Jamison'un en büyük kızı Mary, İskoçya'nın en güçlü toprak sahiplerinden Ferguson klanının gelecek varisi Daniel'la evlenmek zorunda kalmıştır. Babasının borçlarına karşılık, kralın emriyle gerçekleştirilen bu evlilik...