4.Bölüm-Siyah İnci

18.6K 993 65
                                    

Mary gözlerini yavaşça açmaya çalıştığında başında dikilmiş bulanık bir nesne gördü. Birisinin başında dikilmiş ona baktığını anlayabilmişti ama bunun Daniel olmaması için içinden dua etti. Gözlerini açmak ve artık evli bir insan olduğu gerçeğini kabul etmek istemiyordu tabi biraz önce ailesi önünde yaşanan rezil durumda buna dahildi. İnsanların yüzüne nasıl bakacaktı, bunu nasıl hiç utanmadan yapabilmişti, babasına ne diyecekti, nasıl bir açıklama yapacaktı? Kafasından o kadar çok soru geçti ki daha gözlerini açamadan başına ağrılar girmeye başlamıştı bile.


Ne olursa olsun gözlerini açması gerekiyordu, sonunda ölüm yoktu sonuçta. Işığa gözlerini alıştırarak yavaşça göz kapaklarını araladı. Başında dikilen bulanık nesne de netlik kazandı: babası. Gerçekten korkmuş olduğu çok belliydi, yüzündeki telaşlı ifadeden bu anlaşılıyordu. Mary, genelde bayılan bir insan olmadığı için bu babasını endişelendirmiş olmalıydı. Kafasını yattığı yerden kaldırmaya çalıştığında odasına getirilmiş olduğunu farketti. Onu buraya babası mı taşımıştı yoksa? Babası artık eskisi kadar güçlü olmadığından onu taşıması imkansızdı, kabul etmek istemese de Mary babasının taşıyabileceği kadar da hafif değildi. Odaya biraz göz gezdirince pencerenin önünde dışarıyı seyretmekte olan Daniel'ı gördü ve sorusu cevaplanmış oldu.


Babası Mary'i dinlenmesi için tekrar yatırmaya çalışınca, seslere dönen Daniel ona baktı, Mary şu anda hiç bulunmak istemediği bir ortam içerisindeydi. Babasının yüzüne utançtan bakamıyordu, yeni kocasına ne diyeceğini bilemiyordu sadece yalnız kalıp biraz kafasını dinlemek istiyordu sonrasında ne olacaksa olabilirdi. Jamison kızının ellerini avuçları içine alıp:


-Çok korkuttun bizi. Kızlarda gelmek istedi ama biraz sessizliğin sana iyi geleceğini düşündüm.


Sonrasında kızına sıkıca sarıldı, Mary göz ucuyla Daniel'a baktığında hala bakışlarının üstünde olduğunu gördü. Babası, biraz geri çekilip kızının gözlerinin içine baktı:


-Çok büyük şeyler yaşadın, bunların hepsini kaldırabilmen bile bir mucize kızım. Hepsi benim suçum, hiç olmamalıydı ama oldu. Çözüm yolu bulacağım merak etme, yaşadığın acıları sana unutturacağım.


Mary dolan gözlerinden yaşların akmasına izin vermedi. Babasının böyle düşünmesine izin vermemeliydi özellikle her şey için bu kadar geçken hiçbir şeyin dönüşü yokken. Sağ elini babasının ağzına kapattı, daha fazla babasının yapamayacağı şeyleri söylemesini duymak istemiyordu. Yavaşça elini çekip:


-Bu kadar yeter baba. Dedi. Daniel baştan beri süren sessizliğini sonunda bozarak:


-Katılıyorum... Şimdi hazırlansan iyi olur, yola çıkıyoruz. Dedi. Baron Jamison anında ayağa kalkıp Daniel'ın karşısına dikildi:


-Kızım bu haldeyken gitmenize asla izin veremem, kendini toparlamadan olmaz. Dedi. Mary Daniel'ın ne diyeceğini merak ederek ona baktı, açıkçası bir günde çok fazla heyecan, stres ve hayal kırıklığı yaşamıştı, şimdi biraz daha dinlense hiç fena olmazdı. Beklentiyle İskoç'a bakmaya devam etti ama İskoç onu çok şaşırtan bir cevap verdi. Babasının karşısına dikildi ve Mary'nin şuana kadar duyduğu en sert tonla:

İskoç Gelin /Tamamlandı/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin