Notçuk: Lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin<3
***
Ale denilen kadın yavaşça göle doğru yürüyordu ve her bir adımında da üstünü çıkartmaktaydı. İlkinde sağ ayağını sonra sol ayağını çıkarttı, en sonunda da saçlarını dağıttı. Mary, donup kalmış bir vaziyette işin nereye varacağını merak ederek müdahale etmedi ama bu sırada sinirden başı sıkışmaya başlamış, işin sonunda Ale'i kendi elleriyle öldüreceğine söz vermişti. Mary kendi kendine sinir krizi geçirip aynı zamanda sakin kalmaya çalıştıkça kadın ise gölün yakınına gelince üstündeki tek parça kıyafeti tek hamlede üstünden çıkarıp yere uzanmış ve oradan kocasının gömleğini üzerine geçirmişti ve böylece Daniel'ın burada olmama ihtimali de ortadan kalkmış olmuştu.
Mary kocasının gömleğini giymiş olan kadından gözlerini ayırıp göle doğru bakıp kocasını aradı ve kısa bir süre sonra onu gördü. Her şeyden habersiz görünen kocası gölde yüzüyordu fakat geçmişte yaşadığı olaylardan dolayı dersini almış olan Mary, Daniel'a güvenemezdi. Bu yüzden Mary'nin görülmeyeceği ama olup biteni rahatça izleyebileceği bir yere geçmesi gerekiyordu. Kocasının bu kadının geleceğinden haberi var mıydı, burası için sözleşmişler miydi, bilmesi gerekiyordu. En yakınındaki yaşlı ağacı gözüne kestirip hızla ağaca tırmandı, uygun görüş açışına ulaşınca da hareketsiz bir şekilde olacakları beklemeye başladı. Kocası dün gece yaşadıklarından sonra bunu ona yapacak kadar onursuz olamazdı, buna inanmak istemiyordu fakat yine de kendisini belli edip olayın akışını bozmak istememişti. Ale'in Daniel ile karşı karşıya geldiğindeki konuşmalarını bu mesafeden duyup duyamayacağına emin olamasa da sabırla bekledi.
Bir süre etrafta kuş cıvıltıları, rüzgarın eserken ağaç yapraklarında çıkardığı ve kocasının gölde yaptığı sesleri dinledi iki kadında. Ale ayakta beklemekten sıkılmış bir şekilde kıyafetlerin olduğu yere çömeldi fakat öncesinde kendi kıyafetlerini uzaktaki bir ağacın arkasına görünmeyecek bir şekilde koydu. Mary, bu işin sonunda Ale'i nasıl öldürmesi gerektiğinin hesaplarını yaparken biryandan da bir an olsun gözünü bu ikiliden ayırmaması gerektiğini biliyordu.
Daniel acele etmeden gölde vakit geçiriyordu. İki kadının da baştan beri ne yaptıklarının farkındaydı lakin bu davranışlarına bir anlam veremiyordu. Ale'in soyunup kendi kıyafetlerini giymesi onu çıldırtmış, karısının ağacın tepesine çıkması ise kafasını karıştırmıştı. Bir ara, yüzüp onlardan tamamen uzak bir noktada sudan çıkmayı düşünmüş fakat kıyafetleri olmadığı için kaleye çıplak gidemeyeceğinden planından vazgeçmişti. Uzunca bir süre gölde oyalanmış olmasına rağmen kadınlar sıkılıp da yerlerinden kıpırdamayacağını anlayınca yavaş yavaş gölden çıkmaya başladı fakat bunun için pişman olacağına emindi. Şu anda bu iki kadınla uğraşmak istemiyordu, hele Ale'in yüzünü dahi görmeye tahammülü yoktu bu yüzden kadınlarla uğraşmak yerine kaleye çıplak gitmeyi bile düşündü lakin yine de yavaş adımlarla Ale'in yanına vardı.
Kızın kıyafetlerini ilerideki ağacın arkasına sakladığını görmüş olmasına rağmen bilmiyormuş gibi yapıp kızın yanında duran kiltini aldı ve üstüne geçirdi ve Ale'i umursamadan, giydiği onun gömleği değilmiş gibi tek kelime etmeden yanından geçti ve atının yanına doğru ilerledi.
Ale bu duruma aşırı derecede bozulmuş ve sinirlenmişti. Ona tek kelime etmeden üstünü giyip gidiyordu fakat böyle kolay kurtulabileceğini zannediyorsa çok yanılıyordu. Hızla ayağa kalktı ve bütün mahrem yerlerinin görünmesine aldırış etmeden Daniel'ın peşinden koşar adım gitti. Kolundan tutup onu durdurdu ve kendisine doğru dönmesi için zorladı fakat Daniel ona doğru dönmeyince kendisi adamın karşısına geçti. Sinirini saklamaya ve hafif alıngan bir ses tonu eklemeye çalışarak;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İskoç Gelin /Tamamlandı/
Historical Fiction#1 olarak tamamlandı^-^ Baron Jamison'un en büyük kızı Mary, İskoçya'nın en güçlü toprak sahiplerinden Ferguson klanının gelecek varisi Daniel'la evlenmek zorunda kalmıştır. Babasının borçlarına karşılık, kralın emriyle gerçekleştirilen bu evlilik...