13.Bölüm-Sonun Başlangıcı(2.part)

14.6K 696 33
                                    

2.part

Dudaklarına verilen küçük bir dokunuş Mary'nin içini ısıtmaya yetmişti. Kocası yavaşça geri çekilirken 'gitme' diye fısıldadı. Bunun üzerine ona bakan Daniel aynı öpücükten bir kez daha verdi fakat bu sefer geri çekilmek için bir süre bekledi. Mary, kocasının bu nazik, naif, çocuksu ve ürkek halini ilk kez görüyordu ve nedense bunu kaybetmek istemiyordu. Yavaşça göğsünü kavradığı kocasının tekrar ona gelmesini beklemedi ve kavradığı göğsünden kendisine doğru çekti. Yavaş yavaş öpücükleri derinleşirken Mary, kollarını kocasının boynuna Daniel ise ellerini karısının beline doladı ve daha çok kendine çekti, artık bir bütün gibi görünüyorlardı. İkisi de bu bilinmez, asla tarif edemeyecekleri anda ömür boyu kalmak istediler.

Mary, nefessiz kalıp ağzını araladığında Daniel dilini içeri soktu, o ise bu ani hareketi beklemediğinden başını geri attı. Kocası sessizce;

-İstemiyor musun? Diye sordu. Başını hemen hayır anlamında salladı. Hala gözleri yarı kapalı olan kocasına baktı, sanki bir rüyadaydı ve uyanmak istemiyordu. Onun bu haline yavaşça gülümseyip;

-Sadece şaşırdım, çok ani oldu. Dedi ve kocasının vereceği tepkiyi bekledi. Daniel, yarı kapalı gözlerini hiç açmadan gülümsedi ve karısını tekrar öptü. Önce minik minik bir sürü öpücük kondurduğu dudaklarına sonrasında daha derin öpücükler verdi. Mary, kendisini öpücüklerine alıştırmaya çalıştığını düşündüğü kocasının nasıl bu kadar düşünceli olabildiğini bilemiyordu. Şu anda düşünebildiği de bu öpücüklere alışmak ya da kocasının düşünceli hali değil biraz önceki ona gülümseyişiydi. Nasıl bu kadar içten bir gülümseyişi ona bir kez olsun göstermezdi! Kocası gülümsediğinde kalbinin bir an için atmayı durduğuna emindi, nefes almayı unutmuştu, her şey o kadar güzeldi ki tarif edilemezdi. Kocası ile tanıştıklarından beri ilk defa bu yönünü görüyordu, sanki etrafına ışık saçıyor gibiydi ve Mary, bu anın bitmesini hiç istemiyordu. Eğer bitecekse de içinde hiçbir pişmanlık, acabalar kalmasın istedi.

Kocasının boynuna iyice kollarını sardı ve onu daha ne kadar kendisine çekebilirse o kadar daha çekti. Bu hareketi üzerine Daniel, öpüşürlerken tekrar gülümsedi. Mary mutluluktan ölebileceğini düşündü, Tanrı ölmeden önce son dileğini mi gerçekleştiriyordu yoksa, hala inanamıyordu. O da kocasına gülümsedi ve bu kez o dilini kocasının ağzına doğru soktu, Daniel ilk başta buna şaşırıp bir süre hareketsiz kalsa da sonrasında karısına karşılık verdi.

Biraz önce öpüşmeleri ne kadar masumsa şimdiki de bir o kadar tutkulu olmuştu. Mary'nin belinde olan elleri yavaşça karısının kalçalarına doğru kaydı ve elbisesinin eteklerini yukarı doğru çekmeye başladı. Mary, kocasının yaptığı şeyi fark edince sağ elini adamın boynundan aşağıya doğru kaydırdı ve onu durdurmaya çalıştı. Ahırda olduklarını unutuyor muydu bu adam! Biri her an içeri girebilir, onları bu şekilde görebilirdi, daha fazla rezil olmak istemiyordu...

Daniel ise öpüşmelerine ara vermeden ve karısının yapmaya çalıştığı şeyi umursamadan eteğini yukarı çekti. Açıkta kalan bacaklarını kavradı ve Mary'i kaldırdı. İçgüdüsel olarak bacaklarını Daniel'in beline dolayan Mary yaptığı bu hareket karşısında öpüşmeye ara verip kocasının suratına baktı. Daniel ona şu anda sırıtıyor muydu? Elleriyle yüzünü avuçları arasına aldı, bir ömür böyle olabilselerdi keşke, ona bu şekilde baksa ve anlatılan hikayelerdeki gibi bir ömür mutlu yaşasalardı çok mu şey istemiş olurdu!

Kocasının kucağındayken ahırın girişine baktı, burada gittikleri yere kadar gitmeyi kabul ederse ve biri gelip onları görürse ne olacaktı? Tabi ki de rezil olacaktı ve bu asla unutulmayacaktı. Peki ama böyle bir anı daha kaç kere yaşayabilecekti ki? Kocasının ona böyle gülümsediğini daha kaç kere görebilecekti ya da ona böylesi güzel dokunduğunu kaç kere daha hissedebilecekti, değmez miydi? Kesinlikle değerdi...

İskoç Gelin /Tamamlandı/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin