19. Bölüm

4.9K 370 20
                                    




SORU: İkilimizin ilişkisi konusunda fikriniz nedir? ;)

DİPÇE: Resimde 'Elma' var. :)

_________






Eve gittiğimde Elgin'i de evde buldum. Ailesini haftada en az bir kez ziyaret etmeye özen gösteriyordu. Bugün o günlerden biri olmalıydı. İçimden küfür ettim. Ne onunla ne de teyzemle falan görüşmek, konuşmak istemiyordum. Bana neler olduğunu sorup duracaklar, ben de cevap vermemek için direnecektim. Zaten içinde bulunduğum ruhsal durumu düşünür isek onların yaklaşımı bana iyice eziyet olacaktı. Bu yüzden, "Lütfen beni rahatsız etmeyin!" diyerek odama çıkıp, kapımı kilitledim. Bir dakika boyunca odada volta attım. Halının leke olduğunu görünce iyice sinirlerim çatlamaya başladı. Şimdi en ufacık şeye bile sinirlenir durumdaydım. Odama ayakkabılarla giren biri değildim. Ayakkabılarımı çıkartıp odanın bir köşesine fırlattım. 

"Uyu!" diye emir verdim, kendi kendime. Üzerimdeki tulumu ve tişörtü, çorapları da çıkartıp köşeye yığdım ve yeni çamaşırlarımı ve pijamamı üzerime geçirdim. 

Yatağa giderken gözüm köşemdeki askılığa takıldı. Balo gecesi üzerime örttüğü ceketi orada duruyordu. Çoğu zaman vermeyi unutmuştum. İçten içe ise unutmak işime gelmişti. Cekete yaklaştım ve tereddüt ederek elime aldım. Kokladım. Bunca zaman sonra hala onun kokusu üzerindeydi. Gözlerimi kapatarak bir kez daha kokladım. O an sanki yanımdaymış gibi hissettim. Gözlerim yeniden doldu. Gözyaşlarımı bu sefer tutma gereği duymadan yatağıma gittim. Cekete sarılarak uzandım. Gözlerimi kapattım ve kokusunu çekerek kendimi uykuya verdim.

Kapı çalındığında kendimden geçmiştim. Gözlerimi açmadan ortalığı dinledim. Birkaç kez daha çalındıktan sonra, kuzenimin sesini duydum.

"Ece? Lütfen benimle konuşur musun?"

Ses vermedim.

"Annem yanımda yok. Lütfen."

Gözlerimi açtım. Yatakta zoraki doğrularak kapıya yöneldim. Elgin, benim durumumu bilen biri olarak çok şey söylemek zorunda kalmayacağım biriydi. Hem biraz desteğe de ihtiyacım yok değildi. Kapıyı açtığımda Elgin'in gözleri kocaman oldu. Hızla içeri girip kapıyı yeniden kilitledi. Bana dönüp, omuzlarımdan tutarak yatağıma oturttu. "Bu halin nedir?"

Hem konuşmak istiyordum hem de ağzımı bir türlü açamıyordum. Zihnimde kelimeleri toparlayıp cümleye dökemiyordum. Ağzım o kadar ağırdı ki nefes almak veya vermek için bile açamazdım. Elgin derin bir iç çekip tuvalet masama gitti ve orada duran el aynasını alarak bana tuttu. O an kendi halime ben de şaştım. Elgin tepkisinde haksız değilmiş. Yüzüm solmuş, gözlerim şişmiş ve kıpkırmızı olmuştu. Sanki kötü bir hastalığa yakalanmış gibiydim.

Aynayı yatağın öbür kenarına atınca ceketi gördü. Üzerinde fazla durmadan tekrar bana baktı. Gözlerinde ceketin sahibinin kime ait olduğunu bildiğini, okuyabiliyordum. "Seni azarlamayı düşünmüştüm."

Kaşlarımı çattım. "Sebep?" 

"Eachann ile konuştum. Beni telefonda azarladı. Ağabeyinin özel şeylerini anlattığım için kızmış."

"Ne?"

Demek istediğini algılayamıyordum. Ne diyordu ki bu? Konumuz neydi bizim? Kafam yerinde değildi. Hatta anılarım bile birbirine girmiş gibiydi. Ne ara Elgin ve kocasına gelmiştik? Benimle ne ilgisi vardı? İkisinin kavga sebebi mi olmuştum yani?

"En son Ewan ile araba toplama işine gitmiştin. Oradan geldiğinde harap hale idin. Eachann beni arayıp, ağabeyinin garip olduğunu söyledi. Demiş ki eşin benimle ilgili bilgileri, bir daha kimseye anlatmasın. En yakınına bile."

İskoç Kral ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin