13. Bölüm

5.4K 400 11
                                    

Ve geldik yeni bölümeee :) Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. ;)

_______

                       

Bir anda her şey kayboldu. Kendime geldiğimde, her zamanki gibi, sersem gibiydim. Bir uykudan uyanmaya benziyordu ama tek fark zihnimin çok yorgun olmasıydı. Arkamı döndüğümde Elgin'den oldukça uzaklaştığımı fark ettim. Hızla yanına gittiğimde onu çantamın hemen başında otururken buldum. Hüzünlü gözlerle bana bakıyordu. "Neden bana söylemedin?" dedi. Sesi çatlaktı. Elinde günlüğümü tutuyordu. O an beynimden vurulmuşa döndüm. "Nasıl günlüğümü okursun!!!" diye bağırdım. Bir koşu gidip sertçe günlüğümü elinden çekip aldım. "Özelime nasıl izinsiz girersin!!!"

"Özür dilerim." dedi Elgin. "Ama başka çarem yoktu. Haftalardır kendinde değilsin ve hepimiz çok endişelendik."

Elgin ayağa kalktı. Üzerime doğru gelip elini bana uzattı ama ben kaçındım. Bana dokunmasını istemiyordum. Duygularım veya yaşadıklarım onu ilgilendirmezdi. "Lütfen böyle yapma." dedi.

"Okumamalıydın. Ben anlatmak için hazır olana kadar beklemeliydin!"

"Asla anlatmayacaktın ki! Yalan mı?"

Yalan değildi. Muhtemelen asla anlatmayacaktım. "Eve gitmek istiyorum." dedim sadece.

İskoçya'da Ağustos ayı, festival ayı idi. Tüm ay boyunca konserler yapılır, tiyatro ve bale ziyafeti çekilirdi. Bir de kitap fuarı vardı. Tam benlik bir aydı. Ama şu an hiçbiri ilgimi çekmiyordu. Elgin ile üç gündür konuşmuyordum. Odama kapanmış, araştırmalarımı gözden geçiriyor, notlarımı tutuyordum. Teyzem ve eniştem de aramızdaki soğukluğun farkındaydı ama üstelemiyorlardı. Sonuçta onları ilgilendirmezdi. Aramızda ne varsa biz kendimiz çözmeliydik. Kocaman insanlarız, değil mi? Yine de kuzenime olan öfkem tam anlamı ile dinmemişti. Kindar biri değildim. Bu yüzden İskoçya'dan gitmeden önce onunla barışacağımı biliyordum. O da biliyordu. Sadece öfkemin dinmesini bekliyordu. 

Araştırmalarım sonuca ulaşmamıştı. Fazlası ile yavaş ilerliyordum. Hep onun yüzündendi! Dikkatimi dağıtmıştı! Bu yüzden başka bir dikkat dağıtıcı bir şey bulmalıydım. Böyle zamanlarda yapmaktan zevk aldığım başka bir şeye koştum; garaja. Eniştemin garajda birden fazla arabası vardı. Son model arabaları seviyordu. Bu yüzden benim yapabileceğim fazla bir şey yoktu. Çünkü ileri teknoloji arabalar, eski modellere nazaran daha az arıza yapıyor veya bozuk parçaları tamiri için genelde yeni parça almak gerekiyordu. Ne varsa eskilerde var! Eniştemden izin aldıktan sonra arabaların bakımları ile uğraşmaya başladım. Bir kızdan beklenmeyen bir şey olduğunu biliyorum, ama özel ilgi alanları olan biriydim. 

"Araba tamiri mi? Beni şaşırtmaya devam ediyorsun."

İşime o kadar odaklanmıştım ki kafamı çarptım. Arabanın altından çıkıp, beni rahatsız eden densize döndüm. İşte oradaydı! Haftalar sonra yüzünü ilk kez gördüğüm kişi. Ewan yüzünde bir tebessümle bana bakıyordu. Bakışları ile beni baştan aşağı süzdü. Üzerimde bahçıvan tulumu vardı. Saçım da özensiz bir şekilde tepeden topuz yapmıştım. Üstüm başım, ellerim yağ kir pas içindeydi. Onu gördüğüme şaşırmıştım. Ama aynı zamanda sevinmiştim. Hem de kederlenmiştim. Aynı anda birden fazla duyguyu karman çorman olmuş bir şekilde hissetmek oldukça sinir bozucuydu. Bu yüzden ne tepki vereceğimi ve söyleyeceğimi bilemedim.

"Eniştenle görüşmek için geldim." diye açıkladı. Ben konuşmayınca o konuşmaya başlamıştı. "Dil politikamızla ilgili şeyler."

"Anladım." dedim. O an Ewan'in yüzünde 'sonunda!' der gibi bir ifade gördüm, ama göründüğü gibi kayboldu. Kendini hemen toparlamasını biliyordu.

İskoç Kral ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin