Tanitimi mutlaka izleyin. ;))
multimediada: Arya
Istanbul'a gidiyorum! Neredeyse bütün gece boyunca ucakta hic uyumadim, ama kimin umurunda? Beni orada harika seyler bekliyor!
-Ayaz Önal'in Seyahat Günlügü, Istanbul
"Hanimefendi!"
Hostesin bana dogru egildigini görünce kulakligimi cikardim.
"Buyrun."
"First Class bölümünde birkac bos koltuk var. Onlardan birini ister misiniz?"
Yatar koltuklar ve enfes yiyecekler olacak, üstelik önümde koltugunu neredeyse kucagima degecek kadar yatiran biri de olmayacakti, "Öyle mi? Evet, lütfen."
Sirt cantami aldim ve dar koridorda, önümdeki hostesi takip ettim. Sanirim daha 8 saatlik yolumuz vardi. Rahat bir koltuk kesinlikle zamanimin daha hizli gecmesine yardimci olacakti.
"Iste burasi" Hostes gülümsedi ve bende ucus görevlisine tesekkür ettikten sonra yerime gectim. Oturdugum yerde deri hisirdadi. Sirt cantami hemen ayaklarimin dibine yerlestirdim.
"Iyi eglenceler." dedi hostes. Iyi eglenceler mi?
Yanimda oturan delikanliya söyle bir göz attim. Duvara yaslanmis, basini eline dayamisti. Basindaki sapka gözlerini etraftan gizliyordu. Vücudunun sakinliginden uyudugunu hemen anladim.
Koltuguma iyice yerlestikten sonra gazeteyi alip, ön sayfadaki makaleyi okumaya basladim.
"Monaco'da arkadaslariyla eglenirken asiri hiz sonucu yaptigi kazada arabasinin takla atmasi ve ardindan patlayip alev almasiyla yasamini kaybeden ünlü müzisyen Ayaz Önal'in cenazesi Istanbul'da defnedilecektir. ......."
Midemde alisik oldugum o bulanti baslayinca, birkac kez derin nefes aldim. Bir gün gelecek, abimin acisi onu iki sene evvel degil de az önce kaybetmisim gibi derinden hissettirmeyecekti kendini.
Makaleyi okumaya devam ettim. Tekrar ve tekrar. Cok gecmeden kelimeler gözlerimin önünde yüzmeye ve bulaniklasmaya basladi. Sonunda güzlerimi kapatip ucagin los isiginda biraz dinlenmeye basladim.
*
"Kaptan, kemer ikaz isiklarini yakti. Lütfen kemer ikaz isiklari yanincaya dek yerlerinizde kaliniz ve kabin icinde dolasmayiniz."
Uykulu zihnimin icinde bir yerlerde ucus görevlisinin sesini isitebiliyordum, fakat kendimi bir türlü yüzeye cikartamiyordum.
"Beyfendi arkadasinizin emniyet kemerini takmasi gerekiyor."
"Güzel bayanlarin omzuma yaslanmasindan hoslaniyor olsamda," diye fisildadi bir erkek sesi kulagimin dibinde, "Su anda hostesi dinlemek isteyebilecegini düsünüyorum."
Ucak sallaninca birden kafami kaldirdim. "Ne? Nerdeyim ben? Saat kac?"
Yanimdaki genc adam güldü ve ben ancak birkac kez gözlerimi kirpistirdiktan sonra onu net bir sekilde görebildim. Hemen kendimi toparladim, yanaklarim kipkirmizi olmustu. "Yoksa ben..."
"Omzumda mi uyuyordun?" Basini salladi, sapkasinin altindaki kizil kahve saclari görünüyordu. "Evet."
"Peki ben..."
"Salyan akmis mi?" "O kadarda degil."
Ela gözler. Keski ile yontulmuscasina yüz hatlari, gülümsediginde ortaya cikan bir gamze. Sizlayan boynumu ürpertmeye yetecek, kisik bir ses.
"Aman tanrim bunu yaptigima inanamiyorum."
"Ssst." Parmagini dudaklarima dokundurdu. " Tek kelime etme lütfen. Seyahatin bu kismina dek gayet huzurlu geldim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf Serisi 1: TESADÜFI SEYLER
General FictionArya: Ölsem simdi. Tam su anda, hissedemem korkuyu. Cünkü hic tatmadim bütünlügü. Burada olmak gibi sicakliginla sarmalanmak. Her nefesine asik olmak gibi... Hayati rüyadan rüyaya yasamak neden? Ve korkmak rüyalarin asla gerceklesememesinden. Beren:...