"Neden burada tek basina takiliyorsun."
Gözlerimi acmadan önce son kez icime derin bir nefes daha cektim. "Hava aliyorum." dedim ve gözlerimi actim.
Basimi hafifce sol tarafima cevirdigimde Tony ile göz göze geldim. "Alabiliyor musun bari?"
"Hi. hi." Basimi salladim ve dudaklarimi birbirine bastirarak, burnumdan sesli bir nefes aldim. "Derin, derin."
"Nasil, iyi geliyor mu?"
"Bilmem. Sadece buna ihtiyacim oldugunu hissediyorum." Yaslarin doldurdugu gözlerimi yumdum ve tekrar derin bir nefes aldim.
"Burada! Herkes yatin arka tarafinda eglenirken, sen ön tarafta tek basina nefes aliyorsun. Söyle bana, Arya. Ne kadar kötü?"
Beni hazirliksiz yerden yakalamisti. Ona yalan söyleyebilecegimi sanmiyordum. Göz göze geldigimizde yanagimdan süzülen gözyasina engel olamadim. "Önce biyopsi yaptirmaliyim." duraksadim ama sonra zorda olsa devam ettim. "Büyük olasilikla lenf kanseriymisim, Tony."
Göz yaslarim artik tamamen bagimsizligini ilan etmis gibi oluk oluk akmaya baslarken, kendimi Tony'nin kollarina attim. Boynuna sarildigimda hickiriklarla aglamaya devam ettim.
Tony, eliyle basimi oksarken "Sst, aglama. Birseyinin oldugunu biliyordum." dedi. Dedi ama o ses Tony'den mi cikmisti, anlamadim. Sanki bogazi dügümlenmis gibiydi ve zar zor konusmustu.
"Ne yapacagim, Tony? Söylesene, ne yapmaliyim? Cünkü ben ne yapacagimi bilmiyorum. Aileme bunu söylemeli miyim, yoksa saklamali miyim, bilmiyorum. Onlari üzmek istemiyorum."
Basimi geri cektigimde Tony, saclarimi kulaklarimin arkasina itelerken gözlerini gözlerimin icine dikti. "Önce sakin olmalisin, anlastik mi?"
Burnumu cekerken basimi salladim.
"Dönme vakti geldiginde arkadaslarin dönsün ama sen burada kal. Seni dünyanin en iyi onkoloji uzmanlarina götürürüm. Netlik kazanmadan kimseye birsey söyleyip, üzmeyelim. Önce bir ne oldugunu ögrenelim. Olur mu?"
"Olmaz! Bir aciklama yapmadan onlari yollayamam. Gerci onlari inandiracak hicbir aciklama da bulamam. Beni burada birakip hayatta gitmezler. Benim Istanbul'da ki doktorlarla görüsmem lazim." diye itiraz ettim.
"Tamam, peki. O zaman bende sizinle birlikte Istanbul'a gelirim. Orada da bu konuda cok iyi doktorlar var. Olmadi ben bi sekilde oraya baska doktorlar getirtebilirim."
"Tesekkür ederim, Tony. Daha kac kere hayatimi kurtaracaksin?" Ona minnetle baktim.
"Gerektigi kadar. Sen, arkadasimin kardesisin, Arya. Bunu Ayaz'a borcluyum. Ama simdi sil su gözyaslarini." Elleri yanaklarimi tutarken alnini alnima yasladi. "Madem simdilik kimseye birsey söylemiyoruz, o zaman her zamanki gibi ol."
"Bütün gün bunu aklima hic getirmedim. Yalniz kaldigimda bile sürekli birseylerle dikkatimi dagittim ama simdi burada; bu kalabaligin icinde bunu basaramiyorum. Dikkatimi hicbir seye odaklayamiyorum. Sürekli bu hastalik fikri aklimda dönüp duruyor. Doktor bana ilk söylediginde tam algilayamamistim ama simdi sindirmeye basladim. Ve icime bir ölüm korkusu yayilmaya basladi, ben yasamak istiyorum, Tony. Anliyor musun, ölmek istemiyorum!"
"Bana bak, Arya! Kimse ölmüyor, tamam mi? Kansersen n'olmus yani? Dünyada bu hastaligi yenebilen kac kisi var, haberin var mi? Sen de yeneceksin. Hayat dolusun, yasama siki siki saril ve iyilesecegine inan! Eger moreligini yüksek tutarsan herseyi basarirsin."
"Icimi rahatlattin." Tony, hakliydi. Ben bu hastaligi yenebilirdim ve yenecektim.
"O halde artik digerlerinin yanina gidebiliriz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf Serisi 1: TESADÜFI SEYLER
General FictionArya: Ölsem simdi. Tam su anda, hissedemem korkuyu. Cünkü hic tatmadim bütünlügü. Burada olmak gibi sicakliginla sarmalanmak. Her nefesine asik olmak gibi... Hayati rüyadan rüyaya yasamak neden? Ve korkmak rüyalarin asla gerceklesememesinden. Beren:...