Dusta isim bitince bornozuma sarilip banyodan ciktim. Yatagimin önüne gelince Beren'in yari ciplak bir halde yatagimda uyudugunu gördüm. Bu görüntü, sesli yutkunmama sebep oldu. Bir yunan heykelinin kusursuzluguyla yatagima boylu boyunca uzanmisti ve adeta yontulmus gibi duran kaslariyla fazlasiyla atesliydi. Benim yere civilenmemi saglayacak kadar hemde!
Bir kac adim öne gittim onu uyandirmak icin fakat hemen bu fikrimden vaz gectim. Dolabin önüne gecip kapaklarini actim. Icinden pembe ic camasir takmimi alirken omzumun üzerinden Beren'e baktim. Demek ki gercekten uyuyordu. Yoksa bu firsati asla kacirmaz, beni izlerdi. Geceligimi de aldiktan sonra sessizce dolabin kapaklarini kapatip, bonyoya geri döndüm. Kapimi kapatip ic camasirlarimi giydikten sonra bütün vücudumu losyonlamaya basladim.
"Bu da ne?" bacagimin kenarinda uzun bir kirmizi cizik olusmustu. Lanet olsun, ben bunu nasil fark etmedim.
Ölüme giderken bedeninin basina ne geldigini umursamaman cok normal. Dedi, Ayaz'in sesi.
Klozetin kapagini kapatip üzerine oturdum ve omuzlarimi düsürdüm.
Az kalsin ölüyordum, abicim. Az kalsin ölüyordum ve bu beni korkutmadi. Ölümü hissetmek bana huzur verdi. Sanki huzurun hic bitmedigi sonsuz bir deniz gibiydi. Yüzeye cikmak icin fazla caba göstermedim. Nefes almaya basladiktan sonrasi daha korkunctu.
Sacmalama, Arya! Sen henüz cok gencsin. Daha önünde upuzun bir hayat var, kücügüm. Yasa! Benim yasayamadiklarim icin de yasa! Ve asla yaptiklarindan pismanlik duyma. Yapamadiklarin icin pisman olmaktan iyidir. Ve kork ölümün hissizliginden!
Basimi önüme egdim ve aglamaya basladim. "Bana söylüyorsun ama sen de cok genctin. Neden yasamini önemsemedin? Bir eglence ugruna canini feda ettin." diye bagirmaya basladim hickiriklarimin arasindan.
"Arya? Kime bagiriyorsun?" sesin geldigi tarafa baktigimda Beren'in basini kapidan iceri uzattigini gördüm. Iceri girmekle girmemek arasinda ikilem yasiyordu.
Basimi tekrar yere egdim ve aglamama devam ettim. Gözyaslarimi durduramiyordum ve vücudum siddetle titremeye baslamisti.
Beren, yanima geldi ve kollariyla beni kendine sardi ve gögsüne bastirdi.
"Tamam, sorun yok. Istedigin kadar aglayabilirsin. Ssst, hersey yoluna girecek." diyerek beni sakinlestirmeye calisti.
"Uyumak istiyorum, Beren." dedim.
"Tamam, ama önce..." diyip lavabonun kenarina uzanip geceligimi eline aldi. "Bunu giydirelim." derken kollarimi havaya kaldirdi ve geceligi basimdan gecirmeye calisti. Hic kipirdamadan yüzünü izledim. Sanki cok önemli bir sey yapiyormus gibi ciddiyetle geceligi üzerime gecirmeye calisiyordu. Bir an utancla yüzümü baska tarafa cevirdim. Su an pembe ic camasirlarimla Beren'in karsisinda oturuyordum. Fakat o bir an icin bile vücudumun hic bir yerine bakmamisti.
Geceligimin uclari kalcalarimdan süzülürken Beren eliriyle saclarimi kulaklarimin arkasina ittirdi ve basimi ellerinin arasina alarak göz göze gelmemizi sagladi.
"Benden utanma, kücügüm. Anlastik mi?"
Basimi yukari asagi sallayarak sessizce onayladim.
Alnini alnima dayadi. Hala islak olan yanagimi öptü. "Simdi uslu bir kiz oluyorsun ve dogruca yatagina gidiyorsun." dedi ve elimden tutup beni ayaga kaldirdi. Daha bir adim atmistim ki popomda sert bir saplak hissettim.
Aciyla "Ahh." diye bagirdim ve dönüp Beren'e baktim.
"Mars! Mars!" dedi kapiyi göstererek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf Serisi 1: TESADÜFI SEYLER
General FictionArya: Ölsem simdi. Tam su anda, hissedemem korkuyu. Cünkü hic tatmadim bütünlügü. Burada olmak gibi sicakliginla sarmalanmak. Her nefesine asik olmak gibi... Hayati rüyadan rüyaya yasamak neden? Ve korkmak rüyalarin asla gerceklesememesinden. Beren:...