Yeni bölüm gec geldi biraz. Vote lar az gelince insanda yazma istegi olmuyor. Ama ben az olsa da yine de okuyucularimla paylasmak istiyorum :)) yorumlarinizi bekliyorum. Bir daha ki bölüm bol bol Aryali ve Berenli sahneler olacak. Yorumlarinizi bekliyorum.
*
Hey, canim kardesim, mesajini dün gece aldim. Lucy seninle gurur duydugunu söylememi istiyor. Ayrica oralarda kendine bir Blarney Stone bulup öpmemeni de söylüyor. Seni cok seviyoruz, pazar günkü aile yemeginde seni cok özledik. Pasta dilimimi yiyerek kendimi teselli etmek zorunda kaldim... senin payini da yedim tabii.
Seni seviyorum,
Ates
*
"Ama bize baska birini vermek zorundasiniz."
Carsamba günü okuldan sonra Beren'i de yanimda sürükleyerek birlikte Müdür yardimcisinin yanina gittik, ne kadar umutsuz bir halde oldugumu anlamasini saglamak icin ellerimi acip masasina dayadim, icimdeki korkuyu biraz olsun hissedebilmesini umdum.
"Arya, eger size baska birini verirsem, sinifin yarisina da aynisini yapmak zorunda kalirim ve bunu yapmayacagim."
"Beren sen de birseyler söylesene."
"Benim bir sorunum yok ki, bence degisime gerek yok. Ayrica ben bu isin eglenceli olacagina inaniyorum."
Ters ters baktim Beren'e. "Ama o cok huysuz biri!"
"O sadece biraz sefkate ihtiyaci olan yalniz bir kadin, hepsi bu."
"Oraya bir daha gidemem. Baska bir yolu olmali. Yetimhanede gönüllülük gibi bir sey olmaz mi?"
Kadin basini salladi. "Bu projeyi tamamlamazsiniz sinifi gecemezsiniz. Bu kadar basit." Bir kagit yiginini önündeki dosyaya tikti. "Cesur ol. Bunu yapabilirsin."
"Ama..." Kelimeler bogazima dizildi. Tekrar denedim. "O ölmek üzere."
Müdür yardimci uzandi ve omzumu sikti. "Daha iyi ya, Kader hanimin sana ihtiyaci var. Burada ne kadar özel bir görevin oldugunun farkinda misiniz?
"Odasindan cikmam icin beni zorladi."
"O halde daha cok ugrasman gerekecek."
"Yapamam..."
"Evet, yapabilirsin." Beren icimden gecenleri anlayormus gibi bana yaklasti ve elimi tuttu. "Merak etme, ben hep yaninda olacagim."
"Beni anlayamazsin." deyip elini ittim.
Bikkin bir sekilde ic cekerek disari ciktim ve Candan yengemin beni arabada bekledigi taraftaki kapiya dogru yürüdüm.
"Iyi gitmedi mi?" diye sordu Maya, arabanin ön koltugundan.
"Hayir." Ne yapacagim konusunda hicbir fikrim yoktu. Zaten bana ömrüm boyunca yetecek kadar ölüm görmüstüm ben.
Candan yendem, okul parkindan sola döndü. "Arya, tatlim, bu hafta da sana etrafi gezdiremeyecegiz. Ama bun yapacagimiza söz veriyorum." Bana dikiz aynasindan bakan gözleri yorgundu ve onun bu haline üzülmeden edemedim. "Hala yeni isimize alismaya calisiyoruz. Yakinda dengeyi kuracagiz. Bu arada Nihat senin icin yeni bir bisiklet almis, bisikletle dolasmayi sevdigini biliyoruz."
"Tesekkür ederim yengecim."
Araba eve dogru yol alirken ben de kendi evimi özleyerek denize baktim.
Yengem, arabayi park etti ve hepimiz asagi indik. Tam da bu sirada siyah porsche garaj yoluna girdi.
"Merhaba Candan abla." dedi Beren, arabasindan inerken. Biraz sonra Bob da sallanan kuyrugu ve sarkik diliyle arabadan asagi atladi.
"Merhaba, Beren'cim. Günün iyi gecti mi?"
"Her zamanki gibi harikaydi." Candan yengemle konusurken ela gözlerini bana dikti. "Muhtemelen bu sabah bana getirdigin Fransiz tostu sebebiyle."
"Farkli seylerde denemelisin. Sey, bu hafta sonu ortadan kaybolmak isteyebilirsin. Bahce bitkileri degisecek ve yenileme yapilacak. Etrafta bir sürü insan olacak."
"Ellerinde makaslar olan bir grup insan" dedi Mert. "Bu benim icin hicbir zaman iyi bitmemistir."
"Zavalli Arya," dedi Candan yengem. "Bu hafta sonu ona biraz Istanbul'u gezdirecektik ama artik bunu yapamayiz." Sirtimi sivazladi. "Onu ihmal ettigimiz icin bu kiz belki de bizden sikayetci olacak. Henüz adalari bile göremedi."
"Seni oraya ben götürebilirim."
Rahatsiz verici bir sessizligin ardindan Beren Soydan sözlerini tekrarlayana dek hepimiz öylece bakakaldik.
"Seni seve seve görmek istedigin yerlere götürürüm." O kadar yakinimda dikiliyordu ki, parfümünün icine düsmüs gibi kokusunu aliyordum.
"Tamam, sorun degil." Bu cocuk ne yapmaya calisiyordu böyle? "Gelecek hafta sonuna kadar bekleyebilirim."
Candan yengem kaslarini biraz catarak bana bakti. "Gelecek hafta Evren ailesinde ki toplantiya katilacagiz. Ah Arya'cim kendimi cok kötü hissediyorum."
"Gercekten benim icin bir mazuru yok," dedi Beren. "Ögleden sonram bos." Bakislarini yine bana dönderdi. "Güvende olacaksin."
"Sadece biraz yardimla kendimde bazi yerleri gezebilirim."
"Sacma." Candan yengem bana, sanki aklim biraz noksanmis gibi bakti. "Siz ikiniz gidin. Umarim iyi vakit gecirirsiniz."
Ah, hayir. "Ama ben..."
"Bize katilmak ister misin, Maya? Diye sordu Beren.
Maya gözlerini kirpistirarak. "Hayir. Hayir, tesekkür ederim. Yapmam gereken islerim var. Size iyi eglenceler."
"Tamam o zaman. Hosca kal!" Candan yengem cocuklarini sardi ve onlari iceri götürdü. Maya bana giderken göz kirpti.
"Zamanini benimle harcamani istemem."
"Sacmaliyorsun ama, gercekten sana rehberlik etmek istiyorum. Sana daha önce de dememis miydim, her türlü emrinize amadeyim leydim, diye?"
"Peki öyle olsun bakalim. Ama beni dogru düzgün gezdireceksin!"
"Buna hic süphen olmasin, Azra'cim."
Siritik sey. Bir gün boyunca Beren'le vakit gecirmek. Sanirim felaket beni cagiriyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf Serisi 1: TESADÜFI SEYLER
General FictionArya: Ölsem simdi. Tam su anda, hissedemem korkuyu. Cünkü hic tatmadim bütünlügü. Burada olmak gibi sicakliginla sarmalanmak. Her nefesine asik olmak gibi... Hayati rüyadan rüyaya yasamak neden? Ve korkmak rüyalarin asla gerceklesememesinden. Beren:...