Huzur evinden döndükten sonra bütün ögleden sonrami müzik odasinda piyano ve keman calarak gecirdim. Hala parcamin final kismini bitirememistim ve günler gectikce bu durum daha da sinir bozucu bir hal almaya baslamisti. Kemanimi her elime alisimda bu kez olacak, bu kez parcami tamamlayacagim diye basliyordum calmaya. Fakat tek yaptigim tekrar ve tekrar kendimi kandirmakti.
Son ders zili de caldiginda cantami toparladim ve müzik odasindan ciktim. Elimdeki nota kagitlarini inceleyerek koridorda yürüyordum. Koridorun sonuna geldigimde tam köseyi dönmek üzereyken bir seye carptim. Ya da birisine. Bütün notalarim etrafa sacilmisti. Yere egildim ve kagitlari toplamaya basladim.
"Ah, lanet olsun. Insanlar yürürken neden önlerine bakmazlar ki?"
"Ben de tam bunu söylemek üzereydim, Ahu?"
Ahu mu? Kafami kaldirdim ve Beren'le göz göze geldik. Hemde cok yakin bir mesafede... Bakma bana öyle. Lütfen gözlerini kacir. Tanrim, elanin en güzel tonuna sahipken nasil derinliklerinde kaybolmama engel olabilirim?
"Tamam, tamam. Ben hallederim. Yardim etmene gerek yok. Eminim senin su an ilgilenmen gereken daha mühim islerin vardir."
"Tamamdir, topladim bile zaten. Buyrun Leydim."
"Tesekkür ederim." Kagitlari elinden alirken parmaklarim eline degdi. Elektrik akimini engellemek ne kadar zor olsa da hemen dogruldum ve yerden kalktim.
"Eve mi?" diye sordu, Beren.
"Evet. Sen?"
"Bende eve gidiyorum. Siz kizlari da birakabilirim. Ne dersin?"
Su an burada en cekici bakislarini atarken bile alev almaktan korkarken onunla daracik bir alanda yan yana olmayi göze alamazdim. Kahretsin. Bu ikilem beni öldürecek. Bir yanim onun yaninda olmaktan son derece memnunken diger yanim arkasina bile bakmadan kacmak istiyordu.
"Sagol ama daha Maya'yi bulmam gerek. Ahh, unutmusum, sabah kitapciya gitmemiz gerektigini geveliyordu."
"En azindan cikisa kadar bana eslik edebilirsin sanirim."
"Tabii, neden olmasin?" Zorlama gülümsemelerimden birini yüzüme yerlestirerek yürümeye devam ettim.
"Bugün orada olacagimizi nereden ögrendin?" diye sordum.
"Zihin okuma gücüm vardi, unuttun mu? Etrafi taradim ve pek de uzakda degildiniz." En can alici gülümseyisiyle yüzüme bakti. Bembeyaz disleri inci gibi önüme serildi. Hayatimda gördügüm en sehvetli gülümseyise sahipti. Kesinlikle bu cocukla ilgili hic birsey masum degildi. Gercekten zihin okuyabilseydi su an dünyanin en uzak ülkesine kacmakta olurdum heralde. Hic de masumca seyler gecmiyordu aklimdan.
"Ahh, tabii. Unutmusum."
Eskiden en güzel gülüse eski sevgilim Kutay'in sahip oldugunu düsünürdüm. O zamanlar ona asiktim, ya da öyle saniyordum. O da fazlasiyla yakisikliydi ama Beren'de baska bir sey vardi. Hem beni kendine ceken, hem de en uzaga iten.
"Dogrusu, sabah Candan abla ile karsilastim ve bana kücük planinizdan bahsetti. Bende Kader hanimla tanisma firsatini kacirmak istemedim. Tabii bunda Candan ablanin o güzel yemeklerinin de katkisi büyüktü."
"Bu artik benimle beraber huzurevini ziyaret edecegin anlamina mi geliyor yoksa?"
"Zamanlamalar uygun oldukca gelmek isterim. Kader hanim sahane bir kadin. Bana hic öyle biri oldugundan bahsetmemistin."
"Bana nasil davrandigini fark etmedin galiba. Üstelik bu en iyi haliydi. Ama nedense sana cok... dostcanlisi yaklasti. Cok ilginc bir kadin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf Serisi 1: TESADÜFI SEYLER
General FictionArya: Ölsem simdi. Tam su anda, hissedemem korkuyu. Cünkü hic tatmadim bütünlügü. Burada olmak gibi sicakliginla sarmalanmak. Her nefesine asik olmak gibi... Hayati rüyadan rüyaya yasamak neden? Ve korkmak rüyalarin asla gerceklesememesinden. Beren:...