45. Bölüm: Vahsi Kahvalti

3.4K 97 2
                                    

     Multimedyada Maya var.

*

      BEREN SOYDAN

    Kahvalti icin restauranta gittigimde bizden henüz kimsenin inmemis oldugunu gördüm. Bakislarimi etrafta biraz daha dolastirinca camin kenarindaki büyük masalardan birinden Tony denen o pici gördüm. Etrafinda erkeklerin daha yogun oldugu kalabalik bir grup vardi ve gülüserek sohbet ediyorlardi. Bir yandan da kahvalti yapiyorlardi.

    Tam karsilarindaki masa bostu. Gidip oraya oturdum ve o anda Tony ile göz göze geldim. Gözlerimi gözlerinden ayirmadan basimi hafifce egerek selam verdim. O da aynisini yapti. Bir kac saniye bana bakmaya devam etti ama sonra vaz gecip arkadaslariyla sohbet etmeye devam etti. Ukala!

    Kahvesini icerken bile kasiliyordu, kendini begenmis züppe!

    "Efendim, ne icerdiniz?" diye sordu yanima gelen garson.

    "Kahve. Sütsüz olsun, lütfen."

    "Tabii, beyfendi." dedi ve yanimdan uzaklasti.

    Su an da acik büfe kahvaltidan hic birsey dikkatimi cekmiyordu, su herif haric. Bakislarimi üzerinden ayirmadan incelemeye devam ediyordum. Arada göz göze gelmeyi ihmal etmiyordu. Bakislarimin o da farkindaydi. Ama umursamiyormus gibi görünmeye calisiyordu.

    Alp, gelip karsimdaki sandalyeyi cekti ve oturuken "Günaydin." dedi.

    "Sana da. Uykusuz bir geceydi, anlasilan." dedim.

    Dirseklerini masaya dayamis sakaklarini ovusturuyordu.

    "Bütün gece uyumadim desem hic abartmamis olurum."

    "Derdin neydi de uyumadin?"

    "Hic sorma, sacma sapan birseydi. Biraz ahlak polisciligi oynadim diyelim." dedi.

    "Himm..."

    Garson siparis ettigim kahveyi tam önüme koyacakken onu durdurdum.

    "Onu arkadasima verin. Sonra da bana bir tane daha, lütfen. Bir de iki agri kesici olsun yaninda." dedim, garsona.

    Garson basini sallayarak onayladi ve masamizdan ayrildi.

    "Sagol." dedi, Alp gülümseyerek.

    "Her ne kadar gicik herifin teki olsan da sanirim seninle arkadas olabiliriz." dedim ben de ona gülümsereyek.

    "Hahh! Bu onuru bana bahsettiginiz icin cok büyük onu duydum, ekselanslari." dedi ve yalandan basini öne egerek minnetini gösterdi.

    Bu yaptigi gülmeme neden olmustu. "Sebekligi birak da beni iyi dinle. Simdi sana söyleyecegim seyden sonra sakin arkana bakma, tamam mi?" diye uyardim öne dogru egilerek.

    "Tamam. Neler dönüyor?" dedi, Alp. Sesinden meraklandigi anlasiliyordu.

    "Sen dün gece Bartu'yla konusmak icin lobide kaldin, ben de kizlarin yanina döndüm."

    "Evet."

    "Sahile gittigimde Arya'yi ve bir erkegi kumlarin üzerinde uzanirken gördüm."

    Alp, agzindaki kahveyi püskürtmemek icin eliyle agzini kapatti. Sonra kendini toparladi ve "Nasil yani? Kimle gördün? Kimmis o adam? Ne yapiyorlardi? Derin nerdeydi?" diye sorulari arka arkaya siraladi.

    "Sakin ol, sampiyon. Anlatacagim." derin bir nefes aldim. Ve ekledim. "Biz gittikten sonra Arya, iskeleden denize düsmüs ve etegi iskele direklerinden birine takildigi icin sudan cikamamis. O sira da su an arkanda oturan, ama sakin bakma! Oturan herif suya atlamis ve Arya'yi kurtarmis. Arya nefes almadigi icin de ona suni tenefüs yapmak zorunda kalmis, falan filan iste. Neyse bende o durumdan sonra gördüm onlari. Sonra neler oldugunu sorunca Derin'le o adam herseyi anlatti. Fakat beni o herifte rahatsiz eden birseyle var. Arya'ya olan bakislari hic hosuma gitmedi." dedim.

Tesadüf Serisi 1: TESADÜFI SEYLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin