21. Bölüm: Kötü tarafa gecmis kizlar

4K 96 0
                                    

     Iki hafadir düzelmeyen sorun aciklama yazdiktan sonra düzeldi. demek ki  wattpad bunu bekliyormus. her neyse yeniden yeni bölüm yazabildigim icin cok mutluyum. bir daha böyle teknik sorunlar yasanmamasi dilegiyle keyifli okumalar :))

 

Multimedya: Maya ve Arya

 

 

*

 

 

   *Ögle yemegi: Bir elma, iki dilim pirinc unundan yapilmis sade kek, diyet kola

    *Kalori: 150

    *Lezzet: Sifir

    Bisikletimle ilerlerken, siteden komsumuz oldugunu hatirladigim adami, esiyle birlikte yürüyüs yaparken gördüm. "Iyi günler, Amerikali Arya."

    "Size de iyi günler Bay ve Bayan Polatli."

    "Bu sabah erken saatlerde seni kosarken gördük." dedi Bay Polatli. Durdum ayak parmaklarimi yere degdirdim. "Sana seslendik, ama karim kulaginda su kulaklik zimbirtilarindan oldugunu, bu yüzden bizi duyamadigini söyledi. O kadar hizli kosuyordun ki, tavsanlarimi ürküttün."

    Güldüm, kendimi bes alti kilometre kosmaya zorladigim icin bacaklarim hala pelte gibiydi. Bir aydir spor ayakkabilarini giymeyen birine göre yine de iyi durumdaydilar.

    "Bir dahakine sokagimizdan gecerken bize ugrayip cayimizi icersin," dedi Bayan Polatli.

    "Peki, gelirim." Tekrar pedal cevirmeye basladigimda düsündüm ki Amerika'da insanlari davet ettigimizde bunu aslinda nezaket yapiyorduk. Ya Istanbul'da? Burada birini davet etmek, yakinda seni evimde görmek isterim, anlamina geliyordu.

    Bu soguk Pazartesi günü sokakta bisikletimle giderken birden hafif, sisli bir yagmur yagmaya basladi. Tek elimle bisikletimi yönlendirirken, digeriyle semsiyemi actim. Bu, sahip oldugum icin gurur duydugum ve zaman zaman son derece gerekli olan bir yetenegimdi. Geldigimden bu yana gördügüm tek sey bu elektrik yüklü havaydi. Sanirim dünyanin en güzel yerlerinden birinde yasadiginiz zaman, bedel olarak bunu ödemek durumundaydiniz.

    Bisikletimi Huzur evinin tentesinin altina park ettim ve iceri girdim. Bu kapiyi her actigimda hayal kirikligina ugruyordum. Huzur evi her zaman ayni görünüyordu. Iceriye hep ayni koku hakimdi. Her iceri girisimde bana ayni seyleri hissettiriyordu. Neden her seferinde buranin birden Disney World'e ya da diger mutluluk ve eglence dolu mekanlara dönüsebilecegini düsündügümü bilmiyordum. Fakat hicbir zaman böyle bir sey olmayacakti. Burasi, yasli insanlarin son günlerini gecirmek icin geldikleri bir yerdi. Ölmek icin geldikleri yerdi. Tipki Kader hanim gibi.

      Danismada oturan nöbetci hemsireye selam verdim ve Kader hanim'in kapisina vardim. "Merhaba!"

    Yine Kader hanimdan defolup gitmemi belirten bir emir sözcügü duymayi bekliyordum, fakat bu kez hicbir sey duymadim.

    Pencereden süzülen isik haricinde oda karanlikti. Lambalari yaktim.

    "Kader hanim!" Yere yigilmisti, gözleri fal tasi gibi acik vaziyette titriyordu. Telasla yanina kostum ve dizlerimin üstünde yere cöktüm. "Iyi misiniz?"

    Gözlerini kapatti. "Sence... sence iyi gibi mi görünüyorum?"

    "Hemen hemsireyi cagirayim."

Tesadüf Serisi 1: TESADÜFI SEYLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin