11. Bölüm-Belirsizlik

9.5K 291 61
                                    

Her ihtimale karşılık uzanıp elini tuttum. Bu konuda bir an kararsız kalmıştım ama belki Styles cazibesi bu işin çabuk bitmesini sağlayabilirdi. Bana ardına kadar açılmış gözlerle bakıyordu.

''Benimle turnuvalara katılmanı istiyorum.''

Esas oyun işte şimdi başlıyordu...

11. Bölüm - Belirsizlik

(Emma'nın Ağzından)

Ellerimi aniden geri çektim ve gözlerimi kırpıştırarak inanamayan gözlerle ona baktım. Daha geçen gûn turnuvalara benimle -özellikle benimle- katılmak istemeyen adam şimdi bana turnuvalara katılmayı teklif ediyordu. Bu bana hem sıradışı hemde gerçeküstü geliyordu ama söz konusu Harry olduğunda asla ama asla hicbir şeyden emin olamıyordum. Ani tepkime karşı biraz şaşırmış gibi görünüyordu ve soran gözlerle bana bakıyordu. Aslında şaşırmamın nedenini anlaması gerekirdi. 

''Ne?'' Aklımdan binlerce soru cümlesi geçiyordu ama ağzımdan sadece bir tane çıkmiştı. Bunu söylediğime inanamıyordum ama üzerimdeki etkisine gerçekten şaşırıyordum.

''Ne, ne?'' Soruma soruyla cevap vermesi gözlerimi devirmeme sebep oldu.

''Yani diyorum ki... Daha dün benimle..'' ellerimle kendimi gösterdim ve kafamı salladım, ''özellikle de benimle, turnuvalara katılmak istemeyen Harry'e ne oldu? Sadece bir kaç saatte ne değişti?''

İlk başta gözlerini kısarak kısa bir an beni inceledi, ardından derin bir nefes aldı ve kafasını diğer tarafa çevirip aldığı nefesi saldı. Yine benimle göz teması kurmuyordu. Göz teması kurmaktan kaçınıyordu. NEDEN?

Aslında bunun için 2 mantıklı nedenim vardı. Birincisi, kesinlikle yüzüme bakmaya dayanamıyordu. Eğer yüzüm düşümdüğüm kadar kötüyse onu suçlayamazdım, ama ikinci nedenimse sakladığı birşeyler olduğuydu. Ve iç sesim kesinlikle ikinci nedeni seçmemi söylüyordu.

''İşte bahsettiğimde buydu. Dün, antrenmandayken. Çok zorlusun, her şeyi zorluyor, sorguluyor ve en ince ayrıntısına kadar öğrenmek istiyorsun. Bunun yerine neden sadece evet yada hayır demiyorsun?'' Sesini yükseltmesi ile olduğum yerde iyice sindim. Ama beni en çok kızdıran şey zor olduğumu söylemesiydi.

''Bunu sana daha önce de söyledim. Ben zorlu değilim, asıl işleri karıştıran hep sensin ve bunu sürekli yapıyorsun. Şimdide olduğu gibi.'' Ağzını açıp bir şey söylemeye kalksa da tek elimi kaldırdım ve onu susturdum. ''Turnuvalara benimle gitmek istediğini söylüyorsun. Bu işin için de bende varım ve bu işi en ince ayrıntılarına kadar öğrenmekte hakkım. '' Sonlara doğru sesim iyice yükseliyordu ve ben buna engel olamıyordum. Gerçekten ciddi miydi bu ? Esas sorunu hep kendisinin oluşturduğunu görmüyor muydu? Eğer bu doğruysa erkekler gerçekten aptaldı. Hem aptal, hemde öküz.

''Bak, senden sadece bir yanıt istiyorum. Sadece lanet olasıca bir yanıt. Evet yada hayır demen benim için yeterli olacaktır.'' Kelimeler ağzından tıslar gibi çıkıyordu ve böyle bir durumda hala bana kafa tutabiliyordu. Neden asla geri adım atmıyordu? Bir kere olsun haklı olduğumu söyleseydi cehenneme mi gidecekti? Gerçekten bu ukala ve bilmiş tavırlarından kurtulmalıydı.

''Öncelikle bana ukalalık taslama. Bilmişlikten hiç bahsetmiyorum bile. Sana cevap vermeden önce, benimle turnuvalara katılmak istemenin nedenini öğrenmek istiyorum ve öğrenmeden yanıt vermeyeceğim.'' Oldukça kararlı görünmeye çalışarak arkama yaslandım ve kollarımı göğsümde birleştirdim. Gözlerimi, gözlerine dikip cevap vermesini bekledim ama o hala olduğu yerde sayıyordu. Sinirimi belli etmek istercesine derin bir nefes aldım hızlıca bıraktım. Değil kafasını çevirmek, sanki hiç duymamıştı.

Fighter Girl  (Harry Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin