3. Bölüm-Şans

11.5K 413 24
                                    

Çantayı boynuma astığım gibi ayağa kalktım ve hızla arkamı döndüm. Ama anlaşılan fazla hızlı dönmüş olmalıyım ki demir gibi sert bir göğüse çarptım ve yere düştüm. Bu kadarı yeterdi. Gerçekten çok sinirlenmiştim. Tam kafamı kaldırıp bana çarpan kişiye saydıracağım sırada bir çift zümrüt yeşili gözle karşılaştım.

3. Bölüm - Şans

Afallamış bir halde yatıyordum.  Ben doğrulmaya ve kalkmaya çalışırken konuşmaya başladı.

''Gerizekalı, önüne baksana! Sayende içkim üzerime döküldü!''

Gözlerimi kırpıştırdım ve söylediklerini kavramaya çalıştım. Derin bir nefes aldım ve yavaşça söylediklerini kavradığımda tişörtündeki ıslaklığa baktım. Tişört karnına yapışıyor ve karın kaslarını ortaya çıkarıyordu. Gözlerimi tekrar yüzüne çevirdiğimde sinirden dişlerimi sıktığımı bile farketmemiştim. Ne yani? Bu benim suçum muydu? Hem bana çarpıyor, hem yere düşürüyor, hemde hakaret ediyordu! Yumruklarımı sıktım ve kendime geldim. Hızlıca ve çevik bir hareketle yerden kalktım.

''Afedersin? Bu benim suçum muydu? Bana çarpan sendin ve özür dileyeceğin yerde benden hesap soruyorsun!''

Ani çıkışıma bir kaşını kaldırarak cevap verdi. Böyle yapınca gözleri daha da açılmış ve zümrüt yeşili gözleri daha çok görünmüştü. Beni incelediğini farkettiğimde bende onu incelemeye başladım. Kıvırcık saçlarını arkaya doğru taramıştı. Dolgun ve biçimli dudakları vardı. Fiziği bir erkeğe göre oldukça hoş ve çekiciydi. Bu ukala tavırların nedenini şimdi anlıyordum. Kızlara karşı dayanılmaz olduğunu biliyordu. Bu,onu kibirli ve şımarık kılıyordu. Ama tüm bu özellikler bende işe yaramazdı. Gözlerinin hala üzerimde olduğunu hissettiğimde ifadem daha da sertleşti. Bu kadar bakılıcak ne vardı?

''Ne bakıyorsun?''

Dudaklarının bir kenarı yukarı kıvrıldı. Tamam, kabul edebiliriz.. Çekiciydi, baya çekiciydi. Ama fazla ukala, kibirli ve şımarıktı.

''Görünüşe bakılırsa küçük kızımız biraz sinirlenmiş... İstersen oynaman için bir Barbie bebek bulabilirim, böylece biraz sakinleşebilirsin.''

Alnımdan vurulmuşa döndüm. O kimdi ve ne hakla bana küçük kız diyordu? Hayatımda en nefret ettiğim ve dayanamadığım şey birinin bana küçük demesiydi. George amca bile bu kelimenin beni ne kadar kızdırdığını bildiğinden sık kullanmazdı. Sadece dövüşlerdeki performansımı arttırmak için kullanırdı. Dünkü eğitimde yaptığı gibi. Ama bu piç (kızmayın bana :D ) beni ne tanıyordu ne de hakkımda en ufak bir şeyi biliyordu... Böyle demeye hakkı yoktu. Kaşlarım daha da çatıldı ve yumruklarım sıkıldı. Bunları istemsizce yapıyordum. Fakat buna karşılık yüzünde hala o kibirli sırıtış vardı ve onun ortadan yok olmasını istiyordum.

Bir adım geri attım.

Yumruğumu olabildiğince sıktım ve suratına olabildiğince güçlü bir yumruk attım! Hazırlıksız yakalandığı için yalpaladı ve 2-3 adım geri attı. Aynı anda yanağını da tutuyordu. Gözlerinde şaşkınlık ve başka okuyamadığım bir sürü duygu vardı. Bu küçük zafer beni içten içe sevindirdi ve devamını getirmem için daha da zorladı. Bu sefer geri adım atmadım. Daha da üstüne gittim.

Yeni bir yumruk savurdum ama eğilerek darbemi savuşturdu. Hedefi tutturamamam kaşlarımın çatılmasına neden oldu. Tekrardan toparlandım ve bir yumruk daha savurdum. Tam yumruğum yüzüne değecekken elimi sıkıca kavradı ve bileğimi aşağıya doğru büktü.

''Ahhh!'' diye acı bir çığlık attım. Siktir. Bileğimi hızlıca kendime doğru çektim ama acı beni durdurmadı. Bu adi herife gününü göstermeden hiç bir yere gitmeyecektim. Sağ elimi kullanamadığımdan yanımda tuttum ve en güçlü silahımı, tekmelerimi konuşturmaya başladım.İlk tekmem sol bacağına isabet etsede, yıkılmadı ve sendelemekle yetindi. Yüzüne baktığımda artık buna tahammül edemediğini gösteren bir ifade vardı. Sinirlenmişti. Güzel...

Fighter Girl  (Harry Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin