27. Bölüm-Özür

5.4K 323 247
                                    

Bakışlarım sadece bir kaç saniye sokaktan ayrılıp saate döndüğünde ve saatin kaç olduğunu karanlıktan görebilmek için gözlerimi kıstığımda, çalan zil sesiyle beraber yerimde sıçradım. Bakışlarım tekrar sokağa kaydığında, siyahlar içindeki adamın az önce durduğu yerde durmadığını fark ettim. Daha da kötüsü, hiçbir yerde görünmüyordu.

Kalbim korkuyla çarpmaya başladı.

Ardından biri, kapıya alacaklı gibi vurmaya başladı.

27. Bölüm - Özür

Afallayıp olduğum yerde kalakalırken kapıdaki her kimse, bu hareketine devam ediyordu. Evin içini kapıya vurulan yumrukların sesi kaplarken bakışlarım tekrar pencereden dışarı kaydı. Bu saatte kim gelmiş olabilirdi ki? George amcam? Hayır, haber verirdi. Harry? Bir fıçı içkiyi midesine indirse bile kapıyı yumruklamak gibi aptalca bir harekette bulunmazdı. Yoksa, bulunabilir miydi?

Kalbim neredeyse göğüs kafesimden fırlayacakmış gibi aynı şiddette çarparken sesli bir şekilde yutkundum. Odayı yumruk seslerinin dışında, nefes alış verişlerimin sesi dolduruyordu ve bunu duyan biri bu sesleri çok farklı şeylere yorumlayabilirdi. Olduğum yerde durup bir süre yumruk seslerini dinledikten sonra kapıdaki adamın gitmeyeceği kanısına vardım. Kapıyı yumruklamaktan yorulmuyormuş gibi, ardı arkası kesilmez yumruklar indirirken yavaş ve küçük adımlarla pencereden uzaklaşıp hole doğru adımladım. Büyük ihtimalle apartmandaki herkes bu gürültüyü duymuştu.

''Aç şu kapıyı! Aç!'' Duyduğum bu ses bana oldukça tanıdık birinin sesini hatırlatırken öne doğru attığım adımımı durdurdum. Gözlerimi kırpıştırıp başımı salonun girişinden dışarı uzattım ve kapalı olan dış kapıma baktım. Yumruklar hala kesilmiyor, bu nedenle de kapı aldığı her darbeyle sarsılıyordu. Böyle giderse birileri polisi arayacaktı, ve benim, evime uğramasını en son isteyeceğim kişiler, polislerdi.

Salondan çıkıp kapıya doğru adımlar atarken sesimin güçlü çıkmasını umut ederek seslendim.

''Kimsin?'' Ama bana inat ediyormuş gibi zayıf çıkmıştı sesim.

Kapıya inen yumruklar sorumun arkasından kesilince, etrafa bir sessizlik hakim oldu. Nefes alış verişlerimin sesi bir yana bu sefer kalp atışlarımın sesi de kulağıma çalarken, gözlerim kapıya odaklanmış, bir saniye olsun ayrılmıyordu.

''Emma?'' Duyduğum sesle beraber kapıya bir yumruk daha atılınca ani korkudan dizlerimi kırarak öne eğildim ve dövüş pozisyonumu aldım. Ama bu çok gereksizdi.

''Kapıyı aç.'' Onun kim olduğunu biliyordum.

Bu ses,,. Çocukluğumdan beri duyduğum bu güzel sesi nasıl unutabilirdim ki?

Kırdığım dizlerimin üzerinde yeniden doğrulurken yumruk yapmış olduğum ellerimi iki tarafıma indirdim. Kapıya bir adım daha yaklaştım. Başımı uzatıp kapı deliğinden dışarı, tek gözümü kısarak baktığımda karanlıktan başka bir şey göremedim. Apartmanın lambaları yine çalışmıyor olmalıydı.

''Lütfen, aç şu kapıyı...'' Bu sefer sesi, öncekilere tezat oluştururmuşcasına oldukça kısık çıkmıştı. Tek elim istemsizce kapı kulbuna giderken son anda kendimi durdurabildim. Kapıyı açmalı mıydım bilmiyordum. Son olanlardan sonra, söylediklerinden sonra ona o kadar kırgındım ki... Bu yaptığı benim gözümden düşmesine sebep olmuştu.

''Em...'' Kafamı kapıya yasladım ve iki elimi de kapıya dayadım. Sesi... Tanrım, sesinde saklı olan acı ve üzüntü elle tutalacak kadar yoğundu. Bana çarpıyordu sanki.

Derin bir nefes alıp, kapının kilidini açarken başımı yasladığım kapıdan kaldırdım. Elimle kapının kilidini tekrar çevirdiğimde ve kulbunu aşağı indirdiğimde, beklemediğim bir darbeyle kapı hızla içeri doğru açıldı ve bana çarptı. Afallayıp bir kaç adım gerilerken, David içeri girmiş deli gibi kafasını bir sağa bir sola çevirerek etrafı tarıyor, bir şeyler arıyordu.

Fighter Girl  (Harry Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin