"Elbette, yalnız çok fazla yormamalısınız. Uyanalı yaklaşık 1 saat oluyor." Başımızla onayladığımızda doktor bize tam karşımızdaki odayı gösterdi ve içeri buyurmamızı söyledi. Bakışlarım Harry'e kaydığında o andan sonra ilk defa onunkilerle birleşmişti. Göz kapaklarını bir kere kapatıp başını belli belirsiz aşağı yukarı salladığında içeri girmek için kapı kulpunu kavradım. Doktor George amcamı bir kenara çekmişti ve büyük ihtimalle hastamızın bu hale nasıl geldiğini soruyordu. Bu konuda endişelenmiyordum çünkü George amcam mantıklı bir cevap uydurabilirdi. Şuan endişelendiğim tek şey duymak üzere olduklarımdı.
Ve ben bunları duymaya hazır mıydım bilmiyordum.
26. Bölüm - Sorular & Cevaplar
Kavradığım kapı kulpunu yavaşça aşağıya doğru eğerek kapının aralanmasını sağladım. Neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Neler duyacağımı bilmiyordum. Bu işin sonunun nasıl biteceğini bilmiyordum. Her şey öyle belirsizdi ki, bu fazlasıyla canımı sıkıyordu.
Evet, artık olayları akışına bırakmıştım. Ne zaman müdahale etmeye kalksam olaylar daha da çekilmez bir hale geliyor ve içinden çıkılması güç bir duruma dönüşüyordu. Elim kapı kolunda, olduğum yerde dikilmeye devam ederken enseme değen sıcak bir nefes hissettim. Harry hemen arkamdaydı.
''Hadi, korkmana gerek yok.'' Kulağıma doğru eğilip söylediği bu sözler üzerine başımı onaylarcasına salladım ve aralık olan kapıyı sonuna kadar açtım.
Hala yanımda durmasına nasıl izin verdiğimi bile bilmiyordum. Büyük ihtimalle bu olay yaşandığında yanımda olan tek kişinin o olmasından kaynaklıydı. Daha sadece yarım saat önce beni öpmüş, ve hemen ardından ise sanki yanında yokmuşum gibi beni görmezden gelmeye başlamıştı. Bu kesinlikle çok aşağılayıcıydı. Yaptığımız şeyin yanlış olduğunu, hiç yaşanmaması gereken bir şey olduğunu biliyordum. Olayları akışına bırakmanın tek kötü yanı buydu işte. İşin içine Harry girdi mi, olayları akışına bırakmak beni zararlı çıkarıyordu. O halde bundan sonra, Harry'nin içinde olmadığı her şeyde kendimi olacakların akışına bırakabilirdim. Ama konu Harry'se, bu bir daha asla olmayacaktı.
Dudakları dudaklarıma değdiği an bundan pişman olmayacağımı düşünmüş, mucizevi bir açlıkla ona karşılık vermiştim. Ona kıyasla oldukça amatördüm. İlk öpücüğümü ona vermiştim ve amatör olduğumu da anlamaması saçma olurdu. Yine de onu inletebilmiştim. Sanırım, bu büyük bir başarıydı.
Beni neden öptüğünü bilmiyordum. Onu neden öptüğümü bilmiyordum. Sadece, dudakları o an o kadar cazip gelmişti ki, bunu yapmadan duramamıştım.
Gözlerimi kırpıştırarak kafamı iki yana salladım ve bu düşünceleri aklımdan çıkardım. Bunu akşam düşünecektim. Evet, eve gidince. Çünkü şuan sorguya çekmemiz gereken önemli bir şahsiyet vardı.
Kapıyı ardına kadar itip içeri doğru bir adım attığımda görüş alanıma önce üzerine battaniye örtülmüş ayaklar girdi. Daha sonra ise attığım her adımla birlikte görüş alanımın içine giren bir yatak.
Yatağın içinde bir adam.
Başımı geriye çevirip arkama baktığımda Harry'den başkasını göremedim. George amcam hala doktorla konuşuyor olmalıydı. Harry kapıyı arkamızdan yavaşça kapatırken yatağa doğru yaklaştım. Kapı kapandığında ufak bir ses çıkardı fakat bu ufak sese rağmen, adam uyandı.
Aniden açılan ela gözleri benim gözlerimi bulduğunda yerimden sıçramadan edemedim. Bu tıpkı korku filmlerindeki gibi olmuştu. Hiç beklemediğim bir anda gözleri açılmış ve üzerime sabitlenmişti. Ne yapacağımı bilemez bir halde öylece ona bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fighter Girl (Harry Fanfiction)
FanfictionAilesini küçük yaşta kaybetmiş, hayatını dövüşerek kazanan genç bir kız... Aynı durumlardan canı çok yanmış, ama bunu saklamayı oldukça iyi başarabilen genç bir erkek... İkisi de dövüşçü, ikisi de hayatlarını yanlarında 'babam' diyebilecek kişilerl...