22. Bölüm-Ceset

6.8K 297 144
                                    

Bölümü okumadan önce arkadaşım @iremmumcu'nun ''Sen'' adlı hikayesine bakarsanız sevinirim elbette beğeneniniz çıkar ki bence zaten  beğenilmeyecek bir hikaye değil, daha fazla ilgiyi hak ediyor.. İyi okumalar! :)

''Daha sonra antrenman yapmak için tekrar uğrarım.'' Bundan başka tek kelime bile etmeden spor odasından çıktığında beni, benimle yalnız bırakmıştı. Az önce yaşadıklarımın verdiği haz ve arzu hala bedenimde iken, bir tarafım da bugün yaşananlara inanamıyor, hayret ediyordu. Yavaş adımlarla koltuğa doğru ilerleyip oturduğumda dirseklerimi dizlerime yaslayarak öne doğru eğildim ve başımı ellerimin arasına aldım. Bedenimde ki bu anlık duygu değişimlerine hayret ediyordum.

Ah, ben ne yapacaktım?

22. Bölüm - Ceset

''Söyler misin, aşağıdaki olay da neydi?'' Uzun bir sessizliğin ardından tahmin ettiğim gibi George amcam konuşmuştu.

''Bilmiyorum, bu çok ani oldu...'' Kafamı iki yana salladım.

Harry ve David'in arasında geçen büyük kavgadan saatler geçmişti. Saatlerdir George amcam bunun hakkında tek kelime etmemiş ve beni oldukça şaşırtmıştı. Ama en sonunda tam beklediğim anda ağzında ki baklayı çıkarmıştı ama bu sefer benim sorusuna verebileceğim bir yanıt yoktu çünkü kavganın -ikisinin birbirlerini tahrik etmesi dışında- neden çıktığını bilmiyordum. Sadece görebildiğim tek şey David'in içindeki sönmek bilmeyen nefretti.

''Neden David'in geldiğini bana söylemedin? Spor odasına bağladığımız telefon boşuna mı duruyor?''

''Böyle olacağını nereden bilebilirdim ki?'' Omuz silkti. ''Onun senin çocukluk arkadaşın olduğunu biliyorum ve bu yüzden sana sürpriz yaptığını düşündüm. Haber vermezsem belki bunu bilmeden onu görebileceğine daha çok sevineceğini düşünmüştüm.''

''George amca, David buraya beni turnuvalara katılmaktan vazgeçirmeye çalışmak için gelmişti.''

Bu söylediğim üstüne bir kaç kere gözlerini kırpıştırdı. ''Ne? Neden?''

Omuz silktim. ''Bilmiyorum, sadece Harry'den hiç hoşlanmıyor. Onu yanımda görmek bile çıldırmasına yetiyor. Bunun nedenini bende anlayamıyorum. Üstelik Harry'de ondan hiç hoşlanmıyor sanki aralarında yıllardır süren bir kan davası varmış gibi.'' Güldüm. ''Aslında bu nefretin tek sebebi kan davası olabilir. Evet, kan davası.'' Tekrar güldüm ve bunun üzerine dudağımın kenarındaki yara acıyınca yüzümü buruşturdum. George amcam bunu görmüştü ve bana endişeli gözlerle bakıyordu.

''Sen iyi misin peki?'' Kafamı salladım. ''İyiyim merak etme, sadece ufak bir yara hepsi bu. Daha önce de çok kez dudağım patlamıştı, bunda abartacak bir şey yok.''

Derin bir nefes aldı. ''Pekala.''

Koltukta iyice derinlere gömülürken kollarımı kavuşturdum ve başımı geriye atıp, bu harikulade, mucizelerle dolu tavanı seyretmeye başladım. Aklım oldukça karışıktı. Bir yanım David'in, bir diğer yanım ise sürekli Harry'nin söylediği şeyleri düşünüyordu ve ben artık bunları düşünmek istemiyordum. David'e çok kızgındım ama bunun altında o kadar büyük bir kırgınlık vardı ki... Söylediklerinin ağırlığı beni ezerken, keşke bunları hiç yaşamasaydık diye düşünüyordum. İmkanım olsa, zamanı geriye alır ve bu olayların yaşanmasını engellerdim ama bu imkansızdı. Yaşanan, her zaman kalpte saklı olarak kalıyordu ve bunun hakkında yapabileceğimiz en ufak bir şey bile yoktu. Beni en çok kızdıran şey de işte buydu.

Harry'nin söylediği şeyler ise çok farklı bir boyuttaydı. Bu çok saçmaydı ama nedense kendimi aldatılmış, kullanılmış ve bir kağıt parçası gibi buruşturulup kenara atılmış gibi hissediyordum. Böyle hissetmemem gerektiğini elbette biliyordum ama garip bir şekilde hissettiğim şey tam da buydu işte. Oysa Harry'nin gözümde David kadar büyük bir değeri yoktu ve olamazdı da.. Onun söylediği bir sözle canımı bu kadar yakmaması gerekiyordu. Sonuçta sürtük olmadığımı biliyordum, David bunu söylediğinde canımın yanması normaldi ama Harry söylediğinde aynı etkiyi yaratmaması gerekiyordu.

Fighter Girl  (Harry Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin