24. Bölüm-Yorgunluk

5.9K 281 87
                                    

''Em?'' George amcam soran gözlerle bana bakıyordu.

''Buradaydı..'' diye fısıldadım sessizce.

Soran gözleri yerini endişeye bırakıp sehpanın yanına kaydı.

Sehpanın boş olan yanına.

Tahta parçası yoktu.

Gitmişti!

24. Bölüm -Yorgunluk

''Em, burada hiçbir şey yok.'' Gözlerimi bir kez daha kırpıştırarak bakışlarımı önce George amcama, ardından sehpanın boş olan tarafına çevirdim. Hayır, hayır. Bundan emindim. Yanımda Harry'de vardı. Yanlış görmemiştim ve o da buna destek çıkabilirdi. Tahta parçası bir kaç saat önce tam karşımdaki noktadaydı ve şimdi nerede olduğunu Tanrı bilirdi.

''Eminim George amca. B-buradaydı.''  Şaşkınlıktan dolayı kekelememe engel olamamıştım. Tahta parçası bizim tek delilimizdi. Evime girip o adama saldıran kimse eğer o tahtanın üzerinde parmak izleri olabilirdi ve polise şikayet edebilirdik.

''Aman Tanrım,'' Aklıma gelen düşüncelerle bir an yerimden kımıldayamaz oldum hemen ardından ise sanki kendimi boşlukta hissediyormuş gibi geriye doğru sendeledim. George amcam uzanarak beni belimden yakaladı. Oldukça endişeli görünüyordu.

''Em, kendine gel! Em!'' İki eliyle omuzlarımı kavrayarak hızlıca sarstı beni. Bakışlarımı karşımdaki duvardan gözlerine çevirdiğimde zorlukla konuşabildim.

''Ben,'' Dudaklarımı büzerek derin bir nefes verdim ve başımı sehpanın tarafına çevirdim. ''Buraya girip o adama saldıran kişi. Tekrar gelmiş.'' George amcam donup kaldı ve omuzlarımdaki ellerinin kaskatı olduğunu hissettim. Bakışlarımı gerilmiş yüz hatlarına çevirdim. ''Ya da belki de hiç gitmemişti.''

Omuzlarımdaki ellerini ittirdim ve kendimi kurtararak tam sehpanın yanına gelerek eskiden tahta parçasının bulunduğu yeri işaret ettim.

''Tahta parçası. Tam buradaydı ve bana da Harry göstermişti. Yani... Eminim! Kesinlikle buradaydı!'' Sinirle titrediğini fark etmediğim ellerimi saçlarıma daldırdım ve var gücümle, yolarcasına çektim. Hissettiğim acı ile boğazımın gerisinden vahşi, ve bir kızdan çıkması beklenmeyen bir ses çıktığında gözlerimi kapadım ve sırtımı duvara yasladım. George amcam aniden yanımda bitmişti.

''Em, sakin ol!'' Elleri ile ellerimi kavrayarak saçlarımdan kurtarmaya çalıştı. ''Em! Sana sakin ol diyorum!''

Boş holde yankılanan sesi ile kulaklarım çınladığında kapalı olan gözlerimi araladım ve avuçlarımı açarak, George amcamın ellerimi saçlarımdan kurtarmasına izin verdim. Beni hızlıca göğsüne doğru çekti ve çenesini başıma yaslayarak, tek eliyle saçlarımı okşamaya başladı. Boşta olan eli belimi sıkıca sardı ve beni kendine çekti.

''Sakın.'' Sesi az öncekine kıyasla oldukça sakindi. ''Sakın bir daha kendine zarar verecek bir şey yapma, tamam mı? Bu beni oldukça endişelendiriyor.'' Gözlerimi kapatıp, boşlukta öylece sallanan kollarımla bedenini sardım.

''Üzgünüm.'' Oldukça kısık çıkan sesimi duymuş olmasını umuyordum. Krizler, her zaman olan bir şey değildi. Ama şu son yaşadıklarımdan sonra elbette bir tane bekliyordum. Şu birkaç saat içerisinde o kadar gergin ve endişeliydim ki, tahta parçasının da kaybolmasıyla içimde yaşadığım bu duyguları daha fazla bastıramamış ve gün yüzüne salıvermiştim.

''Seni bana götürüyorum.'' George amcamın sesi tekrar kulaklarımı doldurduğunda başımı kaldırdım ve ona baktım. Gözlerindeki endişe bariz bir şekilde ortadaydı. Bana bu şekilde değer veriğini görmeki hem beni derinden mutlu ediyor hem de üzüyordu. Verdiği değer bana eski günleri hatırlatıyordu. Yanında olmamı istemesini anlıyordum ama yine de başımı iki yana salladım.

Fighter Girl  (Harry Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin