Ara Bölüm-Styles'ın Gözünden

11.3K 322 98
                                    

Bölüm geciktiği için üzgünüm :) Bu bölüm bir önceki bölümde yorumuyla beni güldüren @elifmendler 'e gitsin hadii :D Yine yorumlara göre bölümleri o kişilere adayacağım bilmiş olun :) neyse çok konuştum iyi okumalarr :)

Ara Bölüm -  Styles'ın Gözünden

Bu bölümde, yaşanılan olaylar Harry'nin ağzından anlatılmıştır.

(5. Bölüm'den başlar.)

Kapıyı hızlıca açtığım gibi evden dışarı fırladım ve hızlı adımlarla caddenin karşısına geçtim. Bu kadar saçmalık bugün için yeterdi. Neden, neden milyonlarca insan arasından partner olucak bir tek o çıkmıştı? Her hangi bir kızda olabilirdi, sadece çenesi kapalı dursa benim için yeterliydi. Ama onun çenesinin kapalı duracağını hiç zannetmiyordum. Sanki birbirimizi gördüğümüz ilk anda birbirimizden nefret etmek için yaratılmıştık. O, bana saldırmıştı ve bende kendimi savunmuştum. Ama bunun için çok kötü bir gün seçmişti. Normalde hiç bir kıza karşılık vermezdim. Beni istediğiniz gibi görebilirsiniz. Piç, aşağılık, züppe veya adımı ne koyarsanız... Ama bir kadına zarar verecek kadar da alçak değildim. Zaten katılmak bile istemediğim turnuvalarda birde onu çekemezdim. O yüzden daha şimdiden karar vermiştim. Ben bu işte yoktum!

Frank'in arkamdan bağırdığını duyana kadar onun yanımda olmadığını fark etmemiştim. Adımlarımı yavaşlatıp durdum ve bana yetişmesi için beklemeye başladım. Bir platin bacak elbette orjinalinin yerini tutamıyordu.

''Biraz yavaşlar mısın? '' Omuz silktim. Sırtını caddenin duvarına yaslayarak derin nefesler almaya başladı. Kaşlarımı çattım ve yanına sokuldum. Onun bu şekilde yorulması iyi bir şey değildi. Yanındaki tek kişi bendim ve benden başkası yoktu. Bu da onun benim sorumluluğumda olduğunu gösteriyordu.

Bir elimi omzuna koydum ve ''İyi misin?'' diye sordum. Yavaşça kafasını salladı ve yüzüme baktı. Artık derin nefesler almıyordu ve nefesi normal hızına dönüyordu.

''İyiyim, merak etme. Sadece... Neden biraz Starbucks'da oturup kahve içmiyoruz. Hımm? Uzun zamandır doğru dürüst konuşmadık. Biraz sohbet ederiz.'' Sorusu beni şaşırtmıştı çünkü Frank Starbucks'dan nefret ederdi. Bense kahvelerini çok severdim ama o hep kahvelerinin kahve tadı dışında her şeyin özelliklede bulaşık suyu tadına benzediğini söylerdi. Tek kaşımı kaldırdım ve ona ''Ama sen ordan nefret edersin.'' dedim. Haklısın der gibi kafasını salladı ama sonra gülümsedi ''Doğru ama siz gençlerin halden anlamanız için bizde sizin halinizden anlamalıyız değil mi?''. Gözlerimi kıstım ve ona emin misin der gibi bakış attım. Gözlerini devirdi.

''Ahh, hadi ama... Kafayı yemiyorum merak etme. Sadece seninle baba oğul gibi sohbet etmek istemem çok mu kötü?'' Ona buz gibi bir bakış attım. ''Biz asla baba oğul gibi olamayacağız, bunu biliyorsun değil mi?'' Dudakları gerilip ince bir çizgi halini aldı ve bakışlarına biraz hüzün doldu. Onu seviyordum ama asla gerçek bir baba yerini tutamazdı. Fakat elbette şuan da sahip olduğum tek kişi oydu ama ben tek başıma da idare edebilirdim. Onu üzmek gibi bir niyetim yoktu ama bu gerçeği ne kadar kısa sürede kabullenirse o kadar az üzülürdü. Ve yıllardır bu gerçekle yüzleşmesini bekliyordum ama onun hala bir umudu vardı...

''Pekala, oturup biraz kahve içeriz o zaman?'' diye öneride bulundum. Ağzından büyük bir nefes saldı. ''Sen o bulaşık suyundan içebilirsin, ama ben zehirlenmeye niyetli değilim.'' Güldüm. O hep aynıydı ve hiç değişmeyecekti.

Starbucks'a yaptığımız kısa yolculuk nihayet sona erdiğinde ve bizde koltuklarımıza oturup siparişimizi vereceğimizde rahat bir nefes aldım. Bazı Starbucks'ların aksine burda garsonlar vardı ve çoğu bayan olup büyük ihtimalle benim yaşlarımdaydı. Kızıl saçlı bir garson yanıma geldi ve gülümsedi. Ona en seksi gülümsememi yollamaya çalıştım ve kahve istediğimi söyledim. Kız dudaklarını ısırıp cilveli bir şekilde bana başka bir isteğimin olup olmadığını sorunca kafamı salladım. Kafasını salladı ve dönüp gitmeden önce bakışlarıyla beni yaladı yuttu diyebilirim. Kıkırdadım ve gözleri üzerimden ayrılmadan önce göz kırptım. Yanımdan uzaklaştığında hala küçük gülücük seslerini duyabiliyordum.

Fighter Girl  (Harry Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin