Birazda Harry'i rezil edelim değil mi? ;)
13. Bölüm - Rezillik
Harry doğrulup kızı üstünden attığında ikisi de gülüyordu. Neye güldüklerini gerçekten merak ettim. Sanki o da ona baktığımı hissetmiş gibi benim durduğum tarafa baktı ve gözlerimiz buluştu. Sonra ayrıldı. Ve sonra herşeyin daha yeni farkına varıyormuş gibi tekrar buluştu ama bu sefer onunda ağzı beş karış açık kalmıştı. Aklındaki soruyu biliyordum. 'Onun burda ne işi vardı?' Asıl senin burda ne işin vardı!
Anlaşılan çok uzun bir gece olacaktı.
Gözleri gözlerimden bir saniye olsun ayrılmazken sonunda gerçeğin farkına varabilmiştim.
Siktir!
Yakalanmıştım! Beni ona bakarken görmüştü ve gerizekalı ben bunun farkına varamayıp yarım saattir gözlerimi gözlerinden ayırmıyordum. Bu kadar aptal olduğuma inanamıyordum. Ne diye onu -onları- dikizliyordum ki? Onu gördüğüm ilk an direk burdan çıkmalıydım ama ben ne yapmıştım? Canavarın inine girmiştim. Şimdi kalksam, büyük ihtimalle çok geç kaldığımdan olmazdı ama eğer beni görmeden çekip gitseydim.. ah keşke!
Ama...
Belki de her şey için çok geç değildir.
Değil mi? Sonuçta 2 haftadır ondan en ufak bir haber bile alamamıştım ve bir daha turnuva konusu açılmamıştı. Iy! Turnuvaların adını duymak ve söylemek bile miğdemi bulandırıyordu.
Bana bakan gözleri kararıp kaşları çatılana kadar olduğum yerde kalmaya devam etmiştim, sonra ise artık daha fazla duramayacağımı anladım. Neden mi?
Bana doğru geliyordu !
Bar taburesinden hızlıca atladığım gibi gerisin geri koşmaya başladım. Tabi buna koşmak denirse... Çünkü o kadar kalabalıktı ki mutlaka birine çarpıyordunuz veya önünüze birileri çıkıyordu. İte kaka insan kalabalığının arasından geçtim. Zayıf olduğum için elbette Harry'e göre avantaj bendeydi çünkü o benden kat kat daha iriydi.
Ya da ben öyle sanıyordum.
Arkamı dönüp baktığımda aramızda en fazla 2 metrelik bir mesafe olduğunu gördüm ve paniklemeye başladım. Bu sefer neredeyse insanları ezerek hızlı bir şekilde koşmaya başladım. Barın bulunduğu tıklım tıklım salondan çıktım ve kendimi hole attım. Önüme iki ayrı koridor çıktı.
Düşünmek için zaman yoktu; soldakini seçtim.
Koridordaki öpüşen çiftlerin yanından hızla geçtim ve hemen solumdaki odanın kapı tokmağını çevirdim. Kilitliydi. Yanındakini denedim. O da kilitliydi.
Arkamı döndüğümde Harry'nin bir an olduğu yerde durup benim tarafıma baktığını ve beni gördüğünü gördüm. Bana doğru koşmaya başlayınca siktiğimin kapısını bıraktım ve sağ taraftaki merdivenlerden yukarı fırladım. İkinci kata çıktığımda hemen sağımdaki bir kapıyı denedim.
Bugün kapı kilitleme günü filan mıydı!
Merdivenlerden çıkan yüksek sesli ayak sesini ve Harry'nin bana ''Emma ! '' diye bağırdığını duydum. Bu sefer en soldaki odanın kapısını denedim. Evet! Açıktı! Hemen içeri girdim ve kapıyı arkamdan kilitledim.
Derin bir nefes verdim ve kaapıya dayanarak yere çömeldim. Sessiz odaya kıyasla deli gibi çarpan kalbimin sesi tezat oluşturuyordu.Yutkundum, kulağımı kapıya dayadım ve dışarıdaki sesleri dinledim. Hiç bir şey duyamıyordum. Tabii alt katta çalan ve insanın kulak zarını patlatabilecek oln müzik buna engel oluyordu. Tahminimce Harry birazdan bu kapıyı yumruklamaya başlayacak ve içerden bir ses gelmeyince bu odayı da diğerleri gibi kilitli ve boş olarak düşünüp gidecekti. Evet, o zaman sorun çözülecekti!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fighter Girl (Harry Fanfiction)
FanfictionAilesini küçük yaşta kaybetmiş, hayatını dövüşerek kazanan genç bir kız... Aynı durumlardan canı çok yanmış, ama bunu saklamayı oldukça iyi başarabilen genç bir erkek... İkisi de dövüşçü, ikisi de hayatlarını yanlarında 'babam' diyebilecek kişilerl...