Gözlerim ardına kadar açıldı ve aynı hareket beni gördüğünde onda da oldu. Daha dün onunla karşılaştığım ilk anda şanslı tarafın ben olacağına dair yemin etmiştim. Ama görünüşe bakılırsa şanslı taraf yine ben değildim.
5. Bölüm - İddia
Şaşkınlık bedenimden ayrılırken yerini öfkeye bıraktı. Onun burda ne işi vardı? Partnerim o olamazdı. Öyle değil mi? Çünkü eğer öyleyse asla ama asla turnuvalara katılmazdım. George amcanın üzülmesini istemiyorum diye böyle bir aptalla çalışmayı göze alamazdım. Bunu asla yapmazdım. Kaşlarımı çattım ve sinirden dişlerimi sıktım.
Şaşkınlıktan açılmış gözleri yüzümden bandajlı bileğime kayınca son noktayı koymuş oldu.'Evet seni gerzek! Bileğimi bu hale sen getirdin!' demek istesemde ağzımdan tek kelime çıkmadı. Beden dilim her şeyi açıklıyordu zaten.
Boğuk bir çığlık attım ve üstüne atıldım. O irkilerek bir adım gerilerken ben daha ona ulaşamadan belimin etrafına bir çift kol sarıldı ve beni havaya kaldırdığı gibi bir metre geriye götürdü.Bunu yapmasaydı bir adım sonra suratına ve elimin önüne gelen her yerine yumruğumu yapıştırmış olacaktım.
''Em,ne yaptığını sanıyorsun? Kendine gel!'' George amcanın sert ve katı sesi beni tekrar dünyaya getirdi. George amca önümde duruyor,Frank amcaysa kollarını iki yana açmış,her ihtimale karşı bay mükemmeli koruyacakmış gibi duruyordu. İşaret parmağımı ona doğrulttum.
''İşte! Bu o,dün bileğimi inciten aptal!''
Bütün gözler bay mükemmele çevrildi. O ise şaşkınca olanları kavramaya çalışıyor gibiydi.
''Harry?'' Frank amcanın bakışları soruyu gayet güzel soruyordu.'Neler oluyor?'
İsmi buydu demek. Harry. Gerçi Frank amca kapıdan girerkende bu ismi söylemişti sanırım ama dikkatimi vermemiştim. Zaten isminin ne olduğu umurumda değildi. Bir daha karşılaşmayacağımız için en yakın zamanda unutacaktım.
''Sen...'' Kafasını tekrar bana çevirdiğinde onun da gözleri kısılmış,kaşları çatılmıştı.''Burda ne işin var?'' diye sordu.Komik,aslında bunu ona sorması gereken kişi bendim.
''Asıl bu soruyu ben sana sormalıyım? Senin burda ne işin var?'' dedim senin sözcüğünü vurgulayarak. Cevap vermedi. Hala kısık gözlerini dikmiş,bana bakıyordu. Bir hışım George amcaya döndüm.
''Dalga mı geçiyorsun? Frank amcanın üvey oğlu bu mu yani ?'' elimle tekrar Harry'i işaret ettim. ''Dün gece neler olduğunu sana anlattım. Bırak onunla partner olmayı aynı yerde bile bulunmam!''
George amca iç çekti ve bir eliyle burun kemerini sıktı.''Durum şimdi anlaşıldı.''
''Ben hala burda neler olduğunu anlamış değilim.'' Frank amca hala soran gözlerle bize bakıyordu. Hemen atıldım.
''Ben anlatırım! Ben dü-''
''Hayır Em. Sakin ol ve otur şuraya.'' George amca bana elleriyle koltuğu gösterince ofladım. Harry'e baktığımda bıyık altında sırıttığını gördüm. Adi pislik. Bu arada sanırım ona takmadığım lakapta kalmadı öyle değil mi? Oturdum ve George amcanın Frank amcaya her şeyi anlatmasını dinledim. Ara sıra Harry'le göz göze geliyor ve birbirimize kötü bakışlar atıyorduk. Suskunluğunu bozmuyordu. Tıpkı dün gece bana hakaret etmeden önceki gibi. Fırtına öncesi sessizlik derler ya,onunki de bir nevi böyle bir şeydi.
George amca olayları baştan sona anlattı ve ekledi. ''Gerçi ben bu olayı sadece Emma'dan dinledim. Harry'den de dinlemek lazım. Haksızlık olmasını istemem.'' Tekrar bütün kafalar Harry'e çevrildi.
Tek kaşını kaldırdı. ''Olay tamamen bundan ibaret. Ne yaptığımı biliyorsunuz ama neden yaptığımı anlatacak değilim. Zaten bir önemi de yok. Turnuvalara asla katılmayacağım.''
Vay canına,az önce 1 puan kazanmıştı.
''En azından onunla.'' Başıyla beni işaret etti.
Puanı uçup gitmişti işte.
''Endişelenme.'' dedim. ''Dünyada ki son kişi olsan bile seninle turnuvalara katılmam.'' George amcaya döndüm ve azarlarcasına bakış attım. ''Herkes olur,yemin ederim. İsterseniz beni bir tecavüzcüyle aynı odaya koyun.'' Bu sefer Frank amcaya baktım. ''Ama benden onunla turnuvaya katılmamı istemeyin.''
Harry ayaklarının üzerinde bir geri bir ileri sallandı. ''Öyleyse karar verilmiştir. Böyle birşey asla olmayacak. Hadi Frank. Gidelim.''
Birde babası yaşındaki adama ismiyle hitap ediyordu. Anlaşılan onda terbiyede yoktu. Ah,sen benim hedef tahtam olsaydın...
Frank amca yanıma yaklaştı ve kulağıma doğru fısıldamaya başladı. ''Aranızda ne olursa olsun sizin turnuvayı kazanacağınızdan eminim. Sizler bizim en kıymetlilerimizsiniz. Üzülmenizi elbette istemem ama böyle bir fırsatta kaçırılmaz. Turnuva herkesle katılacak bir yarış değildir. Daima en iyiler kabul edilmelidir. Sen ve Harry gibiler...Bunu bir daha düşün. Biraz sinirlerin yatışsın. Kararını verdiğinde beni ara. Anında açacağım.''
Sıkıntıyla bir nefes aldım ve kafamı salladım.
''Tekrar düşüneceğim Frank amca. Ama çok umutlu olmanı istemem.'' Kafasını salladı ve Harry'nin arkasından salondan çıktı. Pencereden dışarı baktığımda Harry'nin çoktan karşıya geçmiş uzaklaştığını gödüm. Cehenneme kadar yolu vardı. Frank amcaysa kapıda George amcamla konusuyordu. Anlaşılan bizi ikna etmek için başka bir yöntem bulmaya çalışıyorlardı. İstedikleri kadar uğraşsındılar. Kararımdan vazgeçmeyecektim.
George amca tekrar odaya döndüğünde sıkıntıyla nefesini verdi. Bana baktığında gözlerinde kararsızlık ve pişmanlık vardı.
''Ne?'' diye sordum.
''Üzgünüm. Üvey oğlunun bileğini inciten kişi olduğunu bilmiyordum. Bana kızmakta haklısın.''
Kafamı salladım. ''Sana kızmıyorum. Şimdi düşündüm de, tekmelerimden nasıl ustaca kaçabildiğini anlıyorum. Oda benim gibi iyi bir dövüşçü. Bunu şimdi anlıyorum. Fakat üzgünüm George amca ama, onunla asla turnuvalara katılmam.''
George amca bana bimişcesine bir bakış attı.
''İddia ya varmısın?''
Kısa oldu ve bu bölüm pek içime sinmedi. Biri ilham meleklerimi çaldı galiba :) Herneyse sınır yine 1 günde geçildi. Bunun için çok teşekkürler :) Sınır yine aynı 15 vote ve lütfen, lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. Şimdiden teşekkürler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fighter Girl (Harry Fanfiction)
FanficAilesini küçük yaşta kaybetmiş, hayatını dövüşerek kazanan genç bir kız... Aynı durumlardan canı çok yanmış, ama bunu saklamayı oldukça iyi başarabilen genç bir erkek... İkisi de dövüşçü, ikisi de hayatlarını yanlarında 'babam' diyebilecek kişilerl...