14.Bölüm = Ne Hissettiğini Anla...

319 120 189
                                    


Serhat ve Leyla devam, part II...

●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●

Öyle karmaşık bir haldeyim ki,
Ağlaya ağlaya gülesim var....

●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●

Restorandan apar topar çıkardılar genç adamı ve polis arabasına bindirdiler. Araba hareket eder etmez, şu polis arabalarının bilindik siren sesi de kulakları tırmalamaya başladı. Serhat kelepçeli ellerini kucağına koydu ve başını geriye atarak koltuğa yasladı. Şu siren sesleri başının ağrısını öyle şiddetlindiriyordu ki, sonunda konuşmaya başladı genç adam.

"Şu siren sesini kapatabilir misiniz lütfen. Başım çok şiddetli ağrıyor da." Şöför koltuğunun yanında oturan polisin tepkisine şaşırdı Serhat.

"Kapa çeneni!"

Katil olsa, suçlu olsa bu şekilde davranmalarını anlayabilirdi ama katil olduğu yoktu, suçlu da değildi. Aşırı büyük bir yanlış anlaşılma söz konusuydu ve bu olay artık Serhat'ın canını sıkmaya başlamıştı.

"Bakın! Büyük bir yanlış anlaşılma var, ben katil falan değilim. Kimi öldürmüşüm ki? Ne olduğundan haberim bile yok."

"Üzerindeki kanlar öyle demiyor ama!"

"Onlar benim kend.." Konuşmasına engel olan yanındaki polisin tıslayarak konuşmasıydı.

"Ben yapmadım, ben masumum saçmalıklarını deneyeyim deme sakın!" İşaret parmağını kaldırdı ve Serhat'ın göğsüne bastırarak konuştu, "Biz polisiz. Sen de KATİLSİN! Ve bir cinayet işledin! Şimdi o çarpık çeneni kapat! Yoksa ben kapatmasını bilirim!" Parmağını çekti, kucağına koydu. Serhat'a yan gözlerle baktı ve, "Savunmanı karakolda yaparsın." dedi.

Çarpık çene mi? Bu da ne şimdi? Bunlar kendilerini Amerikan dizilerinden falan mı sanıyorlardı? Hayır yani nedir bu hava? Bu ego? Bu göz kısmalar falan?
Daha fazla konuşmadı Serhat. Gözlerini kapatarak başının ağrısının hafiflemesini bekledi....

Leyla lavoboya girince, ellerini, suratını bir güzel sabunla ve duruladı. Kan olmuş pantolonuna veya kazağına yapacak bir şey yoktu. İstemeye istemeye kan lekeleriyle çıktı tuvaletten ve yürümeye başladı.

Sevdiğim adam. Sevdiğim...

Sevdiği kadınım. Sevdiği...

Sesler biraz önceye nazaran daha da azalmıştı, ama bir uğultu Leyla'nın kulaklatına kadar ulaşıyordu. İçeriye hirdi ve grdükleri karşısında dehşete düştü. Burada neler olmuştu böyle? Arkadaşlarının gözlerindeki yaş, tükenmiş halleri de neydi böyle? Orada hıçkırarak ağlayan ve zorla kolanya koklatılmaya çalışılan Zeynep miydi?
Restoranda bulunanlar Leyla'yı görünce gözlerini bir kez daha pörtleterek baktılar. Leyla da onlara tam da o şekilde bakıyordu...

Ya Serhat? O neredeydi? Leyla gözleriyle karşısındaki kalabalığı taramaya başladı, onların arasında bir yerlerdeydi Serhat. Etrafa iyice bakındı sonlara yaklaştıkça sevdiği adamın orada olmadığını gördü. Gözleri Zeynep ile buluşunca; kız şaşkınca gözlerine baktı, sonra kan lekelerinde gezdirdi gözlerini. Birden oturduğu sandalyeden ayağa kalktı ve Leyla'nın önüne fırladı. İki yakın arkadaş karşı karşıya geldiler. Leyla Zeyneb'e baktı, ağlamaktan gözleri şişmiş, burnu kızarmış, sesi boğuklaşmıştı ve elleri titriyordu.
Zeynep titreşen göz bebekleriyle Leyla'ya baktı ve elini ağzına kapattı, aralık parmaklarından sesi duyuldu.

Kelebeğin Son DüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin