Eğer o Mine'yi üstüme dökerse hiç uyanamayabilirdim. Jacob yaklaşmaya başladı. Mine çiçeğinin kapağını açtı. Kokusu bile rahatsız ediyordu.
Mineyi burnuma yaklaştırıp koklattı. Şuan beynim uyuşmuştu. Ve burun deliklerim yanmıştı.
"Önce nefesin, akciğerlerini yakacak. Sonra kafandan aşağı boşaltacağım bunu. Bütün vücudunu yakacak. Sonra sonsuz bir uykuya dalacaksın. Seni kolay kolay kimse kurtaramaz. Ve en iyisi de ne biliyor musun ?" Dedi. İçimden büyüyü okumaya başladım.
Daminostariya! Jacob fark etmemişti. Ama Mine çiçeğini kurt boğana dönüştürmüştüm.
"En güzeli de Adrian, Elice benim olacak. Mühürü bozmanın yolunu biliyorsun." Dedi. Büyüyle şişeyi almaya çalıştım. Ama olmuyordu.Gerçi kafama dökse bir şey olmaz. Ama büyüyü engellemeliyim. Savunma büyüsü yapmaya çalıştım. Ama olmadı. Savunma ve saldırı büyülerimi engellemiş olmalı. Ama basit şeyleri engellemiş olamaz.
Büyü gücümle arkasından bir kova dolusu kurt boğan döktüm. Vücudunda ki kurt boğan ona fazla gelmişti. Bu yüzden bana yaptığı büyüye daha fazla odaklanmadı. Ve büyü kesildi. Vampir hızımla kalktım. Jacob yere yatmış debeleniyordu. Kurt boğan onun nefesini kesiyordu. Ama Mine'nin genelde vampirlere daha çok etkisi var. Büyüyle bir kova suyu üstüne boşalttım. Kurt boğanın acısını geçirmesi içinde büyü yaptım. Kendine gelmişti.
Ona yardım etmeme rağmen yine ayağa kalkıp bana saldırmaya kalkıştı. Elimi ona doğru uzatıp acı çektirme büyüsünü yaptım.
"Aurera maksiro!" Acı büyüsüyle yere kapaklandı. Ona yaklaştım.
"Sen adi herifin tekisin! Keşke Elice için değilde Jesica için dövüşseydik. Çünkü benim o konuda bir suçum gerçekten yoktu!" Dedim. Şuan onu öldürmem gerekiyordu. Ama bunu yapabileceğimden emin değildim.Onun yerine aklıma çok daha iyi bir fikir geldi.
"Herzabetiyona!" Ona hafıza kaybetme büyüsü yapmıştım. Bir ömür boyu ne bugünü ne de daha öncesini hatırlayacaktı.Arkamı dönüp oradan gittim. Elice vampir hızıyla koşarak geliyordu. Beni görünce durdu. Endişeli bir şekilde yaklaşıp sarıldı.
"Hey tamam sakin ol! Bir şey yok." Dedim.
"Aklını okudum. Mine çiçeği burnunu yakmıştı." Dedi. Sonra kollarımdan ayrılıp yüzüme baktı. Ben şuan ne halde olduğumu bilmiyordum.Yüzüme baktığın da elleriyle ağzını kapattı.
"Aman tanrım! Burnunun her tarafında yaralar var!" Dedi.
"Önemli değil. Yakında geçer." Dedim. Ellerini yüzüme doğru tuttu. Sonra iyileştirme büyülerini söyledi.
"İlaşberata!"
Burnumda ki acı dinmiş ve rahatlamıştım. Ona gülümsedim.
"Nasıl?"
"Daha iyi sevgilim."Dedi.Benim evime gelmiştik. Kapıyı anahtarlarla açtım. Kapıyı iteleyip ayakkabılarımı çıkarırken
anlamadığım bir şekilde duvara yapıştırıldım.Elice beni yakamdan tutmuş, duvara yapıştırmıştı. Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında çokgeç olmadan karşılık verdim. Kapıyı ayağıyla kapattı. Sonra onu alıp sehpanın üstüne oturturdum. Bacaklarını belime sardı. Ellerimi beline sardım. Vampir hızımla yukarda ki odaya geçtik. Kapıyı kapattım...
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Buradaki büyülü sözcükleri tamamen kurguladım. Yani hiç bir yerde yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1
Vampire(ASKIDA) Ölüme bu kadar yakınken, ölümün ete kemiğe bürünmüş haline aşık olmak ancak bir vampir hikayesine özgü olmalıydı. Aşk, bu kadar güzelken bu kadar ölümcül olmamalıydı.