"Ben senin her şeyin olmaya razıyım canım."
"Sana anne demek normal, ama saçma geliyor. Dünyadaki tek genç anne benim galiba." İkimizde güldük. Sonra ona sarıldım. Bundan sonra asla onu ihmal etmeyecektim.
***************Savaşa iki hafta kala...
ELİCE:
Zaman dar. İki hafta kaldı. Ve her şeyimiz hazır. Mükemmel savaşçılarımız var. Olağanüstüsü savaş planımız. Mine çiçeği ve hiç bir yerde olmayan mine çiçeği panzehirimiz...Biz tamamen hazırız. Ve artık kimse baskı görmeyecek. Hiç bir insan vampirlerin varlığından haberi olduğu için ölmeyecek. Ama yine de insanların varlığımızı bilmesi tehlikelidir.her şeyden ziyade Adrian'ın intikamını alabilecektim! Benim hayatım için kendini feda edebiliyorsa elbette bu bedelsiz olmayacaktır!
Bella yanıma geldi.
"Ne yapıyorsun?" Diye sordu.
"Bir şey yapmıyorum. Sadece düşünüyordum."
"Kendini bu kadar sıkma. Vampir kurulunun savaşçı sayısı bile bizden az. Elbette ki kazanacağız." Dedi. Ona bakıp gülümsedim. Babasının intikamını almak istediğimi biliyor mudur acaba?"Biliyorum. Ama bende senin kadar inatçıyım. O Tyler olacak itin kafasını kopartıp yakmak istiyorum." Dedi. Biliyordu. Aklımı okuyordu. Çünkü ona anlatmıyordum. Üzülmesinden korkuyordum.
"Hey! Elice!" Uzaktan seslenen birini duyunca ona baktım. Diego!
Hışımla yerimden kalktım.
"Ne istiyorsun!"
"San anlatmam gereken önemli bir şey var!"
"Dinlemek istemiyorum!" Bella'yı da alıp tam kalkmıştım ki arkamdan beni durdurabilecek tek şeyi söyledi.
"Adrian hakkında."Oturup ne diyeceğini bekledim. Aklını okudum. Ama söyleyeceği şeyi düşünmüyordu. Sadece tedirgindi. Benim çok üzüleceğimi düşünüyordu. Ne diyeceğini bulamadım.
"Artık söyle!"
"Tamam. Vampir kurulunun iki adamı beni sıkıştırdı. Sonra Tyler'ın karşısına çıkardılar. Adrian'ın kokusunu falan bilmem ama, Tyler'ın yanında bir alfa vardı. Ve nedense beni gördüğünde hareketleri değişti. Mavi gözleri bile taktığı pelerinin o şapkasının altından belli oluyordu."
"Sadede gel! Düşüncen ne!"
"Adrian yaşıyor olabilir!" Dedi direk.
Bu dediğini bir kahkaha attım. O ise düz bir şekilde duruyordu. En çok tepkime şaşırmıştı.
"Sen gerçekten onun yaşadığına mı inanıyorsun?" Gülmeyi kesip sert bir yüz ifadesini aldım.
"O yaşasaydı yanıma mutlaka gelirdi. Anladın mı? Şimdi git burdan!"
"Elice...ben..." Lafını tamamlamadan kestim .
"Git!" Masadan kalkıp gitti.
"Dünya da başka alfalar da var. Mesela Christina ve Abigail gibi." Dedim. Arkasını bana dönerek yürümeye devam etti.
Ona inanmıyordum işte! İnanmayacaktım da. Benim acımla bu şekilde tahminler yürütemezdi.Vote ve yorumlarınızı bekliyorum...
Kitabı iki bin kişi okumuş. Herkes okuduğu bir bölümü votelese başarılı bir kitap olabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1
Vampire(ASKIDA) Ölüme bu kadar yakınken, ölümün ete kemiğe bürünmüş haline aşık olmak ancak bir vampir hikayesine özgü olmalıydı. Aşk, bu kadar güzelken bu kadar ölümcül olmamalıydı.