Başımı eğdim. Tam içeri gireceğim sırada kapı ittirildi ve kendimi içerde buldum. Brianna yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ellerimi beline koydum. O da ellerini boynuma sardı. Kapıyı ayağımla kapattım...
JENNA:
Ellerim ceplerimde boş boş geziyordum. Herkes gibi bende Elice'ye üzülüyordum. Birini sevmek zordur. Peki ya onu kaybetmek?Kafama bir şey çarpınca geri geri sendeledim. Elimle kafamı okşarken kim olduğuna baktım.
Bu oydu! Hoşlandığım çocuk! Arthur!
"Şey ben çok özür dilerim. Önüme bakmıyordum." Dedi. Gülümseyip,
"Bende bakmıyordum. Özür dilerim." Dedim.
"Önemli değil. Şey...tanışmamıştık..." Elini uzattı.
"Ben Arthur." Elini sıktım.
"Jenna."
"Tanıştığımıza memnun oldum."
"Bende."
"Beraber yürüyelim mi?"
"Olur." Birbirimize gülümseyip yürümeye başladık.Gerçekten çok kısa oldu. Ama bir yere kaçtığım yok. Yazmaya devam!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1
Vampire(ASKIDA) Ölüme bu kadar yakınken, ölümün ete kemiğe bürünmüş haline aşık olmak ancak bir vampir hikayesine özgü olmalıydı. Aşk, bu kadar güzelken bu kadar ölümcül olmamalıydı.