Multimedya DİEGO!
*************
"Diego?" Gülümseyip bana sarıldı. Kokusu bir vampire benziyordu. Çocukluk arkadaşım bir vampirdi!
"Sen va..." Lafımı tamamlamadan bana sarılmayı kesip konuştu.
"Sende bir melezsin." Dedi.
"Ama sen nasıl yani?"
"Boş ver. Onca yıl görüşmedik. Avlanmak için çıkmıştım. Seni kokundan tanıdım. Hadi sahile inelim mi?" Dedi. Ben hala şoktaydım...Sahile indiğimizde hala tepkisizce Diego'ya bakıyordum. Bu gerçek miydi?
"Hey! Artık beni süzmeyi kes Elice! Benim işte. Belli değil mi?"
"Belli de, ben biraz şoktayım şuan." Dedim. Bu kadar değişmiş ve bir vampir olarak karşıma çıkmıştı. Gerçekten şoktaydım. O benim can arkadaşımdı. Şimdi bir vampire dönüşmesi çok garipti.
"Evet biliyorum. Garip. Ama ben seni gördüğüme hiç şaşırmadım." Dedi. Aklımı okumuştu.
"Neden?"
"Çünkü dünyada ki tek melez olman seni ünlü yapıyor." Dedi. Güldüm. Onu görmek az da olsa iyi gelmişti.
"Görüşmeyeli gerçekten uzun zaman oldu." Dedim.
"Evet. Ama artık bol bol görüşürüz." Dedi. Sonra aklına gelmiş olmalı ki ekledi.
"Savaş var galiba." Dedi.
"Evet. Vampir kurulunun baskılarından kurtulmak için." Dedim.
"Yarın benim de kaydımı yapar mısın?" Dedi. Gülümsedim.
"Tabi ki! On bine yakın kişi var." Dedim. Başını salladı.
"Şey ben safkanım. Safkanlar ne yapıyor?" Dedi.
"En önde, büyü ve köken vampirlerle dövüşüyoruz." Dedim.
"Sen hem melez hemde safkan mısın?" Dedi.
"Ayrıca alfa." Dedim kıkırdayarak. Gülümsedi.
"Kalksak mı artık?" Dedim. Başını salladı. Ayağa benden önce kalkıp elini uzattı. Elini tutup ayağa kalktım. Sonra üstümü silkeleyip yürümeye devam ettim.Evin önüne gelmiştik.
"Bıraktığın için sa..." Lafımı tamamlamadan sol bacağım kırılıp yere düştüm. Gökyüzüne baktım. Bugün dolunay olduğunu nasıl unuturum!
"Ahh!" Diego yanıma eğildi.
"Neler oluyor?" Dedi. O da endişelenmişti.
"Ah! Bugün dolunay var! Unutmuşum lanet oldun!" Dedim. Elimi tutup destek oldu.
"Tamam. Sakin ol. Kendine emir ver. Kemiklerin kırılınca kurta dönüşürsün." Dedi.
"Bilmiyor muyum sanki!" Diye bağırdım. Tamamen dolunaydan dolayı kendimi kaybetmiştim.
"Ben-ben özür dilerim. Sinirl.." Lafımı tamamlayamadan sağ bacağımda kırıldı ve bir daha bağırdım.
"Tamam. Tamam önemli değil. Sen yeter ki sapasağlam dönüş." Dedi. Başımı salladım. O sırada sağ kolum ve omzum kırıldı. Bir kez daha çığlık attım.
"Aaa! Çok acıyor! Diego.." Başımı okşadı.
"Geçecek. Az kaldı." Dedi. En son ki dolunayımı Adrian ile beraber geçirmiştim. Sonra Jaycop'lar gelip bizi rahatsız etmişti. Bende o sırada ağacın arkasında giyi-giyiniyordum. Ben kurt olursam kıyafetlerim yırtılır! Ah şimdi de bu çıktı başıma!
"Di-Diego! Evden bir kaç kıyafet getirmelisin. Çantaya falan koyup getirir misin?" Dedim.
"Sen yalnız kalabilecek misin?" Dedi. Başımı salladım. Sonra vampir hızıyla eve koştu. Ama vampir hızıyla bunu yapması beni sinirlendirmişti. İçimde ki kurt ona saldırmak istiyordu.Sol kolumda kırılmıştı. Hemen arkasından da omzum.
"Aaaaaaaaaaa! Adrian niye yanımda yoksun ki!" Ağlamaya ve bağırmaya başlamıştım. Biraz daha sonra da belim kırıldı. İşte bu en kötüsüydü.
"Ahhhhhhhh! Offf!" Birden içinde ki kurt kendini gösterdi. Ve beyaz bir kurt dört ayak üstüne düştü.Diego elinde ki sırt çantasıyla evden çıktı. Beni görünce korkup geriye doğru sendeledi. Ona hırladım. Aklımı okuyunca benim olduğumu anladı. Sırt çantasını yere koydu. Sonra çantayı alabilmem için geri çekildi. Ağzımla sırt çantasını alıp ağacın arkasına gittim. Kurt halimden insan haline dönüp çantayı açtım. İçinde ki iç çamaşırlarını ve kıyafetleri çıkardım. Beyaz bir tişört ve kot pantolonu giydim. Gülümseyerek Diego'nun yanına geldim. Beni elleri ceplerinde bekliyordu.
"Artık kurt arkadaşlarının dönüşümlerinde yardımcı olursun." Dedim. Başını olumsuzca salladı.
"Kesinlikle hayır. Bu doğum gibi bir şey resmen." Dedi dediği şeye büyük bir kahkaha attım.
"Bu senin kaçıncı dolunayın?" Diye sordu.
"Üçüncü. Birincisi yalnızdı. Diğerleri yalnız değildi" dedim. Başını eğdi.
"İkincisi Adrian ile beraberdi değil mi?"
"Sen nerden biliyorsun?"
"O bir alfaydı. Herkes duydu" dedi. Başımı salladım. Sonra ona el sallayıp eve girdim...Sabah olduğunda kalkıp hazırlanmaya başladım. Beyaz uzun kollu bir tişört ve siyah dar bir pantolon giydim. Spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Vampir okuluna geldiğim zaman bankta oturan Diego'yu gördüm. Gülümseyerek yanına gittim.
"Naber?" Dedim. Başını kaldırıp gülümsedi.
"İyi. Sen?"
"İyi. Savaş için mi geldin?" Dedim. Başını salladı.
"Hadi içeri girelim." Dedim. Başını salladı. Sonra banktan kalkıp yanıma geldi. Ve beraber içeri girdik."Kaydın tamamdır. 231. Safkan vampirimizsin." Dedim. Güldü.
"Bu savaşta olmak bir gurur. Emin olabilirsin." Dedi. Başımı salladım.
"Sana savaştan bahsedeyim." Dedim. Sonra ona yarım saat boyunca savaşta ki planlarımızdan bahsettim...Vote ve yorumlarınızı bekliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1
Ma cà rồng(ASKIDA) Ölüme bu kadar yakınken, ölümün ete kemiğe bürünmüş haline aşık olmak ancak bir vampir hikayesine özgü olmalıydı. Aşk, bu kadar güzelken bu kadar ölümcül olmamalıydı.