"O zaman beni çıkartın. Kimsenin gücü kalmadı." Dedim. Biraz düşündü. Sonra başını salladı.
"Alfalar dört kişi olarak çıksınlar."dedi. Başımı salladım.İşte şimdi sıra bizdeydi...
Birbirimizin ellerini tutup labirentin kapılarından birine girdik. Anlamadığım bir anda kollarımız kelepçelendi.
"Neler oluyor?"
"Birbirimizden ayrılmamamız için yaptılar. Hızlıca koşmalıyız." Dedi Adrian. Başımı sallayıp labirentin içinde gezmeye devam ettim. Bir sağa giriyorduk bir sola. Durmadan hareket ediyorduk. Sonra sağa tarafa saptık. Boş büyük bir alana gelmiştik. Burası arena olmalıydı. Tam çıkacağımız sırada Abigail ve Christina karşımıza çıktı. Bu anahtar için düello yapacağımız anlamına geliyor.Hiç vakit kaybetmeden alfa gücüme odaklandım. Damarlarımda kan değilde bir ateşin gezdiğini hissettim. Melez yüzümü ortaya çıkarttım. Parmaklarımı Abigail ve Christina'ya doğru uzattım. Ve içimden bir ateş topu fırlattım. Christina ateş topumu su topukla yok etmeye çalıştı. Ama hava elementimle ateşi körükledim ve sönmesini engelledim. Ateş anlamadığı bir anda Christina'ya geldi. Ve yere yıkıldı. Abigail toprak elementi ile ayağımda ki zemini kırdı. Ama ben düşmeden Adrian ile oradan zıpladık. Havadayken de içinde elektrik olan bir su topunu onlara yolladım. Bir kalkan oluşturdular. Ve onlara yolladığım elektrikli su topu kalkana çarpıp bize gelmeye başladı. Koruma kalkanı yapmak için geç kalmıştım. İnanılmaz bir acıyla beraber yere düşmeye başladık. Havada düşüp yere çarptık. Bütün sinirimle ayağa kalkıp onları hava elementimle duvara çarptım. Duvar kırılmıştı ve ikisi de arkasına düştü. Sonra toprak elementini kullanıp onların etrafına bir duvar sardım. İçine de mine çiçeği ve kurt boğan bombası attım. Çok etkili bir bomba değildi ama canları yanacaktı.
Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım. Adrian gelip omzumdan tuttu. Bileğimizde ki kelepçeler kendi kendine çözülüp yere düştü. Ve beyaz parlak anahtar elimde belirdi. Ama çok yorgun düşmüştüm. Dizlerim titremeye başlamıştı. Ve kendimi Adrian'a bıraktım...
ADRİAN:
"Elice! Elice!" Elice fazla yorulduğu için kendini bırakmıştı. Bir alfa olarak ilk defa bu kadar çok enerji kullandı. Zamanla alışır ama şimdilik dinlenmesi gerekiyor. Onu kucakladım. Sonra büyüyle Abigail ve Christina'nın olduğu duvarı kırdım. Elice onları fena benzetmişti. İyileştirme büyülerini onlar için yaptım. Sonra labirentten çıktım. Herkes bizim için tezahürat yapıyordu. Bende Elice'yi vampir çadırına götürdüm.
"KAZANAN VAMPİR TAKIMI!" Vampirler için derin destek gelmişti.Elice'yi sedyeye yatırıp başından öptüm. Sonra koluna kan ile serum bağlandı. Kan ona yardımcı olacak.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Bu bölümde sadece yaptıkları düelloyu anlatmak istemiştim. Sevgiler...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1
Vampir(ASKIDA) Ölüme bu kadar yakınken, ölümün ete kemiğe bürünmüş haline aşık olmak ancak bir vampir hikayesine özgü olmalıydı. Aşk, bu kadar güzelken bu kadar ölümcül olmamalıydı.