ELİCE:
El ele geziyorduk. Caddelerden birine geçmiştik. Sonra bir ses geldi. Bir grup şarkı söylüyordu.
Shakira-la bicicleta...
Adrian ile müziğin olduğu yöne yöneldik. Bir ara sokağa girdik. Yaklaşık yirmi kişi bu şarkıyı söylüyordu. Onların yanına gittik. Hepsi bir ağızdan "Bienvenidos" Dedi. Sanırım İspanyolca hoşgeldiniz dediler.Onlara elimizle selam verdik. Sonra şarkıya eşlik ederek dans etmeye başladık. Kalabalığın arasında ki sarışın kadının karşısına geçtim. Ve ona karşı dans etmeye başladım.
Bisiklet
Hiçbir şey yapmayacağım
Geçmişin yaralarında arıyorum
Kaybetmeyeceğim
Yabancı gibi olmak istemiyorumKadın önümden çıktıktan sonra Adrian karşıma geçti. Sonra onunla dans etmeye başladım.
Senin yolun karmaşık değil
Seni her yere götüren bir bisikletleUmutsuz bir Vallenato
Küçük bir mektubu yazdığım yerde saklıyorum
Senin hayalini kurduğum ve seni çok sevdiğim yerde
Kalbimin senin için attığı yerde
Senin için attığı yerdeKüçük bir mektubu yazdığım yerde saklıyorum
Senin hayalini kurduğum ve seni çok sevdiğim yerde
Kalbimin senin için attığı yerde
Senin için attığı yerdeMutlu olabilirim
Rahatlamış bir şekilde insanların arasından yürüyorum
Seni böyle seviyorum
Ve senden hoşlanıyorum çünkü sen farklısınYolum karışık değil
Seni her yere götüren bir bisikletle
Umutsuz bir VallenatoKüçük bir mektubu yazdığım yerde saklıyorum
Senin hayalini kurduğum ve seni çok sevdiğim yerde
Kalbimin senin için attığı yerde
Senin için attığı yerdeKüçük bir mektubu yazdığım yerde saklıyorum
Senin hayalini kurduğum ve seni çok sevdiğim yerde
Kalbimin senin için attığı yerde
Senin için attığı yerdeO favori, bölgede şarkı söylemesiyle tanınır
Kalçalarını dalgalardaki gemi gibi hareket ettiriyor
Çocukların bayıldığı çıplak ayakları varVe saçları uzun ve tıpkı güneş gibi
O kız olarak tanınmayı seviyor, lola
Yalnız dans ettiğinde bakılmayı seviyor
Saatlerini geçirmediği evi daha çok seviyor
Barranquilla'yı seviyor, Barselona'yı seviyorGötür beni, beni bisikletinde götür
Duy beni Carlos, beni bisikletinde götür
Bu bölgeyi senle beraber dolaşmak istiyorum
Santa Maria'dan La Arenosa'yaGötür beni, beni bisikletinde götür
İkimizin top oynaması ve parmak arası terliklerle dağıtmamız için
Eğer bir gün Pique'yi Tayrona'ya götürürsen
Sonra Pique, Barselona için gitmek istemeyecekYolum karışık değil
Seni her yere götüren bir bisiklette
Umutsuz bir Vallenato
Küçük bir mektubu yazdığım yerde saklıyorum
Senin hayalini kurduğum ve seni çok sevdiğim yerde
Kalbimin senin için attığı yerde
Senin için attığı yerdeKüçük bir mektubu yazdığım yerde saklıyorum
Senin hayalini kurduğum ve seni çok sevdiğim yerde
Kalbimin senin için attığı yerde
Senin için attığı yerdeGötür beni, beni bisikletinde götür
İkimizin top oynaması ve parmak arası terliklerle dağıtmamız için
Eğer bir gün Pique'yi Tayrona'ya götürürsen
Sonra Pique, Barselona için gitmek istemeyecekGötür beni, beni bisikletinde götür
İkimizin top oynaması ve parmak arası terliklerle dağıtmamız için
Eğer bir gün Pique'yi Tayrona'ya götürürsen
Sonra Pique, Barselona için gitmek istemeyecek...Bunu İspanyolca söylüyorlardı. Bilmiyordum ama şarkıya eşlik etmiştik. Sonra kalabalığa el sallayıp oradan uzaklaştık. Adrian'nın kollarının arasına girerek yürüdüm. Arada ona bakıp gülümsüyordum. Ara sokaktan çıktık.
"İnsan olmayı özledim." Dedim.
"Gerçekten çok güzeldi bir kaç dakikalığına insan gibi davranmak." Dedi. Başımı göğsüne gömerek yürümeye devam ettim."İsyandan sonra ne olcak?" Diye sordum.
"Senin gözlerin gibi bakan bir kızım olsun istiyorum"Dedi. Bakışlarım ona kaydı.
"Bende o mavi Deniz gözlerinin bir kopyasını istiyorum. Ama kimliğimde henüz on altı yaşındayım." Dedim.Birden durdu. Kollarını benden çekip yüzüme baktı.
"Senin doğumgünün ne zaman ?"Dedi.
Bende duraksadım.
"Ah! Bugün ayın kaçı?" Ben gülmeye başlarken o da bana eşlik etti.
"27 Eylül Elice! İlk defa beraber kutlayacağız demek." Dudaklarıma küçük bir buse kondurup ekledi.
"Tamam. Hadi kutlayalım o zaman!" Dedi. Sonra biraz eğildi. Sırtına bindim. Bacaklarımı beline sardım. Sonra etrafa baktık.
"Kimse yok hadi!" Zıplayarak çatılardan birine çıktı. Sonra bir kaç çatıdan atladık. Ve bir evin çatısında durduk. Adrian beni sırtından indirdi.
"Sürpriz!!!!!" Ellerimle ağzımı kapattım. Alex, Alice, Amcam Stefan ve Micheal bir pasta ile karşımda duruyorlardı."Ya sizi seviyorum. Sen biliyor muydun?" Dedim Adrian'a. Başını salladı. Sonra Alice koşarak gelip bana sarıldı. Onun boy hesabına inip bende sarıldım. Nefesimi tutmaya çalıştım. Zaten nefes almasam ölmezdim. Ama nefes alırsam kokusu beni tahrik edebilirdi.
Yavaşça ondan ayrıldım. Bana bir kutu verdi. Mor pembe renklerinde çok şeker bir kutuydu.
Alıp içine baktım. Kahverengi örgülü bir bileklikti.
"Çok teşekkür ederim canım. Takmama yardım eder misin?" Başını salladı. Sonra kutunun içinde ki bilekliği alıp bileğime taktı. Onu öpüp sarıldım. Sonra Alex geldi. Elinde paket vardı.
Bana uzattı. Ona gülümseyip hediyeyi aldım. Yapışkanını kaldırdım. Elimi içine sokup hediyeyi çıkarttım. Alice, Alex ve benim fotoğrafım vardı. Ona bakıp gülümsedim. Sonra sarıldım. Gözyaşlarımı tutamadım. O da benim gibi ağlıyordu.
"Sen ne ara büyüdün ya?" Dedi. Hıçkırıklarımın arasından gülümsedim.
"Sen bir tanesin." Birden müzik sesi geldi. Piyano kaydıydı. Alice radyodan bir müzik açmıştı.Alex'in kollarından ayrıldığım da Adrian bana elini uzattı. Uzattığı elini tutup dans etmeye başladık. Kollarımı boynuna doladım. Ellerini belime sardığı zaman sağa sola sallanmaya başladık. Ona biraz daha yaklaşarak başımı göğsüne gümdüm. Göz yaşlarımı tutamadım. Onu kaybetmekten korkuyordum şimdi de. İsyan zamanı yaklaşıyordu. Havanın soğukluğu onu kaybetmemi hatırlatıyordu bana. İçim sürekli sıkıntılıydı. Onu kaybedemezdim.
Kaybedemezdim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1
Vampir(ASKIDA) Ölüme bu kadar yakınken, ölümün ete kemiğe bürünmüş haline aşık olmak ancak bir vampir hikayesine özgü olmalıydı. Aşk, bu kadar güzelken bu kadar ölümcül olmamalıydı.