Justin ağır bir şekilde gözlerini açmaya başladı. Elice ve ben kollarımızı göğsümüzde birleştirmiş karşısında dikilmiştik. Elice ona en kötü bakışlarını yollarken, ben de muzipçe gülüyordum. Justin önce kafasını sağa sola çevirip nerede olduğuna baktı. Sonra da kurtulmaya. Ama ellerinin ve ayaklarının, neredeyse kopucak kadar sıkı bir şekilde bağlandığını görünce başarılı olamadı.
Nerede diye soruyorsanız, şöyle açıklayayım:
Justin şuan, Elice'yi bağlayıp az kalsın suyla boğup, elektrikle şoka sokmak üzere olduğu akvaryumun içinde. Ve suyu yaklaşık yirmi dakika kadar açık tuttuğum için, su boynuna kadar gelmişti.
"Çıkar beni buradan!" Diye bağırdı.
Cama birden ellerimi sert bir şekilde vurdum. Ve gözlerimi gözlerine diktim. Aklını okuduğumda, kormuş olduğunu fakat bunu belli etmemeye çalıştığını anladım. Başımı biraz yana yatırıp, "Sen nasıl Elice'yi buraya kapattıysan, bende seni burada elektrik trafosuna dönüştüreceğim." Cama elimle bir daha vurdum. "Sen aşalık herifin teki olduğun için buradasın! Bu yüzden kimse seni desteklemiyor. Sende her şeyden önce olmayan bir şey daha var." Dedim. İki Elimi aynı anda cama vurarak, beraberinde şunları söyledim.
"Sen de her şeyden önce yürek yok! Keşke adam gibi bir rakip olsaydın! Kaybetsem bile kendim için üzülmez, senin için sevinirdim. Buna emin olabilirsin!" Dedim. Cama iki elimle tekrar vurup geri çekildim. Kabloyu suya atmaktan vazgeçtim. Elice'nin elini tutup yürümeye başladım. Eski bir depoda olduğumuzu şimdi fark etmiştim. Kapıyı gördüğüm zaman ilerleyeceğim yeri bulmamla biraz daha hızlandım. Tam o sırada arkamdan biri seslendi. Justin değildi. Bu vampir kurulunun Başkanı Tyler'dı.Arkamı döndüm. Yüzünde muzipçe bir gülümseme vardı. Aslında kızgın olduğunun belirtisiydi. Ne için geldiklerini düşünürken Justin gözüme takıldı. Kesin onun için geldiler!
"Justin yüzünden gelmedik Adrian! Bizim bir vampir yasamız olduğunu unuttun sanırım!" Dedi.
Yasalar mı? Elice'yi arkama aldım. Omzumun üstünden bakıyordu. Beyin düşüncemi ona yollamaya çalıştım.
Sakin ol! Bize zarar vermeyecekler! Dedim. Bana şaşırmış bir şekilde baktı. Sonra başını salladı.
Vampir kurulu üyeleri gittikçe bize yaklaşıyorlardı. İki metre aralıkla durdular.
"Elice. Adın çok güzel. Lütfen korkma. Derdimiz seninle değil." Dedi Tyler. Demek sorunu benimle.
"Adrian. Vampir yasalarında bir insanın, vampirlerin varlığından haberdar olmasının cezası bellidir!" Dedi.
"Biliyorum." Dedim.
"Bildiğini zannetmiyorum. Yoksa Elice neden bilsin? Şimdi bana söyle! Elice'yi dönüştürecek misin? Yoksa onu öldürelim mi?" Elice bana çaresiz ve korkarak bakarken, ikisini de kabul edemezdim. Vampir kurulunun kızılayı beklemeyeceğini de biliyordum.
"O ölecek. Elice'nin beyninde tümör var!" Dedim. Elice bana anlamsızca bakarken, ona bakıp başımı salladım.Vampir kurulu üyeleri şaşkın ve kararsızda birbirlerine bakıyorlardı. Sonra bana dönüp açıklama yapmamı beklediler.
"Vampir kurulu üyeleri, size bunu kanıtlayabilirim. Büyü yapabiliyorsunuz! Bunu anlayabilirsiniz!" Dedim. Birbirlerine baktılar. Sonra yine bana döndüler.
"Peki beyninde ki hastalık neyi değiştirecek?" Dedi Bristol.
"Eğer kızılayı alırsam, onu dönüştüreceğim. Ama alamasam, yine de dönüştürürüm. Ve kaybettiğim gücümün karşılığında, canımı veririm." Dedim. Yine kararsızca birbirlerine baktıktan sonra birbirlerine düşüncelerini gönderdiler. Ama onlar köken vampir oldukları için düşüncelerini okuyamadım. İçten içe tanrıya bana inanmaları için yalvarıyordum.***********************
Elice ile el ele gidiyorduk. Elice hala korkuyordu.
"Benim beynim de tümör olduğunu nerden çıkardılar?" Diye sordu.
"Gerçekten beyninde tümör var. Bunu nereden bildiğimi sorma lütfen!" Dedim.
"Yani ben şimdi ölü.." Lafını bitirmeden kestim.
"Sakın o kelimeyi kullanma! Kızılay akşamı ben seni dönüştüreceğim. Sende benim gibi bir ölümsüz olacaksın. Ve kurtulacaksın!" Dedim.
"Vampir olmak istediğimi nereden çıkarttın!" Diye bağırdı.
"İstemiyor musun?" Dedim şaşkınca.
"Ben insan olmak istiyorum Adrian. Hayatıma hiç tanımadığım biri giriyor! Bir vampir olduğunu söylüyor, sonra ağaçtan ağaca atlıyoruz! O yetmezmiş gibi birde beni dönüştüreceğini söylüyor! Adrian sen kendini kim zannediyorsun? Gelip birden hayatımı değiştiremezsin! Anladın mı?! Yapamazsın bunu!" Diye bağırdı. Ve gitti. Öylece arkasından bakakalmıştım. Göz mesafemden kaybolduğunda uçarak ormanın en yüksek tepesine geldim. Dolunayın ışığı yüzüme çarpıyordu. Şimdi bütün kurtlar dönüşüm geçiriyorlar. Bu gece onların gecesi sonuçta.Elice dönüşmek istemiyordu! Peki ya Jacob onu kaçırmadan önce? Onun son kalp atışını hala hatırlıyorum. O benim vampir olduğumu bilseydi dönüşmek istemez miydi? Benimle yaşamak, sonsuza dek uzun bir hayat geçirmeyi istemez miydi? O kadar kırgındım ki, arkasından gidememiştim.
Sol bacağım birden kırılınca bağırırken yere düştüm. Düzelmesini bekledim. Ama olmadı. Sebebini anlamaya çalıştığım sırada sağ bacağım kırıldı. Bir kez daha bağırdım. Geçmesini ümit ederken her seferinde başka bir yerim kırılıyordu. Telefonumu zar zor cebimden çıkarttım. Micheal'ı arayacaktım. Ama bugün Elice ile şelaleye girerken ıslanmış!
Beyin düşüncemi yollamaya çalıştım.
Kemiklerim kırılıyor! Micheal çabuk buraya gel! İyi Değilim! Dedim. Beni duyması gerekiyordu. Duymalıydı. İki kolum omuzlarımdan ellerime kadar aynı anda kırıldılar. Yüzümü toprağa yasladım. Gözlerimi kapattım. Eğer gerçekten bir kurt gibi dönüşüyorsam son evre belimin kırılmasıdır.Biraz bekledim. Dolunayın yoğun ışık patlamasıyla belim kırıldı. Bu en acısı olduğu için çok fazla bağırdım. Ağzımı kolumla kapatıp hafif ısırdım. O sırada Micheal geldi.
"Ne oldu sana böyle?"
"Uzak dur!" Elimle durmasını işaret ettim.
"Kurta dönüşebilirim. Belim de kırıldı." hala bekliyordum ama kurta dönüşmemiştim. Dönüşüm, ya da olmayan dönüşümü tamamlamıştım. Sakinleştiğim zaman etrafıma baktım.
"Micheal hiç bir şey olmuyor."
"Kurt değilsin nasıl olabilir!" Dedi. Ve o da yere oturdu.
"Kurt değilim ama bütün kemikle.." Lafımı tamamlamadan aklıma Elice geldi. Onu dönüştürmek için Jacob ile aynı anda bileklerini ısırıp zehrimi akıtmam... Sonra ben zehrimi geri çekmiştim. Ama kurt zehri hala içinde kalmış olmalı! Benim kemiklerim kırıldıysa Elice'nin de kemikleri kırılmıştır! Yani rüya değildi! Her şey gerçekti! Yoksa biz birbirimize mühürlüyüz! Onun çektiği acıların aynısını bende çekiyorum! Yani Elice yaşıyor.
Elice yaşıyor!Vovv! Elice sizce yaşıyor mu arkadaşlar? Neler dönüyor olabilir? Beğenip beğenmediğiniz her şeyi yorumlayın lütfen. Çok çok öpüyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1
ערפדים(ASKIDA) Ölüme bu kadar yakınken, ölümün ete kemiğe bürünmüş haline aşık olmak ancak bir vampir hikayesine özgü olmalıydı. Aşk, bu kadar güzelken bu kadar ölümcül olmamalıydı.