7. Bölüm Hırs mı büyü mü?

6.1K 338 18
                                    

ELİCE:

Gözlerimi araladım. Güneşin ışıkları yüzüme çarparken uyumak için direnmem imkansızdı. Oflayarak kalkıp gerildim.
Yataktan inip banyoya ilerledim. Kapıyı açıp içeri girdim. Lavabonun karşısına geçip elimi yüzümü yıkadım. Suyu kapatıp havluyla yüzümü kuruladım. Gerekli diğer işlerimi de halledip banyodan çıktım.
Dolabın karşısına geçip siyah bir tayt, sporcu atleti giyip ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Saçımı taramaya başladım. O sırada odama Alex girdi.
"Elice okulda seni alamayabilirim." Dedi.
"Önemli değil. Zaten geç geleceğim. Antremanım var." Dedim. Gülümsedi ve odadan çıktı. Bende saçımı sıkıca bağlayıp çantamı omuzladım. Odamdan çıkıp merdivenleri indim. Mutfağa girip kendime su doldurdum. Bardağı kafama dikleyip tezgaha bıraktım. Evden çıktım. Yolun kenarına yürümeye başladım. O sırada Adrian motoruyla önümde durdu. Motordan indi. Karşımda durdu. Solgun gözüküyordu.
"Nasılsın?" Diye sordu.
"İyiyim. Ama sen ve motorun olmadan eve gelmek hiç güzel değildi." Dedim dünden bahsederek.
"Bundan sonra özel şöförün bile olurum." Bu dediğine güldüm. Sonra başıyla motora binmemi işaret etti. Kaskı alıp arkasına bindim. Sonra beraber okula gittik.
"Dün bazı sorunlar yaşadım."
"Ne oldu?"
"Önemli değil. Ama hoş şeyler değildi."
"Şimdi nasılsın?"
"Gerçekten ne olduğunu ısrarla sormayacak mısın?"
"Anlatmayacağını biliyorum. Çünkü seni yıpratmışa benziyor. Eğer sorarsam aynı şeyleri tekrar hatırlarsın."
"Sen harika birisin gerçekten." Dediğinde utançla güldüm. Fazla solgun ve yorgun gözüküyordu. Ne yaşamış olursa olsun, ya da ben ne kadar meraklı olursam olayım sormam doğru gelmiyordu.
"Biliyorum öyleyimdir." Dediğim şeye ikimizde güldük. Beraber okula gittik.

***

Okulun önünde durduk. Adrian'nın omzundan destek alarak motordan indim. Omzuna tutunduğum için aklıma uçurumdan düşmek üzere olduğum gün geldi.
"Hey! Senin kolun ne durumda? Hiç aklıma gelmemişti."
"Evet. Senden sonra doktora gittim. Hiç bir şeyi yok. Gayet iyi."
"Göstersene bir."
"Gerek yok. Gayet iyiyim" dedi. Israr etmeyerek sustum.
"Sen bilirsin." Dedim. Sonra el salladım.
"Görüşürüz."
"Akşam alacağım seni."
"Tamam." Gitmeye devam ettim. Sonra geri döndüm. Yaklaşıp yanağına bir öpücük kondurdum. Sonra göz kırpıp yürümeye devam ettim. Arkamdan kıkırdadığını duydum.

***

Spor salonuna girdim. Salonun ortasında bir çocuk gördüm. Geniş omuzları, esmer bir teni ve kumral saçları vardı. Kim şimdi bu?

Koç yanıma geldi. Gülümseyip konuştu.
"Merhaba Elice. Bu Justin. Justin, Elice." Dedi. El sıkıştık. Bana gülümsedi. Bende başımı salladım. Sonra elimi çektim.
"Justin geçen senenin koşu şampiyonu. Yandaki okuldan geliyor. Seninle bir yarış yapmasını rica ettim. Umarım mahsuru yoktur."
"Hayır yok." Koç ellerini birbirine çarpıp konuştu.
"O zaman başlangıça gidin."
İkimizde başlangıç noktasına gittik. Sonra hazır pozisyonu aldık.
"Hazır... Başla!"
Düdüğün çalmasıyla Justin denen çocuğa karşı büyük bir hırs duydum. Pek hoşlanmamıştım ondan. Bana göre biraz itici gelmişti. Aslında yakışıklıydı ama rahatsız edici bir tarafı vardı.

Ben bunları düşünürken önüme geçmeye başladı. Bütün hırsıyla koşuyordu. Ama onu geçebilirdim. Kollarımı hırslanmak adına daha çok kullandım. Sonra önüne geçtim. Ama kolum ağrımaya başladı. Sonra kollarımı normal haline döndürdüm. Bu seferde önüme geçti. Önüme geçince hırslandım. Ve bütün gücümü kullandım. Ama anlamadığım bir hız kullanmaya başladı. Bende daha çok hızlandım. Şuan ne kadar hızlı gittiğimi bilmiyorum. Ama kontrolsüzdüm. Bitiş çizgisine az kalmıştı. Şuan eşittik. Ama bir atak yapmam gerekiyordu. Ve içimden saydım.
5,4,3,2...1 kendimi kazanmak için hızımı düşürmeyip hızımı kullanmaya devam ettim. Bu bir tür hataydı ancak Justin denen çocuğu yenmek kafama kazınmıştı. İçimden bir ses illa ki kazan diyordu. Ve kazanmalıydım da.

Kızıl Ay Doğuyor (BİR VAMPİR HİKAYESi)1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin