aggrapparsi ;

164 15 8
                                    

aggrapparsi[italyanca];

Sıkı bir şekilde sarılmak

Yavaş adımlarla tarif ettiği yere doğru ilerlerken kaldırıma oturmuş küçük bedeni görünce duraksamıştım. Jinyoung olduğunu tahmin ettiğim bedene adımlarımı yakınlaştırdığımda ağlama sesini duyunca o olduğundan emin olmuştum. Bacaklarını kendine çekmiş, kafasını dizlerinin arasında sıkıştırmış, içli içli ağlıyordu. Korkutmamak adına sessizce ismini fısıldağımda kendi ağlamasından duymamıştı.
"Jinyoung, çok geç kaldım mı?" sonunda duyup kafasını kaldırmıştı, kızarık gözlerini gözlerimle buluşturduğunda istemeden dudaklarımı büzmüştüm. Onun neyi vardı böyle?

Destek olmak amacıyla yanına oturup elimi sırtına yasladığımda silkelenmişti.
"Ne işin var burada?!" sinirle söylediği sorusu karşısında şaşırsam sarhoş olduğunu düşündüğüm için sakince cevap vermiştim.
"Az önce beni aradın ve iyi olmadığını söyledin, seni tek bırakmak istemedim." hızla yaptığım açıklama karşısında cevap vermeyip ağlamaya devam etmişti.
Şuan onu susturmak için bir hamlede bulunursam daha kötü olacağını bildiğimden ağlamasını bitirmesini beklemiştim. Bir yandan destek amaçlı sırtını sıvazlarken diğer yandan sadece susuyordum. İçli içli ağlaması, benide duygulandırıyordu fakat şuan bende ağlarsam onu susturacak ve teselli edecek biri olmazdı. Bencillik olacağını düşündüğüm için neden ağladığını düşünmemeye çalışıyordum.

Yaklaşık on dakikanın ardından hıçkırıkları kesildiğinde kafasını tekrar kaldırmış ve bana bakmıştı. Ardından kollarını boynuma doladığında yine ağlamaya başlamıştı.
Sıkıca sarıldığımda ağlaması mümkünmüş gibi daha da artmıştı.
Sakinleştirmek adına söylediğim şeyler kâr etmiyordu.
Hıçkırıkları arasında konuştu.
"Ben çok üzgünüm, böyle olması istemezdim. B-ben onu çok özlüyorum."
"Sakin ol Jinyoung, derin nefes al ve baştan anlat. Sorunun ne olduğunu bilmeden sana yardım edemem." bedenlerimizi ayırdığımızda cebimden çıkardığım peçeteyi ona verdim. Gözlerindeki yaşları sildikten sonra dudaklarını araladı.
"Sorun benim Jackson, herkese yardımdan çok zararım oluyor. Hayır falan deme, ben kötü birisiyim."
"Böyle konuşmamalısın, hem insanlara her zaman yardımcı olamazsın, her zaman iyilik edemezsin. Önemli olan düşüncelerdir zaten, böyle yaparak sadece kendini üzersin."deyip onu işaret ettiğimde derin bir neden verdi. Burnu kızarmış, gözleri ağlamaktan şişmişti, onu bu kadar üzen şeyi hemen yok etmek istiyordum. Kimsenin üzülmesini istemiyordum, hele de Jinyoung gibi temiz kalbe sahip bir insanın. O, kesinlikle bunu hak etmiyordu.

"Neden bunu yapıyorsun?" dediğini anlamamıştım.
"Neden bahsediyorsun?"
'Bunu işte'diyerek beni gösterip konuşmasına devam etti.
"Ben iyi biri değilim ama sen beni önemsiyorsun. Bu yanlış, ben ilgiyi hak etmiyorum."
"Sen tanıdığım en iyi niyetli insanlardansın Jinyoung, kendine haksızlık etme. Bazen insanlar hata yapabilir, neden böyle düşündüğünü bilmiyorum ama kendini bu kadar suçlama ve daha fazla ağlama lütfen." birkaç iç çekişten sonra konuştu.
"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?"
"Tabii ki böyle düşünüyorum, hadi daha fazla soğukta kalma. Seni evine bırakayım."dedim ayağa kalkmasına yardım ederken.
"Gerek yok, kendim gidebilirim."demişti ama bunun mümkün olamayacağını ikimizde biliyorduk. Kısa bir ikna edişten sonra ana yola çıkıp bir taksi çağırdık. Evin adresini hatırlayabildiğinde hareket etmiştik.

Yol boyunca küçük sızlanmalarına devam etmişti. Onu bu hâle getirenin ne olduğunu merak ediyordum fakat zaten yeterince kötü görünüyordu. Tekrar sorup üzmek istemiyordum. Bu yüzden sorularımı kendime saklayıp dışarıyı izlemeye koyuldum.
**
Evin önüne geldiğimizde yukarı çıkarmak için yardım teklifinde bulunmuştum fakat gerek olmadığını, bunu halledebileceğini söylemişti. Az öncekine oranla çok daha iyi görünüyordu, bu yüzden endişelenmiştim. Teşekkürlerini sunup taksiden indiğinde, ne olur ne olmaz diye evine girene kadar beklemiştim.
**
Cebimden çıkardığım anahtarı, deliğine sokup içeri girdiğimde gözüm Bappie'yi aramıştı. Girişteki yatağında değildi, içeriye bakmak için salona geçtiğimde koltukta uyuyan Yugyeom ve Kunpimook'la karşılaştım. Birbirlerine sokulmuş uyuyorlardı, Bappie ise yanlarına uzanmış onları izliyordu. İçeri attığım adımla Kunpimook gözlerini aralamıştı.
Bir kaç defa esneyip ayıldıktan sonra konuştu.
"Nerede kaldın hyung? Senin için endişelendik."
"Jinyoung, biraz iyi hissetmiyormuş, yanında bulunmak istedim."
"İyi yapmışsın, bizde seni merak ettik ve Bappie'yi yalnız bırakmak istemedik." diye açıklama yaptığında benim için beklemiş olmaları huzursuz hissettirmişti.
"Bappie'ye yemeğini, suyunu vermiştim, keşke eve gitseydiniz. Koltukta uyumuşsunuz birde, üşümüşsünüzdür."
"Uhm, hayır böyle düşünme. Biz böyle iyiyiz."dediğinde kıkırdamıştım. Sarmaş dolaş hallerini gösterip" İyi olduğunuz belli ama burada kalacaksanız birer örtü getireyim."
"Ya hyung"deyip kızdığında kızardığını görebiliyordum.
Bunun üzerine biraz dalga geçtiğimde konuyu değiştirmeye çalışmıştı.
"Hani sen bize örtü getircektin, hadisene. Yugyeom uyudu, artık kalkması imkansız. Kalıcıyız hyung." dediğinde kıkırdamayı kesip odama gidip temiz bir yastık ve örtü aldıktan sonra onlara yatak hazırladım ve tekrar odama döndüm.

Banyodaki işlerimi hallettikten sonra yatağıma uzanıp ısınmaya çalıştım. Gözlerimi kapattığım sırada başımın altındaki telefon titremişti. Mesaj gelmiş olmalıydı, elimi soğuk yastığın altına sokup telefona uzandığımda gelen mesajın Kunpimook'tan olduğunu görmüştüm.
"Hyung, süt içmek isterken yere biraz dökmüş olabilirim, silmeye çalıştım fakat daha berbat hale getirmişte olabilirim. Sabah gördüğünde kızma diye söylüyorum. Erkenden tüyeceğim, neyse çok uzattım. Zaten sen bana kızmazsın ama önlemimi alayım dedim. İyi geceler." mesajı okuduğumda gülümsemeden edememiştim. Haylaz da olsa yanımda olduğunu bilmek mutlu etmişti, telefonu tekrar yastığın altına tekrar battaniyeme sarınmıştım. Uykum vardı fakat aklım Jinyoung'da idi. Bir ara kalkıp buraya getirmeyi bile düşünmüştüm fakat rahatsız edebileceğimden hemen bu fikri ertelenmiştim. İyi olduğunu umarak, bedenimden yorgunluğa direnemeyip gözlerimi yummuştum. Bugün uzun bir geceydi..

Merhaba, öncelikle sizden küçük bir özür dilemek istiyorum. Neden olduğunu bilmeden bölümlerimin yerleri karıştı ve bir bölüm silindi. Tekrar yazmak durumunda kaldım, umarım anlayışla karşılarsınız. İlysm 😻

Kendimi affettirmek adına hemen bir bölüm daha yayınlayacağım, ve markson moment olacak. 🌈

kiss the rain |Markson|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin