vergogna[italyanca];
çok fazla utanma hissi, çekinme, yeni gelişen bir duruma henüz alışamama.
İlişkimizin başlayalı neredeyse iki hafta olacaktı ama biz hala çekingenlik kısmını atlatamamıştık. Zaten bundan pek şikayetçi olduğumu söyleyemezdim, utanmaları o kadar şirin idi ki, görebileceğim en sevimli şeyin bitmesini istemiyordum. Dizimde uzanan güzelliğe baktım.
''Bugün ne yapmak istersin? Gitmemizi istediğin bir yer var mı?''sevgilim demek ve dememek arasında kalıp son kelimeyi yutmuştum.
Gözlerimin içine bakarken gülümsedi ''Bilmem, senin rüyandayız. Bence bana bir süpriz hazırlamalıydın.''dediğinde ben de güldüm.
''Pamuk şeker yedik, bence bundan güzel süpriz yok.''dediğimde burun kıvırdı.
''Pamuk şekeri istediğimi nereden çıkarmıştın?''
''Seni görünce aklıma pamuk şekeri geliyor,*zineye selamlar* seveceğini düşünmüştüm.''dediğimde tekrar güldü. Kalbimin bu kahkahalara alışmış olması gerekmiyor muydu?
''Ahmak, tabii ki sevinmiştim. Hem şaka yapıyordum zaten herhangi bir şey yapmana gerek yok, sen benim en güzel süprizimsin.''dediğinde göz devirdim.
''Ahh, klasikleşmeye başladın bile .''dediğimde surat astı ama kızmadığını biliyordum, yani umuyordum.
Biraz öylece durup birbirimiz hakkında konuştuktan sonra neden evde olduğumuzu sorguladıktan sonra uçurum kenarına bulmuştuk kendimizi.
''Jackson?''
''Efendim?''
''Beni ne kadar seviyorsun?''diye aniden sorduğunda gülümsemiştim. O kadar çocuksu ve masum görünüyordu ki gülümsemesini bozmamak için doğru kelimeyi bulup mutlu etmek istedim.
''Pizza kadar?''
''Değiştir.''
''Pamuk şekeri?''
''Jackson!''dedi kızarak, kahkahalarım boşlukta yankılanıyordu. Onu sinirlendirmek hoşuma gitmişti
''Şiirler? Şiir kadar sevsem?''dediğimde öylece baktı. Biraz sonra gözlerinin dolduğunu gördüm, dikkatlice yanına yaklaşarak kollarımı bedenine kırılacak bir cam imiş gibi sardım.
''Ağlaman için söylemememiştim.''
Gözlerini silerken gülümsedi, ''Ağladığımı kim söyledi?''
Gök yüzüne bakarak kuş varmış gibi ''Pis, yalancı kuşlar bana öyle demişlerdi.''dediğimde yaptığım şeye karşılık dünyanın en güzel tınılı kahkahalarını bıraktı.
Gülüşmenin ardından kollarımı tekrar sardım ve kulağına ''Ne olursa olsun, ağladığını görmek istemiyorum.''diye fısıldadığımda karşılık olarak yüzünü yüzüme yaslamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kiss the rain |Markson|
Fanfiction''Söylemeyi unutmuşum, en parlak yıldızların hikayesinden bahsetmek istiyorum sana.. Her parlak yıldızın bir sebebi varmış, her kim kendi seçtiği yıldıza önem verirse, severse ve hiç bırakmazsa yıldız bundan güç alır ve günden güne daha da ışıldarmı...