o n d o k u z ♕ n i n e t e e n

719 68 2
                                    

Sevgili kendim;

Bugün sahilde, her zaman oturduğum banklardan birinde, ilginç bir çocuk gördüm.

Ağabeyim ve bana ait olan kıyının ucunda, ikindi güneşinin hayallerini yansıtan gökyüzüne bakıyordu.

Saçları koyu kahveydi.

Belki de siyahın en uçuk tonu.

Dağınık ve dalgalı tutamları, ıslak toprağı anımsatan kahve gözlerinin önünü perdelemişti.

Odaklandığım dudaklarından, seçemediğim kelimeler özgürlüğe uçuyordu.

Sonra bakışlarım, eskimiş tahtalardan oluşan banka kaydı.

Ağabeyim, her zamanki rahat tavırları ile onu dinliyordu.

Arkadaşıdır diyerek geçiştirdim.

Her ne kadar öyle olmadığını tahmin etse de yüreğim...

Bakışlarım, tanımadığım çocuğun gırtlağından yükselen acı hıçkırığın rotasını izlediğinde ise durumun farkını, işte o an anladım.

Hedefin merkezi olan ağabeyime dönerken yutkunmaktan başka hiçbir şey yapamadım.

O bana, bize, çevresine bakmadığı gibi bakıyordu karşısındaki gence.

Zihnimin uyuştuğunu, düşüncelerimin karman çorman olduğunu hissederken ağabeyim ayağa kalktı ve o çocuğa tam olarak şunu söyledi.

"Ben iyileştim. Kendine zarar vermeden evvel, sen de kurtul şu illet hastalıktan."

Ve sana yemin ederim, kendim.

Beni şu lanet dünyaya getiren insanlardan hiç bu kadar nefret etmemiştim.

Çünkü kardeşler hissederdi,

kırık bir kalbin en yakın geleceğini.

Sevgiler, Büşra.

Kemikten Kalbime İthafen ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin