bence şu sıralar baya coştum sldngşdsö resmen hayatımda gördüğüm en ponçik okuyucularsınız ya, yorumları okurken acayip mutlu hissediyorum. Çok uzatıp sıkmak istemiyorum fici ama bitmesini istemeyenler de var.. bilemedim ㅠㅠ Neyse, yorum yapın♡
Bu arada ya multiyle okuyun ya da pomçirik bir şarkıyla bnc
***
"Sıkılmadın mı bebeğim?"
"Hayır. Sus, devam et."
Ses tonum oldukça emrivakiyken yüzümdeki gülümsemeyi zorla bastırdım. Hoseok'un derin bir nefes verişini duyabilmiştim.
Tanrı'm, saatlerdir ona masaj yaptırtıyordum. Acayip eğlenceliydi.
Elleri omuzlarımdayken yavaş hareketlerle masaj yapıyordu. Bedenimi ona yaslamıştım ve yatakta oturuyorduk. Dudaklarını boynumda hissettiğimde kıpırdandım hızlıca.
"Sırnaşmak yok."
Kıkırtısını duyduğumda istemsizce sırıtmıştım. Beni dinlemeyerek ıslak öpücüklerini sürdürdü. Dayanamayarak başımı geriye, onun omzuna yasladığımda elleri belimi buldu ve yaptığı işe devam etti. Kaytardığını fark etmiştim tabii, yine de çok güzel öpüyordu, ne yapayım?
"Eşyalarını almaya gidecektim."
Öpücüklerinin arasından konuştuğunda yüzümdeki gülümseyi sildim. Beni ciddiye alması için ifadesiz olmalıydım.
"Hayır, almayacaksın."
Öpücükleri seyrekleşirken bakışlarını yüzüme çıkardı.
"Neden?"
"Hoseok, oradan fazla mı aptal görünüyorum?"
Başımı omzundan kaldırıp yatakta ona döndüğümde afallamış bir ifadeyle bana bakıyordu. Kendimi durdurmadım ve devam ettim. Bu konuyu şimdi halletmem gerekiyordu.
"Evime gideceksin çünkü orada seni Hyungwon bekliyor. Bak, aranızdaki sorun ne bilmiyorum ama ona da Minhyuk'a yaptığın gibi yaparsan emin ol, beni bir daha göremezsin."
Açıklamamı bitirdiğimde yüzündeki korkuyu rahatlıkla seçebiliyordum. Resmen birkaç sözümle allak bullak olabiliyordu. Onu tehdit etmek hoşuma gitmiyordu ama mecburdum.
"Chang.."
Bir süre geçtikten sonra söze başlarken sesi boğuk çıkmıştı. Tanrı'm, ağlayacak mıydı?
Gözlerinin hafifçe dolduğunu fark ettiğimde içimde hissettiğim sızıyla dayanamayıp kollarımı ona doladım. Anında sarılmama karşılık vermiş, başını boynuma gömmüştü.
"Bir daha-.. öyle söyleme Changkyun."
İç çekip saçlarıyla oynarken yanağımın içini ısırmıştım. O bu kadar güzel severken nasıl onu bırakabilirdim ki?
(Y/N: ya babysitter'daki hoseok'la yer değiştirdiler sanırım ay çocuk yarı şeytan ağlattım sçfşjl ama ağlayan seme seviyorum n'apayım ağlatın semeleri)
"Söylediğimi geri almıyorum Hoseok. Gitmeyeceksin, tamam mı?"
Başını yavaşça sallarken siyah saçlarına minik bir öpücük kondurdum.
"Bakıyorum da kaytırdın masajdan."
Söylediğim şeyle kıkırdayıp belimdeki ellerinden birini kalçama indirip beni irkiltecek kadar sıkmıştı.
"Hoseok!"
****
"Ya resmen sayende geç kalacağız Changkyun."
![](https://img.wattpad.com/cover/60244934-288-k260477.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost || Wonkyun
FanfictionSadece nefes almaya çalışıyorum, sadece anlamaya çalışıyorum, Çünkü bu duvarları ben inşa ettim. Senin yıkıldığını izleyebilmek için. Ve, ben her şeyi kaybettim. Şimdi beni kim kurtaracak? *** Uyarı: boyxboy, korku. İyi okumalar.