Media:Cemre♡
KEYİFLİ OKUMALAR
Cemre şaşkındı , üzülüp ya da sevineceğine karar veremiyordu. Bir yanı bebeğin hala yaşıyor dese de diğer yanı hayatın için kurduğu planların alt üst oldu diyordu. Hayatı boyunca bu kadar büyük bir ikilemede kalacağını düşünmezdi. Şuan en büyük ikilemi kalbi ile beyni arasında olan Akın'dı. Hiç tahmin etmediği bir anda onu ve bebeğini kurtarmıştı evet kesinlikle ikisini kurtarmıştı. Genç kız bunun pek farkında olmasa da Akın onun kurtarıcısıydı. Eğer bebeği ölseydi yıllarca kendini katil olarak görecekti ve gecelerce uyumayıp kurduğu planlı hayatını hiç yaşamayacaktı. Aklında cevaplanmayı bekleyen bir ton soru vardı hepsine cevap istiyordu ama bu o kadar kolay olmayacaktı. Uzun süreden sonra kapıda beliren hemşire ile Cemre rahatlamıştı belki o olanları biliyordur. "Merhaba Cemre hanım nasıl hissediyorsunuz kendinizi?" Cemre hemşireyi duymamış gibi "bebeğimi neden aldırtmadınız!" Sesinde ki sinir hemen kendini belli ediyordu. O güvendiği hastane bir işe yaramamıştı. Hemşire biraz düşünüp olay hiç yaşanmamış gibi rahatça anlatmaya başladı "bayıldığınız sırada operasyona başlayacaktık fakat eşinizin aniden içeri girmesiyle yarım kaldı." Cemre şaşkındı Akın onun buraya geleceğini nerden biliyordu ki ? Bu açıklama kızı sinirlendirmişti " ben zaten kararımı vermiştim , onu dinlemeniz çok saçma sizi dava edeceğim. " aslında bunu yapmayacaktı ama yinede kuru tehditler onu rahatlatıyordu. "Cemre hanım maalesef bu tür operasyonlarda eşinizin onayı olmadan bunu kabul edemeyiz. Zaten bütün hastane kuralları böyledir." Cemre öfkeyle soludu cevap vermeden hemşirenin kolunda ki serumu çıkarmasını bekledi. " işlemleriniz tamamlandı giyinip çıkabilirsiniz. Geçmiş olsun." Diyerek hızla odayı terk etti. Cemre elbiselerini giyiniyor arada da Akın'a bir ton küfür savuruyordu. Yine başına iş açmıştı dengesiz herif. Daha fazla oyalanmadan çabucak hastaneyi terk etmesi gerekiyordu yoksa boğulacaktı bu hapis gibi yerde.
Akın , Cemre'yi odaya aldırmadan önce doktordan DNA testi yapmasını istemişti yoksa içi asla rahatlamıyacaktı. Doktor bunun için Akın dan kan vermesini istemiş ve sonuçların 2 gün içinde çıkacağını da eklemişti. Akın tüm istenileni yaptıktan sonra bu yapılan testten Cemre'nin haberi olmamasını tembihlemişti. Sonuçlar çıkmadan Cemre'nin yüzünü dahi görmek istemiyordu, onun için o vicdansız bir anneydi. Akın hastaneden çıkmadan kendinin ve kızın masraflarını ödeyip öyle ayrılmıştı. 2 gün sonra buraya kaderini görmeye tekrar geleceğini iyi biliyordu .
Cemre taksiye binip hızla o iğrenç yerden ayrılmıştı. Bu sefer aklı başına gelmişti bebeğini bir daha aldırmak gibi bir delilik yapmayacaktı. Bu konu bile nefesini daraltıyordu. Derin bir iç çekti bugün yaşanılanları hatırlayınca. Ne olmuştu Akın onu kurtarmıştı, yüzünde oluşan tebessüme karşı koyamadı , ismi bile büyük etkiler yaratıyordu bu yıkıntılarda. Gözlerini yumdu "eşinizin onayı olmadan..." bu hemşirenin cümleleriydi Akın'ı eşi olarak nitelendirmişti bu basit kelime kızı ne kadar da mutlu etmişti farkına bile varmadan. Akın'ı bir daha görmedi o karanlık hallerinden sonra belki de en iyisi böyle olması. Ama yinede onu görüp kafasında ki soruları bir bir sormak istiyordu. Kolunun dürtülmesiyle gözlerini hızla açtı taksici ona şaşkınca bakıyordu "hanımefendi uyuya kaldınız sanırım." Orta yaşlarda ki adamın cümleleri kızı utandırmıştı. Parayı ödeyip iyi dileklerde bulunarak eve doğru hızla koştu. Eve gelince Sırma eve çoktan gelmiş sofrayı hazırlamıştı. Bu olanlardan Sırma'nın kesinlikle haberi olmayacaktı yoksa hem çok üzülür hemde fazlasıyla kızardı bunu söylememek arkadaşına bir borç saymıştı. Bir şey olmamış gibi arkadaşına sarılıp masaya geçtiler, her ikiside bugün yaptıklarını anlattı biri pembe yalan söylese de yinede anlattı. Cemre hamile olmasına rağmen fazla midesi bulanmıyordu bu durum bir çok kadında fark gösteriyordu anlaşılan bebeği Cemre'yi çok yormayacaktı."Cemre tabağını bitir hamilesin, sağlıklı olman gerekiyor." Bu ufak uyarıları genç kız neredeyse her sabah , öğlen ve akşam yemeğinde yapıyordu.Cemre sıkılsa da bunu belli etmiyordu aksine bu ilgi onu mutlu ediyordu.
Bölüm sonu ★★(desteklemeyi unutmayın)
ŞAKA KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM :)
Akın hastanenin onu aramasıyla büyük bir heyecan yaşamıştı bugün herşey yerli yerine oturacaktı. Eğer çocuk onun ise ne yapacaktı bilmiyordu aslında ona ait olmasa da ne yapacağını bilmiyordu, aklı bir çorba kazanı gibi olmuştu. Bir planı olmasa da bunu halledeceğine emindi. Arabasını hızla hastaneye doğru sürdü kalbi şimdiden hızla atmaya başlamıştı buna hazır değildi o da biliyordu fakat o kıza güvenmiyordu yine aynı deliliği yapacağından korkuyordu. O bunları düşünürken çoktan hastaneye varmış içeri doğru sert ve seri adımlarla ilerlemişti. O gün konuştuğu doktorun kapısına gelip hiç tıklatmadan girdi bu hoyrat tavırları çok öfkeli olduğu zamanlarda olurdu . Doktor onu beklemiyordu onu görünce korkuyla irkildi. Saygısız tavırları hoşuna gitmese de bunu belli etmedi hafifçe ayaklanıp eliyle önünde ki sandalyeyi gösterip "hoş geldiniz Akın bey böyle oturun." Ses tonu gayet neşeli çıktıysa da Akın onun tam tersiydi. Sinirli halleri yüz hatlarını germişti buradan bile gerilmiş vücudu hissediliyordu. Genç adam aslında olacaklardan dolayı büyük bir sıkıntı ve endişe içindeydi bunu doktor hanım da anlamıştı. "Test sonuçları çıktıysa alabilir miyim.'' Doktor bu soruyla sadece başını sallayıp çekmecesinden çıkardığı beyaz dikdörtgen zarfı Akın'a doğru uzattı. Akın zarfı alıp hiç düşünmeden yırttı. Hızla kağıdı açıp içindekilerine göz geçirdi çoğunluk rakamlar ve saçma tıp terimleriyle dolu olan kağıda boş boş baktı aslında sonuç koyu bir renkle belirtilmişti cesaret edip bakamıyordu. Bu sorumluluğa hazır değildi kesinlikle hazır değildi, şuan yaptığı büyük hatanın bedelini yaşıyordu.... son kez Derince nefes alıp gözlerini kapatıp açtı ve hayatı için olan en hayırlı şeyin bu olmasını dileyerek sonda ki koyu rakama baktı 99,99% sıkıca tuttuğu kağıt elinde gevşemişti. Bu kağıt ile bir baba olacağı ispatlanmıştı. Kariyerin de bu kadar zirve yapmışken bu olanlar onu hayrete düşürmüştü yine hayatı bir kadın yüzünde yuvarlanma noktasına gelmiş. Hiç bir şey demeden odadan çıkıp kağıdı cebine sıkıştırdı. Aklı ve kalbi bağımsız iki ülke gibiydi , hangisine göre davranacağına bir türlü karar veremiyordu. O sarışını bir kere görmüştü sadece bir kere, hayatını mahvedeceğini bilseydi asla onunla tanışmayacaktı ama maalesef insanlar kaderlerini görecek büyük bir yeteneğe sahip değiller. Evine geldiğini şimdi idrak ediyordu. Hızla kapıyı tıklatıp açılmasını bekledi hizmetçinin kapıyı açmasıyla konuşmasına dahi izin vermeden odasına doğru ilerledi. Fazlasıyla karmaşıktı kimseye cevap verecek enerjisi yoktu.
Kapısının tıklanmasıyla gözünü aralayan Akın ne zamandan beri uyuduğunu bilmiyordu bile. Kapının tekrar tıklanmasıyla içeri giren annesini görünce hızla ayaklandı. Dünyada güvendiği tek kadındı annesi. "Oğlum geldiğini dahi görmedim, bir sorun mu var ?" Annesinin telaşlı ses tonu genç adamı gülümsettirmişti hemencecik oğlunu anlıyordu ama olanları anlatmaya hazır mı gerçekten bilmiyordu. "Annem çok yorgundum ondan direk gelip uyudum hiçbir sorun yok güzelim." Annesi kanser olmuştu geçmiş zamanlarda ve ona destek olmak için okulunu dahi yarıda bırakmıştı , annesinin dökülen saçlarına rağmen güzelliğinden bir şey kaybetmediğini söylerdi ve her zaman ona güzelim diye hitap ederdi . Onca yıla rağmen bu kelimeyi biran olsun ağzından eksiltmiyordu , bu kelime sadece annesine yakışıyordu . Annesi hafifçe gülümseyip tek can varlığı olan oğluna sarıldı. Onu hiçbir zaman şımarık yetiştirmedi aksine küçük yaşta çok yük koydu omuzlarına bunu fark ettiğinde artık çok geçti. Oğlu küçük yaşlarda yurt dışına gidip eğitim aldı. Onun yaşıtındaki oğlanlar kızların peşinden giderken o koca şirketin yükünü sırtında taşıyordu. Bunları ne zaman hatırlasa içi parçalanıyordu Adela'nın. Şimdi ise ne yapsa oğlunu o enerjik ve mutlu halini bir türlü geri getiremiyordu. Oğlundan ayrıldığında kara gözlerine baktı çok severdi bu badem gözleri. Hamile olduğunu duyunca kara gözlü bir çocuğum olsun derdi şimdi de o kara gözlere bakmaya doyamıyor. Oğlunu çok iyi tanıyordu kesinlikle başı büyük dertte "oğlum bana neler olduğunu neden anlatmıyorsun." Sesinde ki burukluk tamamen sömürüydü eğer böyle yapmasa oğlu ondan her şeyi saklar. Akın'ın düşen yüzünü görünce kendine kızdı ama bunu yapmak zorundaydı yoksa derdine derman olamayacaktı. "Annem böyle üzülüp beni de üzme." Genç adam annesinin yaşına rağmen pürüzsüz ve bakımlı yüzünü eliyle kavrayıp bu cümleleri sarf etmişti , belki de dedi genç adam annem bana en iyi yol gösterici olabilir...
BÖLÜM SONU. DESTEKLERİNİZİ EKSİLTMEYİN :) ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATA #Wattys2018
Roman pour AdolescentsAYNI HATAYI İKİ KEZ YAPAMAZSINIZ. İKİNCİ KEZ YAPTIĞINIZ HATA DEĞİL , TERCİHTİR. BİR KADIN ELİNDE OLMADAN EVLENEBİLİR Mİ ONU HİÇ SEVMEYEN BİR ADAMLA ? Cemre evlenmek zorundaydı ; yanmış bir ormana dönen hayatı ve doğacak bebeği için bu adama katlanac...